Bu modelin savunucusu Raworth 'Peki, neden donut' sorusunun cevabını çok güzel veriyor: Bizim simidi andıran yuvarlak ve içi boş şeklinden dolayı aslında.

MURAT ÜLKER

Bu modelin savunucusu Raworth 'Peki, neden donut' sorusunun cevabını çok güzel veriyor: Bizim simidi andıran yuvarlak ve içi boş şeklinden dolayı aslında. Simidin çeperi, yeryüzünün sınırlarını temsil ediyor. Yani küresel ısınma, hava kirliliği, biyoçeşitliliğin kaybı vs. İç halkanın çeperi ise iyi bir yaşam için gereksinim duyduklarımız: Yemek, temiz su, konut, enerji, eğitim, sağlık hizmeti gibi şeyler. İki halka arasındakiler, dünyanın şanslıları. Simidin ortasındaki boşluk ise, işte o 'Evde Kal' sloganına uyma lüksü olmayanlar.

Ağustos ayında birkaç gazetede Amsterdam’ın “Donut (simit) Ekonomisi” modeline geçtiğini okudum. Amsterdam Belediyesi tarafından resmi olarak model kabul edilmiş. Atık maddelere uygulanacak döngüsel ekonomi pratikleri ile "öngüsel kent” olma hedefi belirlenmiş. Simit modelini kent ölçeğinde geliştirmesi için akademisyen Kate Raworth görevlendirilmiş.

“Pandeminin ortasında bu donut (simit) ekonomisi nereden çıktı” dedim. Tabi merak ettim, biraz araştırdım. Amsterdam Belediye Başkan Yardımcısı Marieke van Doorninck, Guardian gazetesi ile yaptığı görüşmede şunları söylemiş: “Krizin etkilerini aşmamıza yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Bundan bahsetmemiz garip gelebilir, ancak bir hükümet olarak buna mecburuz… Model, basit yöntemlere geri dönülmemesinde bize yardımcı olacak.”

Modelin ölçeğinin küçültülerek kent düzeyine getirilme sürecini Kate Raworth şöyle: “Hem yerel hem de küresel olarak sosyal ve ekolojik bakış açılarını kapsayan bütüncül bir yaklaşım ortaya çıktı. Kent ölçeğinde temel soruyu; tüm insanların refahını ve gezegenin sağlığını gözetirken kentin gelişen bir yerde artan insanlara bir yuva olabileceği sorusu olarak tanımlıyor.”

Merakım arttı okumaya devam ettim... Van Doorninck, donut ekonomisinin sosyal ve çevresel sorunları birlikte ele almayı gerektirdiğini Amsterdam’ın konut krizinden örnek vererek açıklamış: “Kentte yaşayanların yaklaşık yüzde 20’si kiralarını ödedikten sonra temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Sosyal konut için yapılan yaklaşık 60 bin başvurunun sadece yüzde 12’si kabul edilebiliyor. İlk akla gelen çözüm yeni konut inşaatı. Ancak Amsterdam’ın simit ekonomisi kriterleri bölgenin karbon dioksit emisyonlarının 1990 yılına göre yüzde 31 arttığını ayrıca, kent dışından getirilen inşaat malzemelerinin, yiyecek ve tüketici ürünlerinin bu toplam emisyonlar içindeki payının yüzde 62 olduğunu söylüyor. Kent yönetimi, ahşap gibi mümkün olduğunca geri dönüşüme uygun ve biyolojik bazlı malzemeler kullanılmasını sağlamak için düzenleme yapmayı planlıyor. Ancak sorunun bir başka boyutu daha var: Konut spekülasyonu. Van Doorninck “evlerin çok pahalı olması, sadece inşaatların yetersiz olmasıyla ilgili değildir. Dünya çapında bir yatırım arayan sermaye çok fazla ve şu anda gayrimenkul, yatırım yapmanın en iyi yolu olarak görülüyor, bu da fiyatları artırıyor.” (1)

‘BÜYÜME BÜYÜME NEREYE KADAR?’

Bunları okuyunca daha önce bu modeli anlatan birkaç yazı okuduğumu anımsadım. Google’ladım. Kate Raworth Oxford Üniversitesi Çevre Değişim Enstitüsü ve Cambridge Üniversitesi Sürdürülebilirlik Liderliği Enstitüsü’nde öğretim görevlisi imiş. “Donut Ekonomisi: 21. Yüzyıl Ekonomisti Gibi Düşünmenin 7 Yolu”nun kitabını 2017’de yazmış ve çok satanlara girmiş. Bir yıl sonra Davos’un baş konuğu imiş. Gila Benmayor, Hürriyet’te 2018’de Raworth’un “Ekonomistler 70 yıldan beri GSYİH’e takıldılar. Ekonomik büyüme takıntısını bırakın. Büyümeyi unutun, dünyanın giderek azalan kaynaklarını herkese nasıl eşit dağıtabiliriz ona odaklanın. Büyüme, büyüme nereye kadar. Doğada bir şey gereğinden fazla büyürse kanser olur” sözleri “beynime çakıldı” diye yazmış. Doğru, çok etkili sözler.

