(E) Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt KARATAŞ

Makina Mühendisi Fazıl ALTAY

1. GİRİŞ

Türkiye’nin S400 alım kararı sonrası başlayan tartışmalarda çok şey yazıldı çizildi. Herkes görüşlerini anlatmaya çalıştı. Daha önce ilk kez “M5 Ulusal Güvenlik, Savunma ve Strateji Dergisi’nin 349’uncu Ağustos 2020 Sayısında S400 mü? Patriot mu?” başlığı ile yayımlanan bu yazımızda ise biz görüşlerimizi teknik görsel bilgiler ile detaylandırmak istedik. Sonuç olarak, okuyucuların yazının sonunda bugüne kadar çok fazla değinilmemiş ama önemli veriler elde edeceğine inanıyoruz.

2. S400 KARARINA ETKİ EDEN HUSUSLAR

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin S400 kararı politik, askeri ve teknik eksenlerden gelen bileşke bir karardır. Biz yazımızda askeri ve teknik eksenler üzerine yoğunlaşmanın yanı sıra politik eksene de değinmemiz sonuca bütünlük sağlayacaktır.

Askeri ve politik olarak NATO ve Batılı ülkelerle sıkı bağları olan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemi alımında öncelikli olarak NATO ülkelerinden bir tercih yapmak istemesi beklenen bir durumdur. Türkiye bu tercihi yaparken öncelikli olarak satış yapacak ülkelerin parlamento, senato ve benzeri kurumlarında satış engeli çıkartılmamasını talep etmiş ve bir önceki ihalede tercihini Çin HQ9 Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemi ihraç versiyonu için yapmıştır. Burada tercihi Çin olarak oluşturan baskın unsur, ekonomik olması değil acil temin edilebilirlilik garantisidir.

ABD uzun yıllar Türkiye’nin Hava Savunmasının Yüksek İrtifa ve Uzun Menzilde bağımsız olmasını istememiş ve oluşacak Ortadoğu eksenli küresel krizlerde Türkiye’nin kendini tehdit altında görerek daha fazla NATO ve ABD etkisinde kalmasını amaçlamıştır.

ABD Türkiye’ye bu savunma ihtiyacını devam ettirerek ABD’nin Türkiye çıkarlarına tamamen ters, hatta beka sorunu oluşturacak politikalarına PKK/KCK ve PYD/YPG’nin desteklenmesine itiraz etmemesini sağlamak istemiştir.

S400 Hava Savunma Sistemi

Patriot ve diğer bazı kritik silah sistemlerinin Türkiye’ye ihracında (HİK uçakları, 2000’lerde çok ihtiyaç duyduğumuz silahlı dronlar, 1990’larda çok ihtiyacımız olan taarruz helikopterleri, güdümlü mühimmat, demet bombaları vb.) kendi kongresinin onay sürecini istediğinde silah sistemlerinin Türkiye’ye satışının engellenmesi amacı ile bahane olarak kullanmıştır.

Her Ortadoğu krizinde NATO/ABD kendi istediği zaman Türkiye’ye Patriot gönderiyorum demiş fakat yine kendi istediği zaman da bu Patriotları tehdit devam ederken dahi geri çekmiştir. ABD’den Patriot satın alım taleplerimiz olduğunda ne gibi zorluklar çıkarıldığını ABD Başkanı Donald Trump açıklamış ve Türkiye’nin Patriot talebinin Başkan Barack Obama’nın engellemesi sonucu gerçekleşmediğini söylemiştir. Bu nedenle yok aslında ABD vermek istedi de Türkiye almadı gibi ifadeler doğru değildir. Söylediklerimizin teyidini bizzat ABD başkanının kendisi yapmıştır.

NATO’nun başka ortakları olan İtalyan/Fransız üretimi SAMP/T hava savunma sistemlerinin alım düşüncesi de özellikle Fransa’nın sürekli olarak çıkardığı siyasi engeller ağırlıklı olarak değerlendirildiğinde hazır alımda tercih edilmemiş fakat yeni bir versiyonunun geliştirmesinde denenebilecek bir işbirliği olarak tamamen masadan da kaldırılmamıştır. Yeri geldiği için söylemek lazım ki bu ortak geliştirme çalışmasında Türkiye üzerine düşen her türlü sorumluluğu tamamlamış olmasına rağmen özellikle Fransa ile yaşadığımız AkdenizLibya ayrışması ve öncesinde yaşanan başka politik gerginlikler o sürecin de beklenilen hızda işlemediğini ama bunun Türkiye dışı faktörlerden dolayı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Tüm bu gelişmelere rağmen sonuç olarak Türkiye kötü niyetli olmadığını gösteren bir karar vererek askeri önceliklerini ötelemiştir. NATO/ABD ile çok fazla gerginlik çıkmaması için 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi öncesinde Çin üretimi HQ9’dan vazgeçip kendi Milli Üretim Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemini geliştirme çalışmalarına başlamıştır.

Kırılma noktası 15 Temmuz olmuştur. Türkiye, 15 Temmuz’da NATO ve ABD’den hiçbir politik destek ve yardım görmemiş hatta FETÖ’yü desteklediklerine açıkça şahit olmuştur. Yıllardır Türkiye’ye karşı terör faaliyetlerinde bulunan PKK/PYD’ye TIRlar ve Kargo Uçakları ile binlerce ton silah, mühimmat, araçgereç ve çok sayıda askeri personel desteğinde bulunmuştur.

