Seçilmişler, atanmışlar kavgası…

Siyasette hep tartışıldı.

Ama son yıllarda daha çok gündemde.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi…

Meclis’in etkisinin azalması…

Atanmışların öne çıkması…

Gerilime tuz biber ekti.

İktidar muhalefet fark etmiyor.

Bütün partilerde eleştiri var.

AK PARTİ

AK Partili milletvekilleri.

Durumdan memnun değil.

Kendi aralarında sözlerini sakınmıyorlar.

“Seçmen nezdinde itibarımız yok.

Bakanlara iş yaptıramıyoruz.

Örgütlerimiz iş için bizi aramıyorlar.

Külliyedeki danışmanları buluyorlar.

İşlerini onlarla çözüyorlar.

Bakanlar bizi değil onları dinliyor” diye sitem ediyorlar.

MUHALEFET

Muhalefet AK Parti’yi suçluyor.

Bakanlar atanmış.

Danışmanlar, kurullar…

Hepsi aynı durumda.

Bu nedenle yükleniyorlar.

Deve mi, kuş mu henüz bilinmeyen,

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” savunuyorlar.

Öyle görünüyor ki seçimlerde ana tema olacak.

Seçilmiş, atanmış tartışması yapacaklar.

ANCAK…

AK Parti’ye en çok yüklenen CHP.

Ancak aynı tartışma kendisinde de var.

Son yaşanan iki olay.

“Başörtüsüne yasal güvence” teklifi.

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti.

Partide büyük tartışmaya neden oldu.

“Seçilmişler” gelişmelerden habersiz.

“Atanmışlarla” kararlaştırıldığı söyleniyor.

CHP’de “seçilmişler, atanmışlar” sıkıntısı büyüyor.

‘BİZDE DE AYNI’

CHP kulislerinde konuşulanlar, özetle şöyle:

“Partinin organları var.

Parti Meclisi.

Merkez Yürütme Kurulu.

Meclis Grubu.

Kararlar burada alınmıyor.

‘Atanmışlarla’ alınıyor.

Parti organlarına dikte ettiriliyor.

Parti Meclisi üyeleri her şeyi basından öğreniyor.

MYK için bile durum aynı.

Bir iki kişi dışında haberdar olan yok.

GRUP TOPLANTILARI

Meclis Grubunu hiç açmayalım.

Grup toplantıları canlı yayınlanıyor.

Genel başkanın konuşmasının bitişi ile toplantıyı yöneten grup başkanvekilinin ‘toplantı sona ermiştir’ duyurusu arasında saniyeler bile geçmiyor.

Hiçbir şey tartışılmıyor.

KURULTAYLAR

Kurultaylar da benzer…

Kitaplardan okuyoruz.

CHP bir hafta10 gün süren kurultaylar yaparmış.

İzlenecek politikalar tartışılırmış.

Şimdi böyle bir şey yok.

Şova dönüşen içi boş toplantılar.

AK Parti’yi eleştiriyoruz ama bizde de durum aynı.

Erdoğan ‘başörtüsüne yasal güvence’ yasa teklifimize vereceği yanıt için parti yöneticileriyle üç saat müzakere etmiş.

Bize 3 dakika bile bilgi veren olmadı.

Kararlar seçilmişler değil, atanmışlar etkili…”

DANIŞMANLAR

Bu arada, “14. Kat” tartışması alevleniyor.

PM üyeleri ve milletvekilleri sessiz.

Adaylık sürecinde çizik yemek istemiyorlar.

Ama partide enerji birikmesi artıyor.

CHP’lilerin anlatımına göre durum şu:

“Halktan tepki arttıkça gerilim de yükseliyor.

Kılıçdaroğlu’nu hedef alamayanlar…

Halk deyişiyle,

‘Sana derim kızım, sen anla gelinim’ olayı.

Danışmanlar krizi yaşanırsa sürpriz olmaz.

Hele YSK’ya listeler verilince…

Asıl kıyamet o zaman kopacak.

Susanların dili çözülecek.”

ÖN SEÇİM

Eskiden hakim gözetiminde ön seçim yapılırdı.

Milletvekilleri örgütlerinde güçlü olmaya çalışırdı.

Genel merkeze değil tabana bağlı olurlardı.

12 Eylül anayasasının maddelerinin çoğu değişti.

Yasaların önemli kısmı yeniden düzenlendi.

Ama 12 Eylül’ün Siyasi Partiler Yasası duruyor.

Liderler bu yasayı pek sevdi.

İşlerine geldi!

Aydınlık