TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtlarken muhalefetin İHA ve SİHA'lara ilişkin eleştirilerine de cevap verdi. 

Muhalefetin eleştirilerine yanıt veren Bayraktar, ''Ana muhalefet partisi liderinden "yurt dışına satarlarsa" gibi bir ifade geldi. Ben kendilerinin bizim mücadelemizi anlamadığını düşünüyorum. Şayet iyi niyetli diye düşünürsek, bu ifadenin konuyla ne kadar ilgisiz, bilgisiz olduğunu görüyoruz. Dünyada şu an yaşadığımız en büyük gelişim yüksek teknolojiden oluşuyor. Her yönüyle bu ifadeleri çok talihsiz buluyorum. Tümüyle devletin kontrolünde olan bir alan bu. Tek tek çalışan personelden, üretime kadar devlete sormak zorundasınız. İhraç ederken de devlet kontrolünde.'' dedi.

''DÜNYADA DA DURUM BÖYLE''

''Biz bunu serbestçe kullanamıyoruz ki. Dünyada da durum böyle. Sivil ve askeri alandaki tüm firmalara baktığınız zaman hepsinin özel şirketler olduğunu görüyoruz.'' diyen Bayraktar, şunları kaydetti;

''Savunma sanayii şirketlerinin çoğu özel kuruluşlar oluyor. 1950'lere kadar çalışmalar yok edildiğinden ve malesef havacılık geçmişimiz yok edildiğinden öğrenilmiş çaresizlik durumu söz konusu. Ben evlenene kadar iş yerinde yaşadım. Bu işi sadece ekmek kapısı olarak görmedik, hayatımızı adadık. Biz maddi olarak düşünseydik farklı türlü ortaklıklar yapardık. Bunu yapanlar var iyidir kötüdür o ayrı mesele. Onlar hiç gündeme gelmiyor. Dünyanın en iyisini başarmış, 30'dan fazla ülkeye ihraç edilen ürünlere laf etmek... 7 ülke kampanya yaptı uçakları almak için. Bu ülkenin içinden çıktığında ancak bir değeri olarak gördük. İyi niyetli olarak bakamıyorum bu açıklamaya açıkçası.''

''İLK CEVAP TERÖRİSTLERDEN DEĞİL MECLİS'TEN GELDİ''

Saldırıların sistematik şekilde geldiğine dikkat çeken Selçuk Bayraktar, ''Bu alanda çalışmaya başladığımız ilk günden beri, bize terör örgütlerinden de tehditler geliyordu. Ne zaman Bayraktar TB2'ler sahada oldu önemli sonuçlar aldık. Kırk senelik kanayan yaraya merhem oldu SİHA'lar. İlk cevap teröristlerden değil de Meclis'ten geldi. Önce HDP'den geldi sonra CHP'li milletvekilinden geldi. Sonra bu saldırıların sistematik şekilde devam ettiğini gördük. Biz terör örgütünden beklerken saldırıları siyasetten geldi ve bizi çok şaşırttı. Kirli bir seçim kampanyasına da dönüştü. Hepsini mahkemeye verdik ve davaları kazandık. T3 vakfımızla ilgili de iftiralara maruz kaldık. Milyonların sahiplendiği çalışmalarımıza bir türlü bitmeyen iftira kampanyalarına maruz kaldık.'' dedi.

''DÜNYADA BİZİM GİBİ FİRMA VAR MI?''

Dünyanın övgüyle bahsettiği Bayraktar ailesinin ülke içinde hedef tahtasına oturtulması büyük tepki çekerken Selçuk Bayraktar, ''Bizim bu teknolojiyi verdiğimiz ülkelerde çok büyük takdir görüyoruz. Azerbaycan'da bize Karabağ nişanı verildi. Ukrayna'da abime 2 tane nişan verildi bana da Devlet Başkanı Zelenskiy tarafından verildi. Ülkeler marşlar yazarken, yeni çocuklara Bayraktar ismini verirken içerden böyle bir muhalefet görüyor olmak bizi çok şaşırtıyor. Baykar bütün gelirlerinin yüzde 75'ini ihracattan elde etmiş. Siz ABD, Çin ile rekabet ediyorsunuz. Biz Türkiye'ye İHA'larımızı vermesek gelirlerimiz çok daha yüksek olur. Baykar geçen yıllarda ihracat şampiyonu olmuş. Dünya devleriyle yarıştı Bayraktar TB2. Savunma sanayii şirketlerinin çoğu devlet desteklidir. Bırakın Türkiye'yi dünyada bizim gibi firma var mı?'' ifadelerini kullandı.

"İFTİRA KAMPANYALARI YAPILIYOR"

İftira kampanyalarına maruz kaldıklarının altını çizen Bayraktar, şu ifadeleri kullandı;

''Bizden SİHA tedarik eden ülkelerin çoğunda havacılık geçmişi var. Bayraktar TB2 yerlilik oranı en yüksek teknolojiler arasında. Türkiye'ye ambargolar çok uzun senelerdir var. Bizim elimizde bir başarı olmasaydı çok daha kolay bizi yok etmeye çalışacaklardı. Bunların hayati meseleler olduğunu anlamak için geçmişteki örneklere bakmak yeterli. KIZILELMA milyonlarca halkadan oluşan bir zincir. 20 senelik teknoloji girişimimizi Çorlu'dan kaldırdık Atatürk Havalimanı'na geldi. Dünyada ilkeri başarmış KIZILELMA tek bir takoz yüzünden bir yere gidemez. İşte onu kaldıran toplumlar bir yere gelebiliyor. Bir daha bu serüvenlerimizin önüne takozlar konulmasın diye TEKNOFEST'leri düzenliyoruz. Şimdi de aynı zihniyetle uğraşmazsak aynı sonuçları yaşayacağımızı biliyoruz. Rahmetli babam da son nefesine kadar böyle yaşadı. Ben de son nefesime kadar öyle yaşayacağım. Artık ülkemizin kaybedecek zamanı kalmadı. Takozları kaldırdıkça çok daha fazlası yapılacak. Buna zaten inanmak işin yarısı.''