İdlib’de sivillere saldırının arkasında teröristler olduğunu söyleyen Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Rusya'nın teröristlerin saldırılarına karşılık verdiğini belirtti.AYDINLIK / ANKARA

Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, CNN TÜRK’e yaptığı açıklamada İdlib’de yaşanan gelişmelerle ilgili bilgiler verdi. İdlib’de terör gruplarının saldırıya geçtiğini kaydeden Aleksey Yerhov, “Hangi ülkenin ordusu olursa olsun Rusya, Türkiye, Suriye ya da ABD, gerekli karşılık verilmek zorunda. Angajman kuralları söz konusu. Bu sebepten top atışıyla ve havadan destekle karşılık verildi. Mayıs’ta durum daha da kötüleşti. Teröristler taarruza geçti. Son iki, iki buçuk hafta içerisinde bunu bariz şekilde gözlemliyoruz. Bu sade bir harekat değildir. Çok planlı, tankların da kullanımını öngören ve top atışı desteğine de devam eden, zırhlı araçların da içinde bulunduğu bir taarruzdan bahsediyoruz” dedi.

İdlib’de sivillere yönelik saldırıların arkasında teröristler olduğunu vurgulayan Yerhov, şu bilgileri verdi: “Sizlere sosyal ağlardan derlediğimiz teröristlerin iletişim olarak kullandığı mesajları getirdim. Arapça’dan müsaade ederseniz tercüme edeyim. Mesajlardan biri, devrim birlikleri, Beşar Esad gruplarına ve Rus birliklerine karşı KarfNaruda yakınında taarruza geçiyoruz diye bir mesaj var. Ayrıca şunun da altını çizmeden edemeyeceğim. Terör grupları hain bir yönteme başvurarak Esad’a yönelik taarruza geçerken daha çok hastane okullar gibi sivil yapıları kullanıyorlar. Daha da basit bir örnek vermek gerekirse bir araç üzerine kurulu bir roketatar sistemiyle hastanenin bulunduğu mekana gelerek roketatar sisteminden ateş edip kaçıyorlar. Bunlar hızlı bir şekilde olay yerini terk ederken Suriye’ye ait MİG21 uçağı tabi ki hedefi vurmak için o noktayı vuruyor. Bu sebepten de siviller arasında kayıplar kaçınılmaz oluyor.”

Teröristlerin İdlib dışında da faaliyet sürdürdüklerini ifade eden Yerhov şunları söyledi:

“KarfNabuda, Skalbiya, İdlib değildir. Orası Hama bölgesine aittir. Dolayısıyla bahsettiğimiz gruplar kendi sözde askeri faaliyetlerini İdlib dışında yürütüyorlar. Ebu Muhammed, Heyet Tahrir Şam başkanı, koyu terörist. Cemil Salih, Çeyş al İzza örgütünün başındaki adam, tanınan biri. Şukur Eşşam grubunun başındaki adam Abu İssa Aşşeyh. Herkesin ılımlı bir grup olarak adlandırdığı bir oluşum Ahrar el Şam örgütünün tüm lider kadrosu yer almakta. Çok doğal olarak Suriye hükümet ordusu, Rusya federasyonunun askeri hava kuvvetlerinin desteği ile gerektiği şekilde karşılık veriyor. Çok yönlü ve çok kapsamlı çatışmalar yürütülmektedir.”

Reklamdan sonra devam ediyor 

BEYAZ FOSFOR GAZI

Yerhov, Beyaz fosfor gazı kullanıldığı iddiaları ile ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:

“Bu çok korkunç ve tehlikeli, tahrip gücü yüksek bir silahtır. Bu maddenin kullanımı 1980’de kabul edilen, aşırı derecede yaralayan ve ayırım gözetmeyen etkileri bulunan belirli konvansiyonel silahların kullanımının yasaklanması veya sınırlandırılması sözleşmesinin bir maddesidir. Yanlış hatırlamıyorsam beyaz fosfor içerikli silahlar ABD’nin başkanlık ettiği koalisyonun birliklerinin Rakka ve Deyr ez Zor bölgesinde kullandığı silahlardır. Sözde Suriye rejimi böyle bir beyaz fosfor kullanımı ile ilgili bir suçlama ile karşı karşıya kalmamıştır. Esad hükümeti Guta operasyonu döneminde böyle bir suçlama ile karşı karşıya geldi. Ama bugüne kadar somut bir delil ortaya çıkmadı. Ama bu iddialarla Şam’a karşı büyük ölçekli bir propaganda kampanyası yürütüldü.”

Yerhon Rusya ile Türkiye arasında imzalanan İdlib muhtırasının geleceği ile ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi:

“Tabi ki şu an en önemlisi kan akışını durdurmak, ateşkesi sağlamak. Geçen hafta tek taraflı çatışmasızlığı teröristler olumlu karşılamadı. Birkaç saat bile sürmedi. Çatışmayı durdurup tekrar Soçi mutabakatının oluşturduğu şartlara dönmekten başka çaremiz yok. Türk meslektaşlarımızla sürekli olarak iletişim halindeyiz. Bu iletişimin hedeflere ulaşmakta bize yardımcı olmasını umut ediyoruz.”