Rusya Enerji Bakanı’nın Doğu Akdeniz'de Türkiye ile işbirliği açıklamasını değerlendiren uzmanlara göre, Rus şirketlerinin KKTC ruhsatıyla arama yapması, Rusya’nın KKTC’yi tanımasına gidecek yolu açabilir...

Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Akdeniz’de Rus şirketlerin başarılı enerji projelerinde yer aldığını belirterek, “Eğer ticari açıdan tüm tarafların yararına projeler olursa, Rus şirketleri Doğu Akdeniz’de Türkiye ile işbirliğine yönelik kararlar alabilir” dedi.

Novak, dün Antalya’da katılacağı TürkiyeRusya Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 16. Dönem Toplantısı öncesinde Anadolu Ajansı muhabirine, iki ülke arasındaki ilişkilere yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın eşbaşkanlığında düzenlenecek KEK toplantısında, iki ülkenin ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini ele alacaklarına işaret eden Novak, şöyle konuştu: “Bugün temaslarımız etkin bir şekilde genişliyor ve derinleşiyor. Geçen yılın sonunda ticaret hacmimiz yüzde 16 artarak 25.5 milyar dolara ulaştı. Ticarette karşılıklı yatırımlarda, sosyokültürel ve beşeri alanlardaki bağlarımızı daha da artıracak fırsatlara sahibiz.”

‘İŞBİRLİĞİNDE İDARİ ENGELLER KALKACAK’

Novak, toplantıda, Rusya ve Türkiye işbirliğinin önünde engel oluşturan idari bariyerlerin kaldırılmasını da ele alacaklarını dile getirdi. Novak “Özellikle de iş dünyasının daha kolay bir şekilde etkileşime geçebilmesi için vize ve gümrük konularını konuşacağız” ifadesini kullandı.

Novak, TürkAkım ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) gibi projelerin hayata geçmesiyle ekonomik ve ticari alanlarda yeni işbirliği olanaklarının doğacağına işaret ederek, şunları söyledi:

“Tarım sektöründe de karşılıklı tedarikimizi artırabileceğimiz önemli bir potansiyel var. Sanayide ise mühendislik ürünleri ve ortak Rus uçağı yapımı için ortak girişimler kurulması yönünde ciddi bir potansiyel görüyoruz. Askeriteknik işbirliği de yoğun bir şekilde gelişiyor.”

TürkAkım’ın, Rusya için Türkiye ile hayata geçirilen en önemli projelerden biri olduğunu dile getiren Novak, “Projenin inşaatında son aşamaya geliniyor” dedi, “Gelecek yıl Türkiye’ye doğrudan doğalgaz sevkiyatı başlayacak. Projenin takvim doğrultusunda ilerlemesi noktasında Türk ortaklarımıza müteşekkiriz.”

Novak, TürkAkım’ın Doğu Avrupa’ya uzanacak ikinci hattı için çalışmaların başladığını ve bu kapsamda Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Baumgarten’e sevkiyat planlandığını belirtti ve ekledi: “Gazprom söz konusu ülkelerle yol haritasını imzaladı. Tüm süreç Avrupa kanunları doğrultusunda ilerliyor.”

AVRUPA’DA GAZ TALEBİ ARTACAK’

Avrupa’da doğalgaz tüketiminin artmasını beklediklerini söyleyen Novak, “Bunun nedeni hem talebin artması hem de Avrupa’da doğalgaz üretiminin düşmesi. Rus gazı rekabetçidir ve TürkAkım’ın Avrupa’ya doğalgaz sevkıyatında en önemli rotalardan biri olmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Novak, Kuzey Akım 2 projesinde aksaklık yaşanması halinde TürkAkım’ın kapasitesinin artırılabileceğine yönelik açıklamalara ilişkin şunları ifade etti:

“Kuzey Akım 2’nin takvim doğrultusunda ilerlediğini düşünüyoruz. TürkAkım’ın kapasitesinin artırılması teorik açıdan mümkün. Bu tümüyle doğalgaz talebine ve böyle bir yatırımın geri ödeme sürecine bağlı. Avrupa’da doğalgaz tüketimine yönelik potansiyel yüksek ancak rekabet de var. Söz konusu rekabet içinde gerekli hacimleri temin etmeye hazırız.”

