Ukrayna Silahlı Kuvvetleri dün Türkiye'den aldıkları Bayraktar TB2 SİHA'larıyla Donbass'taki Rusya yanlısı güçleri vurdu. Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Ukrayna'ya bu desteğinin "Aramızdaki gerçekten özel ve iyi ilişkileri bozduğunu ve bölgeyi istikrarsızlaştırdığını" söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise, "Neo Naziler tarafından kontrol edilen Kiev rejimini silahlandıranlar ne yaptıklarını düşünmelidirler" dedi.
Gerçekten ne yaptığımızı düşünmenin tam zamanı. ABD Emperyalizmi sınırımızdaki Dedeağaç'a silahlı yığınağını arttırır ve Kasım ayında Balkan ülkeleriyle yapacağı askeri tatbikata hazırlanırken, piyonu Ukrayna bizim silahlarımızla Rusya'yı vuruyor.

Bu tatbikatın Türkiye ve Rusya'yı hedef aldığına kuşku yok. Zaten hedefin özellikle Türkiye olduğunu kendileri açıklıyorlar. Aynı gün Türkiye'nin de katıldığı NATO toplantısında Rusya'ya karşı, sadece konvansiyonel değil, her düzlemde savaşılacak yeni bir plan açıklanıyor.

Bu olaylar tam da TSK'nin Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin "kara gücü" PKKPYD'ye son darbeyi indireceği operasyona hazırlandığı koşullarda gerçekleşiyor. Peki, Suriye topraklarında yapılacak bu operasyona Suriye ve Rusya'nın desteğinin olmaması işimizi zorlaştırmayacak mı? Ve biz, bu son Ukrayna saldırısıyla, Rusya'ya, "Beni destekleme" demiş olmuyor muyuz?
Ve nihayet, KKTC'nin tanınmasını dünyanın, özellikle Rusya'nın gündemine taşıdığımız ve Putin'in Başdanışmanı Alexander Dugin'in, "Tanımaya hazırız" dediği koşullarda, Rusya'yı arkadan vurmak ne anlama geliyor?
Hem de bu yanlışlar ABD'nin sadece dış kuşatmayı değil, iç yıkıcılığı da yoğunlaştırdığı koşullarda yapılıyor. ABD önderliğinde on ülkenin büyükelçisinin Türkiye'ye sopa sakladığı gün. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Siyasi cinayetler gündemde" psikolojik saldırısından ve PKK'ya, FETÖ'ye özgürlük çağrılarından sonra, Tezkere'ye "Hayır" oyu verdiği gün.

Yeter artık! Bu yanlışları düşünmenin ve derhal düzeltmenin zamanıdır. Bugün Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 99. yıldönümü. Büyük önderimiz M. Kemal Atatürk'ü dillerinden düşürmeyenler, O'nun önderliğinde yedi düvele karşı yürüttüğümüz İstiklal Savaşı'nı Rusya'yla dostluk ve işbirliğiyle kazandığımızı hiç mi bilmiyorlar?

Sadece yanlışı düzeltmek değil, çözüme, doğruya odaklanalım. Evet, Türkiye için de, Rusya için de baş tehdit ABD Emperyalizmi'dir ve O'nunla savaş halindeyiz. O'na karşı Rusya'yla ve diğer komşularımızla "Çok özel ve iyi ilişkilerimizi" geliştirecek, Ukrayna gibi piyonları aradan çıkartacağız. Kırım'ın Rusya toprağı olduğunu ve Abhazya Cumhuriyeti'ni tanıyacağız. Atalım bu adımları, bakın KKTC'nin tanınmasının ve Türkiye'mizin önü nasıl açılacak.