Şarkıcı Mabel Matiz'in "Karakol" adlı yeni şarkısına çektiği klip büyük tepki çekti. Eşcinsel beraberliği normalleştiren olguların bulunduğu klip kısa sürede gündem oldu. Sosyal medya kullanıcıları, 'MabelMatizHaddiniBil etiketiyle tepki gösterdi.

RTÜK'ten kliple ilgili bir açıklaması olmamasına karşın aralarında gazetecilerin de olduğu pek çok kişi klibin yasaklandığını öne sürdü.

RTÜK HAREKETE GEÇTİ

Gelişmelerin ardından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, LGBT içerikli klibin yayınlanmasını yasaklandığı iddia edildi. RTÜK'ün tüm müzik kanallarını arayarak bilgilendirdiği söylendi.

Mabel Matiz LGBTİ Onur Yürüyüşü'ne

Mabel Matiz, daha önce de LGBT yozlaşmasına destek vererek yürüyüşe "Velev ki İbneyiz" pankartıyla katılmıştı.

LGBT YÜRÜYÜŞÜNDE "KÜRDİSTAN" SLOGANI

İstanbul'da düzenlenen LGBT yürüyüşünde de "lubunyalar vardır, Kürdistan vardır" sloganı atılmıştı. Bu slogan, LGBT hareketinin hangi çizgide olduğunu gösteriyor.

Türk toplumuna mezhepsel etnik kimliklerle birlikte uyuşturucu, fuhuş, intihar ve eşcinselliğin dayatıldığı Batı’nın çürümüş toplum modeli, günümüzde artık muhalefet partilerinin de propaganda alanı olarak işlev görüyor.

ABD’nin yaratıcı yıkıcılık hareketi kapsamında değerlendirilen LGBTİ hareketinin temeli, Dr. Doğu Perinçek’in anlatımıyla 12 Eylül 1980’lere kadar gidiyor.

Türkiye’nin, homoseksüel, travesti, heteroseksüel, lezbiyen, gay gibi kavramlarla hep 12 Eylül döneminde tanıştığını belirten Perinçek, “Eskiden Türkiye toplumunda olağandışı görülen ve iyi gözle görülmeyen en azından bir davranış bozukluğu sayılan eşcinsellik 12 Eylül’den sonra ideolojik atağını yaptı.” diyor.

Perinçek’e göre eşcinsellik, “Sistemin insana dayattığı acılardan ve yırtıcılıktan kaçmak için, uyuşturucu gibi, içki, kumar, iskambil oyunları, falcılık, büyücülük, lotototo, piyango, ganyan gibi, bir yabancılaşma ve çürüme olayıdır.”

Her yıl sözde ‘Onur Yürüyüşü’ adı altında düzenlenen etkinliklerde çocukların kullanılması, Batı hegemonyasının yıkım savaşında ne kadar acımasız olduğunun kanıtı olarak sayılıyor. 

Çocukların alet edildiği bu etkinliklere karşı çıkanlar ise birtakım sözde özgürlükçü STK’lar tarafında ‘baskıcı’ olarak itham ediliyor. Sözde onur yürüyüşleri adı altında küçük yaştaki çocuklar, cinsel objeler giydirilerek caddelerde dans ettiriliyor.

Diğer yandan terör örgütleri ve yasa dışı STK’ların da LGBTİ çatısı altında yıkım faaliyetlerinde rol oynadıkları, “barış” ve “özgürlük” gibi kavramlarla “milli bilinci pasifize etmeyi” amaçladıkları biliniyor.

Nitekim popülaritesi artırılan bu gibi örgütlere karşı yükseltilen sesler de “çağdışı” olarak yaftalanıyor.

Ayrıca  terör örgütü Uluslararası Anarşist Özgürlük Taburu, 2017 yılında Suriye’de PKK/YPG saflarına geçtiğini duyurmuş ve LGBT haklarının Rakka'da savunulması için TQILA adında IŞİD'e karşı yeni bir alt grubun kuruluşunu ilan etmişti.

Terörist grup sloganlarında "Eşcinsellere özgürlük! Bu ibneler faşistleri öldürecek! Anarşist ve eşçinsel devrim için!” ifadelerini kullanmıştı.

Almanya’da Stuttgart kentinde, 2018 yılında teröristbaşı ve PKK paçavralarının taşındığı bir gösteri yapıldı. Resmi olarak PKK'ya izin verilmediği için, iznin LGBT gösterisi olarak alındığı görüldü. Açılımı lezbiyen, gay, biseksüel ve transeksüel kelimelerinin baş harflerinden oluşan LGBT'nin, teröristlerin yeni kalkanı olduğunun kanıtı sayılabilir.