Cumhuriyetçi ve Demokrat Partililerin işbirliği ile hazırlanan yasa tasarısında, Türkiye’nin önüne PKK’nın yuvalandığı ‘Ayn-el Arab’a dokunmayın’ şartı kondu. ABD, Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit ediyor
ABD’de Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti’den iki senatör, “Türk Saldırganlığına Karşı Koyma Yasası”nı Amerikan Kongresine sundu. Tasarıda Türkiye’den Suriye’de kontrol ettiği grupların PKK’ya yönelik operasyonları durdurması istendi. Tasarının yasalaşması halinde ABD, Türkiye’ye bir dizi yaptırım uygulayacak.
Demokrat Partili Chris Van Hollen, geçen hafta Mazlum Kobane ile yaptıkları görüşmenin ardından tasarıyı hazırladıklarını açıkladı. Tasarı Komite’den geçmesi halinde Temsilciler Meclisi ve Senato’da oylanacak. Tasarıda imzası olan Hollen ve Lindsey Graham daha önce de Türkiye aleyhinde tasarılara imza atmıştı.
İki senatör yaptıkları ortak açıklamada, ABD'nin Türkiye’yi Suriye sınırında, özellikle Ayn-el Arab şehrinde silahsızlandırılmış bölge ve ateşkese zorlamasını istedi.
Senatörler, yaptırımların hedefini “IŞİD’in yeniden ortaya çıkma riskine karşı ABD’nin dünya güvenliğini sağlamak için Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’ne yönelik daha fazla Türk veya Türk destekli saldırının önlenmesi” diye özetledi.
Tasarıda ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının ABD'nin ve müttefiklerinin güvenliği açısından kritik önem taşıdığı ifade edildi. PKK’nın Suriye’deki paravan örgütü SDG’nin “kilit ortak” olarak tanımlandığı tasarıda şu ifadelere yer verildi:
“ABD, IŞİD’e karşı mücadelede kilit ortakları olan Suriyeli Kürt topluluklarla çalışmaya devam etmelidir. SDG, Suriye'de binlerce IŞİD savaşçısını barındıran 20'den fazla gözaltı tesisini denetlemektedir. Türkiye Hükûmeti ya da Türkiye destekli güçlerin SDG’ye yönelik saldırıları ABD'nin bölgedeki çıkarlarını tehlikeye atmakta ve IŞİD'in yeniden ortaya çıkma riskini doğurmaktadır. ABD, başta Kobani şehri olmak üzere, Türkiye ile Suriye arasındaki sınır boyunca kalıcı bir ateşkes ve silahtan arındırılmış bir bölge oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla Türkiye Hükûmeti ile diplomatik yollarla çalışmalıdır.”
ASKERİ TEÇHİZAT ALIMINI ENGELLİYOR
Tasarıda, Türkiye’ye PKK’nın koşullarını kabul etmemesi halinde uygulanması planlanan yaptırımlar sıralandı.
Buna göre; Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan uçak, uçak parçaları, gemi veya makine, ekipman veya hizmetler ile savunma ürünleri, hizmetleri, teknolojisi veya malzemeleri sağlayan kişilere, TSK tarafından kullanılmak üzere ham petrol, doğal gaz veya rafine edilmiş petrol veya doğal gaz ürünleri ile destekleyen mal, hizmet, teknoloji, bilgi veya diğer destekleri bilerek sağladığı tespit edilen kişilere yaptırım uygulanacak. Herhangi bir ABD vatandaşının bu kişilerle işlem yapması yasaklanacak.
CUMHURBAŞKANI VE BAKANLARA KISITLAMA
Yasa tasarısında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti yetkililerine de yaptırımlar planlanıyor.
Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Ticaret Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı ve ABD Başkanı’nın uygun gördüğü yetkililerin ABD’deki varlıklarına ya da yasanın yürürlüğe girmesinden sonra devrettiği varlıklarına bloke konulacak.
Bu kişiler, ABD’ye kabul edilmeyecek, giriş için vize veya başka belge alamayacak. Yasada tanımlanan Türk Hükûmeti yetkililerinin mevcut vizeleri ve giriş belgeleri iptal edilecek.
Yasa tasarısında ABD'nin Düşmanlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası (CAATSA)’na da atıfta bulunuldu. Tasarının yasalaşması halinde ABD, 30 gün içinde CAATSA'nın 231. maddesi uyarınca belirlenen 5 veya daha fazla yaptırımı Türkiye Hükûmeti'ne uygulayacak.
FİNANSAL TEHDİTLER
Tasarı, TSK ve savunma sanayine yönelik finansal tehditler de içeriyor. Herhangi bir yabancı finans kuruluşunun Türkiye Cumhuriyeti Hazine Bakanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı ve MİT Başkanı ile istişare halinde Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonları ile ilgili ya da Türk savunma sanayi için işlemleri kolaylaştırdıkları saptanırsa söz konusu finans kuruluşuna da yaptırım uygulanacak.
ABD yasayla, Suriye’nin enerji kaynaklarına ilişkin de kısıtlamalar getiriyor. Tasarıya göre, Suriye'de Rusya Federasyonu, İran, Türkiye veya Türk destekli milisler tarafından kullanılmak üzere doğal gaz, petrol veya petrol ürünlerinin üretimine ilişkin mal, hizmet, teknoloji, bilgi veya diğer desteği bilerek satan veya sağlayan kişilere yaptırım uygulanacak.
Ayrıca herhangi bir ABD vatandaşının Türkiye Cumhuriyeti devlet tahvillerini satın alması da yasaklanacak. Tasarının yasalaşması halinde ABD, Türkiye’ye tıbbi yardım da dahil olmak üzere insani yardım, seçim yardımını da içeren uygulamaları kaldıracak.
Tasarının son maddesinde ise Türkiye tarafından desteklenen Suriye Milli Ordusu ve diğer milis grupların PKK’ya yönelik saldırıları durdurması, Türkiye’nin ya da desteklediği milislerin IŞİD’e yönelik operasyonları engellememesi halinde yaptırımlara son verilebileceği ifade edildi.
PKK ELEBAŞI DİLLENDİRMİŞTİ
Suriye Milli Ordusu Ayn el-Arab operasyonu için hazırlık yaparken PKK/PYD’nin sözde lideri “Mazlum Kobane” kod adlı Ferhat Abdi Şahin, Ayn el-Arab (Kobane)’da ABD gözetiminde askerden arındırılmış bölge kurulmasını istedi. Ferhat Abdi Şahin, 18 Aralık’ta X hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Suriye genelinde kapsamlı bir ateşkesin sağlanması yönündeki kesin kararlılığımızın teyidi olarak, Kobane'de ABD'nin gözetimi ve mevcudiyeti altında güvenlik güçlerinin yeniden konuşlandırılacağı silahtan arındırılmış bir bölge kurulmasını önermeye hazırız. Bu girişim Türkiye'nin güvenlik endişelerini giderecek ve bölgede kalıcı istikrarı sağlayacaktır.”
2019’DA DA YARDIMA KOŞTULAR
LIndsey Graham ve Chris Van Hollen daha önce de Türkiye’ye karşı açıklamalarda bulundu. Bu ikilinin ilk yaptırım paketi değil. Senatörler, 2019 yılında Türkiye’nin Suriye’de PKK’ya operasyonlarını durdurması için yine devreye girmişti.