Akdeniz’de Rusya ile Türkiye arasında olası işbirliği olanaklarını değerlendiren Novak, şunları kaydetti: “Akdeniz’de Rus şirketlerin yer aldığı başarılı enerji projeleri var. Örneğin Rosneft, Zohr sahasının geliştirilmesinde yer alıyor. Bu tür girişimlerde işbirliğinde öncelik, ekonomik çıkarlar tarafından şekillenir. Eğer ticari açıdan tüm tarafların yararına projeler olursa, Rus şirketleri Doğu Akdeniz’de Türkiye ile işbirliğine yönelik kararlar alabilir.”

DAHA ÖNCE DESTEK VERMEMİŞTİ

Rusya daha önce Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını desteklemediğini açıklamıştı. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin çalışmalarına ilişkin açıklamasında şu ifadeler yer alıyordu: “Bir başka Türk araştırma gemisinin de Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesine girdiği haberlerinin ardından, bölgedeki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Kıbrıs’ın egemenliğinin ihlâl edilmesinin, Kıbrıs sorununa kalıcı, adil ve uygulanabilir bir çözüm için şartların sağlanmasına yardımcı olmayacağına inanıyoruz.”

Buna rağmen Rusya, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye sondaj nedeniyle yaptırım uygulamasına tepki göstermişti.

'LİMAN VE DEMİRYOLU İLE 100 MİLYAR DOLARA ERİŞİRİZ'

TürkiyeRusya İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ise iki ülkenin 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi kapsamında gelinen noktayı ve yapılan çalışmaları anlattı. TürkiyeRusya İş Konseyi 20. Toplantısı’nın gerçekleştiği Antalya’da Sputnik’in sorularını yanıtlayan Özilhan “Hem Türkiye hem de Rusya kendi para birimleriyle ticareti geliştirmek şeklinde birtakım çalışmalar yapıyorlar. Bugün toplam ticaret hacminin yüzde 10’u civarına denk gelen ticaretin yerel para birimleriyle yapılması söz konusu” dedi. Rusya’nın enerji ödemelerinde Türk lirası kabul etmeye başlamasının, yerel parayla ticaret sürecinde bir kilometre taşı olacağına işaret eden Özilhan “Her iki tarafın da alışkanlıklarının gelişmesi lazım. Hükümetlerin bu konuda aktif adım atması gerekir. Tabii, daha çok Rus tarafının enerji ödemelerinde Türk Lirası’nı kabul etmesi gerekli. Kilit, o noktada” diye konuştu. Türkiye ile Rusya arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin “uzun vadeli bir hedef” olduğuna işaret eden Özilhan şöyle devam etti: “Bu uzun vadeli hedefe ulaşmak için şimdiden altyapıyı doğru şekilde oluşturmak şart. Altyapıdaki en büyük eksiklik lojistik. Yani, Türk ürünlerini Rusya’ya taşımak. Sayın Bakanımızın (Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan) belirttiği üzere, limanların geliştirilmesi lazım. Demiryolunun geliştirilmesi lazım ve o bağlantıların kurulması lazım. Belki büyük depoların, serbest bölgelerin inşa edilmesi gerekir ki, iki ekonomi birbirine daha çok kenetlensin. Bu engeller aşılırsa, o zaman 100 milyar dolar hedefine ulaşırız. “100 milyarlık ticaret hacmine ulaşmak için Türk ve Rus ürünlerinin rahat ve makul maliyetlerle taşınabilir bir hale gelmesi gerekiyor. Bu konuda ihracatçılar çok zorlanıyor. Gümrüklerde, depolamada zorlanıyor. Türk TIR’larının geçişlerinde sıkıntılar var. Bunların açılması gerekiyor. Bu konuda biraz daha her iki tarafın da açık bir şekilde çalışması gerektiğini düşünüyorum.”


