Osmanlı İmparatorluğu 19. yüzyılın ikinci yarısından 1922 sonuna kadar sekiz savaş yapmıştır. Kırım Harbi, 93 Harbi, 1897 Türk Yunan Savaşı, Trablusgarp Harbi, Birinci Balkan Savaşı, İkinci Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve devamında Kurtuluş Savaşımız. Sayısız iç isyanlar da söz konusudur. Bunlar milyonu aşan askerin ve imparatorluk topraklarının dörtte üçünün kaybına yol açmıştır.

İŞGÜCÜ

Olağan durumda askerler 20 45 yaş arasındaki sağlığı elverişli erkek nüfustan oluşur. Bunlar ekonomik olarak aktif nüfusun en seçkin bölümünü oluşturur. Yüzde 90’ı tarıma dayalı ekonomi söz konusu. Makineleşmenin olmadığı, insan emeği ve hayvan çekigücüne dayalı bir üretim biçimi vardır. Sadece üretim değil, taşımacılık da insan ve hayvan gücüne dayanıyordu.

GENEL SEFERBERLİK

Ekonomik bakımdan çökmüş, önceki savaşlarda yıpranmış olan Osmanlı İmparatorluğu 3 Ağustos 1914’te genel seferberlik ilan ediyor. Seferberlikte askere çağrılan kişiler birkaç gün içinde birliklerine katılmak zorundadır. 

Yaz ayları hasat ve harman zamanıdır. İşin civcivli zamanında güçlü, yetenekli ve bilgili insanlar askere çağrılıyor. Harmanı kaldırmaya ve hasat edilen ürünleri ambara taşımaya bile olanak yok. Arkasından çift sürülecek, tohumlar ekilecek, nadas yapılacak, zeytin çırpılacak, bağ budanacak. Bunları herkes yapamaz ki. Çoğunda fiziki güç, bilgi ve yetenek gerekli. Gidenlerin hemen tümü aile reisidir. İşleri bilen ve yöneten kişi de aniden gidiyor.

Seferberlikte askeri malzemenin taşınması için öküz, at, katır, eşek, deve gibi iş hayvanlarına da el konuluyor. O zamanın teknolojisinde öküz ve atlar çift sürmede ve taşımacılıkta kullanılan çekigücünün temel kaynağıdır. Çeki hayvanı ve damızlık hayvanların kesimi yasaklanmış olsa da askerin beslenmesi için gerekli eti sağlamak üzere hayvan kesimi de yapılıyor. Bulaşıcı hayvan hastalıklarının yol açtığı ölümler önemli kayıplara yol açıyor.

TAHIL ÜRETİMİ

191314 üretim döneminde 98 bin ton tahıl dış alımı, 10 bin ton tahıl dış satımı yapılmıştır. Tahıl dış ticaretinde 88 bin tonluk açık söz konusudur. Osmanlı devletiyle ilintili ülkeler coğrafi olarak tahıl dış satımı yapacak durumda değildirler. Diğer yabancı ülkelerde tahıl dış satımı yasaklanmıştır. Dış ülkelerden tahıl alınamayacağı için halkın ve askerlerin beslenmesi için yerli üretimi artırmaktan başka çare yoktur.

Devleti yönetenler de seferberliğin tarımsal üretimde aksamaya yol açacağının farkındadır. Seferberlikten 45 gün sonra bir yönetmelik yayınlanarak öncelikle tahıl ekiminin düzenlenmesine çalışılmıştır.

TARIMSAL YÜKÜMLÜLÜK YÖNETMELİĞİ

Seferberlik Sürdükçe Her Köyde Ortaklaşa Yükümlü İşçiler Eliyle Tarlaların Ekim Şekli Hakkında Yönetmelik (17 Ekim 2014):

1. Her köyün onaltı yaşından yirmi yaşına kadar olan ve kırkbeş yaşından büyük olan erkek bireyleri ile askerlik yapma yükümlülüğü yaşında olup da izinli ve askerliği ertelenmiş olanlar, o köyün sürülüp hazırlanmış tarlalarına tohum ekmek, yeniden tarla sürüp tohum ekmek konusunda ortaklaşa işçilik yükümlüsüdür.

2. Her köyün taşıma araçları sağlama komisyonu tarafından el konulmaksızın köylerine terk edilmiş olan hayvanları, o köyün hazırlanmış olan tarlalarına tohum ekmek, yeniden tarla sürmek konusunda hazırlama araçlarıdır.