Gila Hanım yazısında bazılarının Kate Raworth iflah olmaz bir “ütopyacı” diye baktıklarını yazıyor. Sonra da ekliyor: “Ama öte yandan ekonomi sisteminin tıkandığı, gelir uçurumunun giderek tırmandığı, yeryüzünün giderek ısındığı, okyanusların bile can çekiştiği gerçeği var. Hepimiz için “ütopyacı” olmanın zamanı tam da şimdi.” (2)

Ne oldu da “ütopyacı” bazıları için korona sonrası alternatif ekonomi modeli oldu! Bu kez Verda Özer’in Haziran 2020’de Milliyet.com.tr’de yazdığı yazıyı hatırladım. Şöyle diyor Verda Hanım:

“Korona küresel ekonomik sistemin ne kadar kırılgan ve adaletsiz olduğunu iyice ayyuka çıkardı. Ülkeler arası ve ülkelerin içindeki eşitsizliklerin ne kadar arttığını ve zenginfakir uçurumunun ne kadar açılmış olduğunu iyice gözümüzün içine soktu”. Sonra da çözüm olarak “Donut Ekonomisi”ni öneriyor.

Bu modelin savunucusu Raworth’un, “İnsanların beyinlerinin iş birliği, empati ve yardımlaşma güdüsüyle birbiriyle bağlantılı olduğu gerçeği üzerine kurulu; insanın doğaya hükmetmeye çalışan değil, ona derinden bağlı olduğunu kabul eden bir model yaratmamız gerekiyor” diye özetlediğini belirtiyor.

Sonra da “Peki, neden donut?” sorusunun cevabını çok güzel veriyor: Bizim simidi andıran yuvarlak ve içi boş şeklinden dolayı aslında. Simidin çeperi, yeryüzünün sınırlarını temsil ediyor. Yani küresel ısınma, hava kirliliği, biyo çeşitliliğin kaybı vs. İç halkanın çeperi ise iyi bir yaşam için gereksinim duyduklarımız: Yemek, temiz su, konut, enerji, eğitim, sağlık hizmeti gibi şeyler. İki halka arasındakiler, dünyanın şanslıları. Simidin ortasındaki boşluk ise, işte o “Evde Kal” sloganına uyma lüksü olmayanlar.

“Ama bence donutın yuvarlak olması en önemli özelliği. Herkesin ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu, hepimizin aynı halkanın içinde olduğumuzu en güzel bir simit gösteriyor bana kalırsa” diye bitiriyor yazısını. (3).

Merakım daha da artınca kitabı sipariş verip, başladım tabi okumaya... Türkçede Can Sanat Yayınları’ndan 2019 yılında yayınlanmış ve “Donut Ekonomisi”, olmuş “Simit Ekonomisi” (4). 

KEYNESCİ TEORİ

Raworth’un tezine göre dünya ile birlikte bireylerin algılarının ve anlayışlarının değişmesine karşılık kapitalizmin atası Adam Smith ile başlayan klasik ekonomi teorisi, 1870’lerde yaşanan krizle beraber revize edilen neo klasik ekonomi teorisi ve Keynesyen teorinin bir karşımı olan ana akım teorisi küresel krizi öngörüp önleyici tedbirler almada oldukça yetersiz!

Gelen krizi öngörüp gerekli olan önlemlerin alınamamasının başlıca nedenlerinden biri karar alıcı pozisyonlardaki kişilerin kökleri 1850’lere uzanan ekonomi teorileriyle yetiştirilmiş olmaları. Bu nedenle de 21. yüzyılın getirdiği yenilikleri değişen dünya koşullarını göz önünde bulundurarak doğru bir şekilde kurgulayamıyorlar.

Raworth Keynesyen teorisinin karşılaştırma ölçüsünün GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) olduğunu, bu ölçünün de ekonominin büyüklüğünü ve/veya geliri temsil ettiğinin düşünüldüğünü söylüyor. Ama bu ölçüye büyüme maksadıyla çevreye verilen zarar dahil edilmezken; zararı gidermek için yapılan harcamalar dahil ediliyor.

Buradan yola çıkarak, insanların rasyonel bireyler olduğunu kabul eden temel varsayımların yer aldığı ana akım ekonomi teorisi yerine, kimsenin altına inmemesi gereken bir toplumsal tavan ile kimsenin ötesine geçmemesi gereken küresel baskıların yarattığı ekolojik tavan arasında kalan alan için herkesin güvenli ve adil bir şekilde yaşayabileceği simit önermesini ileri sürüyor.

Önermenin temelinde Raworth, yeterli miktarda gıda, temiz su ve düzgün bir sıhhi temizlik, enerji ve temiz yemek pişirme imkânlarına erişim, eğitime ve sağlığa erişim, düzgün barınma şartları, asgari bir gelir ve düzgün bir iş ile bilgi ve toplumsal destek ağlarına erişim olacak şekilde simidin toplumsal tabanını temsil eden iç halkasında kimsenin eksik bırakılmaması gereken on iki temel ihtiyacı sıralayarak, 21. yüzyılın asıl amacının artık insanların bu simidin içinde yer almasını sağlamak olduğunu belirtiyor. Raworth büyümeye değil de gelişime odaklanan bu alanın oluşturulması için bize yedi adet yol önerisi sunuyor.

Kaynaklar:
(*) Yazı https://www.linkedin.com/pulse/postkoronaekonomisisimitdoughnuteconomicsmurat adresinden alındı.
(1) https://sosyalekonomi.org/amsterdamsimitekonomisimodeliniuyguluyor
(2) https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/gilabenmayor/dunyayibenbirdonekekonomistimdiyenkateraworthgibiekonomistlerkurtaracak40733625
(3) https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/verdaozer/simitekonomisi6237059
(4) Raworth, K., Simit Ekonomisi, Can Sanat Yayınları, İstanbul, 2019.

NOT: Ara başlıklar Aydınlık'a aittir.

YARIN DEVAM EDECEK...