ENERJİ UZMANI NECDET PAMİR:

Ben başından beri Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Rumlarla aynı blokta yer almayan ülkelerle işbirliğini gündeme getiriyorum. Bu hem riskin paylaşılması hem de uluslararası denge açısından önemli. Rusların Doğu Akdeniz’de stratejik çıkarları var. Geri dönülmez bir noktadalar. Rusların Doğu Akdeniz’e ilgi göstermesi normal. Karşılıklı çıkarlara dayalı olarak Ruslarla Doğu Akdeniz’de birlikte çalışılabilir. Rusya’nın yanında İranlı, Venezuelalı, Çinli şirketlerle de işbirliğine gidilebilir. Burada önemli olan anlaşmanın doğru yapılması ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun olması. Şimdi Finike 1 kuyusundan gelen haberler olumlu. Buradaki çalışmanın eylül başına kadar sonuçlanabileceğini sanıyorum. Burada beklenen sonuçlar alınırsa, Türkiye ile çok sayıda ülke ve firma işbirliği isteyecektir.

ENERJİ PİYASALARI VE POLİTİKALARI ENSTİTÜSÜ (EPPEN) BAŞKANI DR. VOLKAN ÖZDEMİR:

Uluslararası ilişkilerde açıklamalar üzerinden analiz yapmamak lazım. Rusya’nın pozisyonunu, söylemlerinden değil fiili çalışmaları üzerinden yorumlamak gerekir. Fiiliyatta Kıbıs Rum Kesimi’nin açtığı hiçbir ihaleye katılmadılar. Orada Amerikan, Fransız, İtalyan, İsrail hatta Katar şirketi bile var ama Rus şirketleri yok. Rum parsellerinin güneyindeki Mısır’ın sahasında Rus devlet şirketi Rosneft var. Doğusunda Lübnan ve Suriye’de Rus şirketlerinin olduğunu biliyoruz. Şimdi böyle olunca Rusya, Türkiye ile arasını bozmamak için Rum ihalelerine katılmadı. Dünyanın enerji diplomasisini yöneten ülke, oralarda yok, bu başlı başına önemli bir veridir. Bunların yanı sıra Rusya ve Rum kesiminin parasal anlamda bankacılık işlemleri dahil olmak üzere ciddi bir ekonomik bağı var. Buradan Rusya’nın bir denge faktörü oluşturduğunu anlıyoruz. Bu zaten Rusya’nın genel dış siyasetine uyumlu bir harekettir. Rusya Lübnan’la da Suriye ile de konuşur. Burada da Türk ve Rum taraflarında bir denge gösterdiğini görüyoruz. İleride ABD, en son aldıkları Rum kesimine uygulanan silah ambargosunu kaldırma kararıyla, siyasi olarak ilişkilerini artırır, askeri ilişkilerini geliştirirse bu Rum ve Rus ilişkilerinde ciddi bir kırılma ihtimalini ortaya çıkarır. Eğer bu olursa Türkiye’nin tezlerine Ruslar daha fazla yaklaşır. Ama şu an fiiliyatta bir denge yürütülüyor.

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI PROF. DR. HASAN ÜNAL:

Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervlerini arama ve çıkarma çabalarında Rusya ile işbirliği yapması, Türkiye’nin çıkarlarına uygundur. Batılı şirketler KKTC’nin verdiği ruhsatlarla arama ve sondaj yapmıyorlar. Buna karşın Rusların KKTC’nin vereceği ruhsatla arama yapması Rusların KKTC’yi tanımasına gidecek yolu açabilir. İkincisi Türkiye ile Rusya birlikte, Türkiye’nin kıta sahanlığı ve önümüzdeki günlerde ilan edeceği Münhasır Ekonomik Bölge’de de birlikte hareket edebilirler. Böyle bir durum Doğu Akdeniz’in mevcut jeopolitiğine de uygundur. Doğu Akdeniz’de Türkiye lehine denge oluşmasına yardımcı olur. Rus enerji bakanı böyle bir açıklama yapmışsa, bu önümüzdeki dönemin habercisidir.


Aydınlık