Türkiye'de üretilen her silahı yakından takip eden 'Yunan spiker' Ionnis Theodoratos'u bu kez SİDA'lar korkuttu. Son dönemde birbiri ardına devreye giren silahlı insansız hava araçları Yunan spikerin moralini bozdu.

Son yayınlandığı vidyoda Türk SİDA'larından SANCAR ve RD09'u analiz eden Theodoratos, silah sanayisinde geri kalan Yunan toplumunu suçladı; devletin özellikle 1974'ten beri kafasını 'devekuşu gibi kuma soktuğunu' kaydetti. 

"Neden 1974 diyorum? Çünkü o yıl Türkler Kıbrıs'ın yüzde 40'ını işgal etti" diyen Yunan spiker, helenizmin Doğu Akdeniz'de istila ve işgale uğradığını savundu. Türklerin Kıbrıs'ın ardından Ege'de de on yıllardır 'zorbalık yaptığını' iddia eden Theodoratos, Youtube platformundaki WOS kanalı tarafından yapılan çevirisinde şunları söyledi:

SORUNUMUZ ARTIK SADECE ULAQ DEĞİL

Artık bunlar cevap vermemiz ve engellememiz gereken tehditler. Son 10 yıldır Türk savunma sanayii ve enstitülerini takip ediyorum. Ben kendi kurumlarımıza gerçekten çok kızıyorum. Yunan savunma sanayiinin Yunan üniversiteleriyle işbirliği yapmasını engelliyorlar, her şeyi yasaklayan bir anlayış var. Modern silahlara sahip olmak için çalışmalıyız. Eğer bu konularda ilerleme kaydetmezsek, karada, denizde, havada, insansız sistemlerde, gelecekte pişmanlığımız bir işe yaramaz. 

Denizlerde sorunumuz artık sadece ULAQ değil. Bu arada ULAQ bir Türk insansız deniz aracıdır. Aslında yapmak çok basitti. Bir şişme bot alıyorsunuz, üzerine teknenin özelliklerine göre bir silah sistemi takıyorsunuz. Üzerine otomatik yönlendirme sistemi ve sensörler yerleştiriyorsunuz. Sonra uzaktan kumandalı bir aracınız oluyor. 

YUNAN MİLLETİNİ YOK ETMEK İSTİYORLAR

Esas konumuz şu ki, Türkiye'deki SAHA EXPO fuarında ULAQ'ın yanısıra iki yeni sürüm tanıtıldı. Bunlardan biri Yonca Onuk Tersanesi yapımı SANCAR... Bu arada Yunan armatörlere seslenmek istiyorum: Yunan armatörler! Gemilerini Ege'nin karşısında tamir ettirenler! Bilsinler ki milletimizin düşmanına verdikleri her dolar, avro, ruble, Türk Lirası ile bu saldırganlığın suç ortağı ve sponsoru oluyorlar. Birçok armatör bunu bilmeyebilir, bu yüzden onlara sesleneyim: Türk tersanelerinden uzak durun! Türklerin gemi inşa sanayileri Yunan milletini yok etmek üzere üretim yapıyor. 

Yonca Onuk Tersanesi yeni bir insansız gemi yaptı. 40 knot hıza ulaşıyor. 40 saat seyir halinde kalabiliyor. İki silah istasyonu var. Birine ASELSAN yapımı uzaktan kumandalı STAMP2 koyuyorlar. Diğerinde ise güdümlü füzelerin yerleştirilebileceği bir kule mevcut. Üzerinde tanksavar UMTASL'nin donanma sürümleri de var. Sinyallerin alınması, emirlerin yerine getirilmesi için teleskobik direği de var. Ancak asıl önemli olan muharebe yönetim sistemidir.

ELEKTROMANYETİK SPEKTRUM ÖNCELİK OLMALI

İkinci bir proje ise RD09. Bu ASELSAN'ın bir tersaneyle birlikte gerçekleştirdiği bir proje. RD09 daha çok ilgi görüyor çünkü daha ağır silahlara sahip. 600 deniz mili menzili var ve yakın gelecekte tamamlanacak bir proje. Tam 4 gün ikmal ihtiyacı duymadan çalışabilme özelliğine sahip. Ayrıca gerçek zamanlı vidyo çekimi sağlayan bir vericisi bulunuyor. 

Peki bizim başımıza ne gelebilir? Yunan Genelkurmayı ve Savunma Bakanlığı acilen Yunan üniversitelerini arayıp şunu söylemelidir: Bizim için bir grup insansız gemi üretmenizi istiyoruz! Bana diyeceksiniz ki 'Neden yurtdışından almıyoruz?' Cevabım 'hayır' olacak. Yurtdışından sadece miktar ve boyut olarak çok daha önemli olan sistemleri almamız lazım. 

Bir şey daha var: Elektromanyetik spektrum hakimiyeti konusuna gerekli ağırlığı vermedik. Tekrar ediyorum ve yine söylüyorum, Ege'yi elektromanyetik bir kafes haline getirmek zorundayız. En az 20 deniz mili mesafelerde hiçbir şeyin yüzemeyeceği veya uçamayacağı bir kafes... Önemli araştırmalar yapılması lazım çünkü bu, geleceğin savaşıdır.