İdlib’de yaşanan gerginlik, Beştepe’ye ‘politika üreten’ SETA’nın kadrosundaki Rusya düşmanlığını da gün yüzüne çıkardı. İdlib’de gerginliğin arttığı Şubat başından bu yana ABD’den ve Batı’dan çözüm bekleyen SETA’cılar bu tavırlarını sürdürüyor.

Çözümün adresi olan bölge ülkelerini ve Rusya’yı adeta düşmanlaştıran SETA kadroları bulundukları gazetelerindeki köşelerinde Batı’ya harekete geçme çağrısı yaptı.

‘GÜN EYLEM GÜNÜ’

SETA ekibinden Burhanettin Duran aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Politikaları Kurulu Üyesi... Dün Sabah gazetesinde yayımlanan “Washington ne yapacak?” başlıklı yazısında şunları dile getiriyor: “Washington’da ‘Suriye’de Rusya’ya karşı askeri angajmana girmeyelim’ havası hakim olursa hem Türkiye ile ikili ilişkileri toparlama fırsatı kaçırılır.

“Hem de NATO ve ABD’nin Türkiye’yi yine yalnız bıraktığı duygusu Türkiye kamuoyunda derinleşir. ‘Gerçek dostunuzun, müttefikinizin biz olduğunu anladınız mı’ mealindeki cümlelerin bugüne hiçbir katkısı yok. Gün söylem değil eylem zamanı. İdlib krizi için verilebilecek ‘somut desteği’ şu aşamada S400’e bağlamak da hiç isabetli değil. Muhaliflere verilecek birkaç askeri malzeme ya da sembolik açıklama ve ziyaretler hiçbir şekilde yeterli görülmeyecek.”

‘DESTEK YOKSA SİZE DE MALİYET ÇIKAR’

Hasan Basri Yalçın da yine Sabah gazetesinde yayımlanan “Söz bitince” başlıklı yazısında Batı’ya sesleniyor: “Hibrit savaş modeliyle hareket eden Rusya sağlam bir cevap bulmadığı müddetçe devam edecektir. Bugün İdlib, yarın Afrin, sonra hepsi. Türkiye durumun vahametinin farkında. Bu kadar direnmesinin sebebi de bu. Rusya gibi bir ülkeyi karşımıza almayı çok arzu ettiğimiz için olmuyor bu işler. (....) Biliyoruz. Batılı müttefiklerimizden askeri destek almak kolay değil. Kimsenin kimseye güvendiği yok. Ama Batılı müttefiklerimize şunu da göstermek lazım. Bu işin maliyeti sadece bize değil artık size de yazacak.”

‘RUSYA İLE DOST OLAMAYIZ’

Prof. Dr. Kemal İnat da, Türkiye gazetesindeki köşe yazısında Türkiye ve Rusya arasında bir dostluk olamayacağını savunuyor: “Uluslararası ilişkilerin güç üzerinden şekillenen doğası, TürkiyeRusya ilişkileri tarihi ve Rusya’nın Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’e yönelik politikası iki ülke arasında bir ‘dostluk’ ilişkisinin mümkün olmayacağını zaten açıkça ortaya koyuyor. Ama Suriye’de ABD destekli bir PKK/YPG koridoru tarafından kuşatılmakta olan Türkiye’nin, ileride kendi toprak bütünlüğü için büyük tehdit oluşturacak bu koridoru parçalamak için Moskova ile uzlaşmaktan başka seçeneği yoktu.”

ABD RUSYA’DAN DAHA İYİ!

İnat, Rusya ve ABD arasında Türkiye ilişkisi bakımından kıyas yapıyor. Rusya’nın, ABD’den daha fazla sınırı aştığını iddia eden İnat’ın ifadeleri şöyle: “Ancak Amerikan Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki diyalog, Washington’daki güvenlik bürokrasisinin PKK/YPG’ye Suriye’nin kuzeydoğusunda verdiği desteği kısmen azaltmasını sağlamıştı.

Ama Türkiye ile ilişkiler açısından Rusya ve ABD arasında önemli bir fark var.

ABD ile ciddi krizler yaşadık. Çuval hadisesine, ABD destekli FETÖ ve YPG’nin askerlerimizi ve sivil insanlarımızı şehit etmesine de şahit olduk. Ancak Amerikan askerleriyle Türk askerleri birbirlerinin ölümüne yol açacak doğrudan silahlı çatışmaya girmekten hep kaçındılar. Türkiye ile Rusya arasında ise bu hassas çizginin aşıldığına dair bir görüntü var.”