3. Her köyde her yıl kaç dönüm arazi sürülüp ne cins tohum kullanıldığı araştırılarak miktarı Bakanlığa hemen yazılı olarak bildirilecektir.

4. Vali, mutasarrıf, kaymakam ve bucak müdürleri; her köyde imam veya papaz ve muhtar ve köy öğretmeni ve ileri gelen iki üyeden oluşan bir kurul oluşturur. Bunlar aracılığı ile birinci maddedeki ortaklaşa işçileri ve ikinci maddedeki hazırlama araçlarını kullanarak öncelikle sahipleri seferber edilen kişilerin ve ikinci olarak köyde kalmış olan halkın her sene tarım yaptıkları araziyi sürdürüp ektireceklerdir.

5. Vali, kaymakam ve bucak müdürleri zaten hazırlanmış veya kendi hazırlatacakları tarlalara ekilecek tohumun aynı köy içinde tarlanın gerçek sahibi veya aile bireyleri tarafından sağlanıp sağlanamayacağını araştırmakla yükümlüdürler.

6. Yönetim ve maliye memurları, ekecek tohumu bulamayanlara gereken tohumun cins ve miktarını hemen belirleyerek dışarıdan tohum araştırma ve sağlamak zorundadır. Tarlalara ekilecek tohum miktarları sırasıyla İçişleri ve Maliye Bakanlıklarına bildirilir.

7. A’şar (öşür) ambarlarından alınacak veya dışarıdan sağlanacak tohum köyün hesabına yazılır ve yönetim ve maliye memurlarının gözetiminde ektirilir.

8. Askerin kuşatması altında bulunan yerlerdeki büyük çiftliklerin sahipleri tarafından işletilmeyen arazisinde askeriye tarafından tarım yaptırılacaktır. Bu durumda askeriye tarafı çiftlik tarlalarında tarım yapmak için kendi personel ve araçlarını kullanacak ve işlemi Maliye hazinesi adına yürütecektir. Çiftlik sahibine yöredeki gelenek ve adetlere göre uygun bir pay ya da ücret verilecektir.

9. Birinci maddedeki halktan oluşan ortaklaşa işçiler, yönetim memurlarının emriyle köydeki kurullar tarafından toplanır ve çalıştırılır. İşten kaçınanlar hakkında İl İdaresi Yasası’nın 74 maddesi hükmü uygulanır ve yinelenmesi halinde Divanı Harpler tarafından gereken kovuşturma ve cezalandırma yapılır.

10. Bir köyün ortaklaşa işçilerinin her yıl ekilmekte olan tarlalarını işlemeye yeterli olmadığı durumlarda, çevredeki diğer köylerin ortaklaşa işçilerinden bir kısmı ayrılıp o köye gönderilerek işlettirilir. O halde bu işçilerin yiyip içme masrafları çalıştıkları köy halkı tarafından karşılanır. Büyük çiftliklerde sahiplerinin her yıl tarım yaptıkları araziyi sürüp ekmeye yeterli ücretli işçi bulunmadığı durumda köylerindeki tarım işlerini tamamlamış köy ortalaşa işçilerinden gerekenler belirli bir ücretle anılan çiftliklere gönderilir ve çalıştırılır.

11. Vali, mutasarrıf, kaymakam ve bucak müdürleri; yönetim alanlarındaki köylerde her yıl tarımı yapılan arazide tarım yaptırma konusunda gösterecekleri beceri ve çaba oranında beğeni ve ödüle layık olacaklar ve aksi durumda görevden el çektirilerek şiddetle sorumlu olacaklardır.

12. Halkı işe yöneltme veya eylemli olarak çalıştırma konusunda yönetici memurların sözlü ve yazılı emirlerinin jandarma ve polis memurları tarafından kayıtsız ve koşulsuz yerine getirilmesi gerekir.

Acele uygulanan bu yönetmelik umulan sonucu vermemiştir. 18 Eylül 1916’da Geçici Tarımsal Yükümlülük Kanunu çıkarılmıştır.

  • (Konunun işlenmesine devam edilecektir.)
  • Aydınlık
* A. Gündüz Ökçün, Tarımda Çalışma ve Ekme Yükümlülüğü (Mükellifiyeti Ziraiiye) Belgeler 1914 – 1922. 2. Baskı, Sermaye Piyasası Kurulu Yayın No: 57, s.34’ten alınarak sadeleştirilmiştir. Saygı ve teşekkürlerimle.