Kaldığı yurttan çıktıktan 18 gün sonra göl kenarında cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş'in vücudunda 2 erkek DNA'sı tespit edilmişti. Adli Tıp Kurumu, bulguların, ölüm sonrası süreçte veya çevresel temas sonucu bulaşma ihtimaline işaret ederek 'kesin bir kanaate varılamadı' dedi.

Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda daha önce 2 erkek DNA'sı tespit edilmişti. Van ve Diyarbakır barosu avukatlarının "DNA'lar hangi bölgelerde tespit edildi, açıklansın" talebi üzerine Adli Tıp Kurumu tarafından tespitler rapor olarak açıklandı.

RAPORUN AYRINTILARINA YER VERİLDİ

Raporda, Rojin Kabaiş'in cansız bedeninin bulunduğu gün Van Adli Tıp Grup Başkanlığına intikal ettirildiği, 4 adli tıp uzmanı, 1 radyoloji uzmanı ve 4 otopsi teknikerinden müteşekkil ekip tarafından radyolojik görüntüleme, ölü muayene ve otopsi işlemlerinin yapıldığı belirtildi.

Radyolojik incelemede sol el beşinci parmak uç kısmında çürümeye bağlı olduğu düşünülen ayrışma haricinde kemik kırığı ve metalik cisim imajı tespit edilemediği bilgisine yer verilen raporda, her iki diz arka kısımda, her iki kolda ve göğüs ön yüzde kanama ile uyumlu olabilecek renk değişiklikleri olduğu kaydedildi.

'KESİN BİR BİLGİ YOK'

Raporda, şu bilgilere yer verildi:

"Bu örneklerin analizinde, vücudundan alınan sürüntü örneklerinde meni veya sperme ait olabilecek bir bulgu tespit edilmemiştir. İntravajinal bölgede ve sternal bölgede Rojin Kabaiş ile birlikte her bir bölgede birer farklı DNA olmak üzere 2 farklı erkek cinsiyetli DNA profili elde edilmiştir.

"Bu kapsamda, olay yerinden müteveffanın otopsi mahalline sevkinden itibaren bulaş riskine yönelik iş akış basamakları taranmış olup otopsi ve laboratuvar incelemeleri sırasında bulaş olmadığı tespit edilmiştir.

"Müteveffanın bulunduğu olay yerinden otopsi mahalline sevki sırasında bulaş olma ihtimali, alanda bulunan diğer şahıslara ait biyolojik örnek ve kayıtlar elimizde mevcut olmadığından bertaraf edilememiştir. Tüm bulaş ihtimalleri bertaraf edildikten sonra elde edilen farklı DNA tiplemelerinin şüpheli veya şüphelilere ait olabilme ihtimaline binaen şüpheli şahıs veya şahıslara ait biyolojik örneklerin ilgili Başsavcılık tarafından gönderilmesi halinde mukayese yapılabilecektir."

'CİNSEL SALDIRIYA DAİR TIBBİ DELİL BULUNMADI'

Raporda, "Ölümünün kaybolduğu tarih olan 27 Eylül 2024 tarihinde meydana geldiği ve bu süreç içinde suda kalmış olabileceği, travmatik tesirle öldüğüne, zehirlendiğine, vajen veya anüsüne penis veya cisim sokulması suretiyle cinsel saldırıya maruz kaldığına dair tıbbi delil bulunmadığı, ölümünün suda boğulma sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği, suda boğulma olayının intihar mı, kazara mı veya bir başkasının etkisiyle mi gerçekleştirildiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı, sol el beşinci parmaktaki hafif ayrışmanın ölüm sonrası su içerisinde sürüklenme esnasında oluşabilecek nitelikte olduğu." şeklindeki değerlendirmeler yer aldı.

'BULAŞ OLASILIĞI MEVCUT'

Raporun sonuç bölümünde ise Kabaiş'e yapılan radyolojik inceleme, ölü muayenesi ve otopsi ile alınan örneklerin biyolojik, toksikolojik ve histopatolojik incelemeleri neticesinde "İntravajinal bölgede ve sternal bölgede (göğüs bölgesi) Rojin Kabaiş ile birlikte her bir bölgede birer farklı DNA olmak üzere 2 farklı erkek cinsiyetli DNA profili elde edildiği" belirtildi.

Vajinal bölgeden alınan toplam 12 eküvyondan ve vücudun diğer bölgelerinden alınan 67 eküvyondan yalnızca bir intravajinal ve bir sternal bölgede sürüntülerden farklı DNA tespit edildiği bilgisine yer verilen raporda, kontaminasyon (bulaş) olasılığının bertaraf edilemediği kaydedildi.

Raporda, "Kabaiş'in vefat tarihi ve bulunduğu yer ile bulunduktan sonraki süreç birlikte değerlendirildiğinde bulaş söz konusu ise içinde sürüklendiği ve bulunduğu sudaki herhangi bir temastan, cansız halde bulunduğu yerde bir temastan, olay yeri incelemesi esnasındaki bir temastan ya da Van Adli Tıp Grup Başkanlığına nakli sırasındaki temastan ötürü olabileceği"ne dikkati çekildi.

'ÖLÜMÜ SUDA BOĞULMA SONUCU MEYDANA GELMİŞ'

"Vajen veya anüsüne penis veya cisim sokulması suretiyle cinsel saldırıya maruz kaldığına dair tıbbi delil bulunmadığı" bilgisinin de yer aldığı raporda, mevcut verilerle travmatik tesirle öldüğüne ve zehirlendiğine dair tıbbi delil bulunmadığı, ölümünün kaybolduğu tarih olan 27 Eylül 2024'te meydana gelmiş ve 27 Eylül15 Ekim arasında su içerisinde kalmış olabileceği belirtildi.

Raporda, ölümünün suda boğulma sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulünün gerektiği, suda boğulma olayının intihar mı, kazara mı veya bir başkasının etkisiyle mi gerçekleştirildiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı kaydedildi.

'BU İKİ KİŞİ KATİLDİR'

Sabah gazetesine konuşan baba Nizamettin Kabaiş, kızının intihar etmesinin mümkün olmadığını ve cinayete kurban gittiğini söyledi.

Baba Kabaiş, "DNA'lar kime ait belirlensin. Bu iki kişi katildir, tutuklayın, onlara ağır ceza verin. Biz çok acı çekiyoruz. Kimler yaptı? Her şey Allah'ın izniyle açığa çıkacak ve biraz da olsa biz nefes alacağız. Rojin'in hayalleri yarıda kaldı. Rojin'e ne oldu?" dedi.