Suriye’de PKK/PYD’nin Türkiye’ye tehdit olmasına ABD ve NATO’nun destek verdiğini gören Türkiye, Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sisteminde yaşadığı boşluğun kendi geliştirme faaliyetlerinden önce “Acil Alımla” desteklenmesi kararını vermiş ve Rusya’dan S400 alım talebinde bulunmuştur.

Rusya, politik olarak NATO ve Türkiye arasında NATO tarafından oluşturulmuş sorunu derinleştirmeyi fırsat olarak gördüğü için S400’lerin Türkiye’ye ekonomik bir fiyatla satışına ve teslim garantisine onay vermiştir. Burada konu geçen her devlet kendi “Milli Çıkarları” neyi gerektiriyor ise onu yapmayı tercih etmiş ve bağımsız bir gözle değerlendirildiğinde kendileri açısından belirli bir mantığı olan kararlar almıştır.

ABD, bana bağımlı olsun ben ne yaparsam yapayım dediklerimi uygulasın istemiş Türkiye’ye Patriot’u vermemiş, Rusya ise ABDNATO ve Türkiye eksenindeki çatlak derinleşsin istemiştir. Türkiye ise acil ihtiyacını ABD’nin geçmişte yaşattığı siyasi baskılar olmadan teslimi garanti olan bir seçenekle gidermek istemiş ve ABD’ye aslında “sana her konuda bağımlı olmayabilirim benim de seçeneğim var” mesajını iletmiştir. Sürecin politik özeti budur.

Türkiye’nin S400 alım kararı çıktıktan sonra ise bazı gerekçeler ile itirazlar dile getirilmiştir. Bunları gruplandırırsak;

Görsel 1 S400 İtirazlarının Gerekçeleri ve Gruplandırılması

İyi niyetli olan ve çoğunlukta bulunan vatandaşlarımızı daha iyi bilgilendirmek için seri şeklinde yazılarımızı ve söyleşilerimizi yayınlamaya karar verdik. Kötü niyetli olanlar, ortak gerekçeler üzerinden iyi niyetli olanlara konuyu anlatmaya ve Türkiye’nin siyasi boyut bağlamındaki haklı gerekçelerini aşındırmaya ve Türkiye yanlış yaptı demek propagandasını yürütmüşlerdir, yürütmektedirler.

Türkiye’nin S400’lerin alımına itiraz edenler içinde F35’lerin Türk Hava Kuvvetlerine tesliminin iptali sonrası Türk Hava Kuvvetleri’nin zayıflayacağını düşünen iyi niyetlilerin çoğunlukta olduğunu biliyoruz. F35 uçaklarının aslında toplamda getirdiği zararların faydasından daha çok olduğunu örnekleriyle inkar edilemez şekilde ispat ettik. Yazımız içerisinde Patriot daha iyiydi iddiasında bulunan görüşler üzerinde durup, bilgi vereceğiz.

Daha sonra ele alacağımız bir yazıda ise Türkiye’nin Rusya’dan S400 almasından rahatsızlık duyan ABD’nin F35 santajını ve F35’in nasıl bir “virüs” olduğuna dair düşüncelerimizi sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

Elbette kötü niyetli olanlar, Türkiye S400 kararı ile ABD ve NATO’ya 15 Temmuz sonrası çaresiz olmadığını göstermek istedi ama bu yanlıştır, ABD’ye her daim bağımlı kalalım, PKK/PYD’yi zaten ABD ve NATO yıllardır destekliyor bu yeni bir şey değil buna da ses çıkarmayalım, üstüne ABD FETÖ’yü de desteklese yine de biz ABD ve NATO’ya karşı seçenek geliştirmeyelim konularını açık bir şekilde dile getirmiyorlar.

ABD yapımı Patriot Hava Savunma Sistemi

Patriot alırken ABD’ye, S400 alırken Rusya’ya da bağımlı olma endişesini duymak ve ABD ve Rusya’nın PKK/PYD’ye açık veya kapalı destek olmalarına itiraz etmek haklı argümanlardır. Üzerinde tedbir alınarak dikkatle yönetilmesi gereken süreçlerdir.

Türkiye’nin; S400’lere acil bir ara dönem tedariği olarak bakarken, HisarU/Siper Uzun Menzilli Yüksek İrtifa Hava ve Füze Savunma Sistemlerini geliştirirmeye, yeni nesil SAMP/T projesine de katılım yaparak tek boyutlu silah sistemine bağımlı olmamak ve “Milli Üretime” odaklanmak için gerekli olan tüm adımları attığını görüyoruz.

ABD ve Rusya’nın terör örgütlerine kendi menfaatlerine uygun destek vermesinin önündeki en etkin çare “Güçlü Türkiye, Güçlü Türk Silahlı Kuvetleri”dir. Biz içeride güçlü olduğumuz ve birlik beraberliğimizi koruduğumuz sürece tüm olumsuz girişimler boşa çıkarılacaktır.

Yarın: Hava füze savunması yapmak için gerekli unsurların karşılaştırılması