Terör örgütü PKK/YPG, Avrupa'da uzun yıllardır uyguladığı uyuşturucu dağıtım sistemini Türkiye'ye de kurmak istiyor. Bu amaçla daha çok turistik beldelere odaklanan terör örgütü, siyasi uzantısı HDP'yi kullanarak muhalif belediyelerde kendine rant alanları açıyor. 

PKK bağlantılı işadamları, turistik tesisleri sahiplenmeyi, boş arazileri rant amaçlı kapatıp kiralamayı, eğlence mekanlarında hakimiyet kurmayı ve sahil kesimlerdeki belediyelerle içli dışlı olmayı son yıllarda temel bir strateji olarak benimsedi. 

Afganistan'dan Avrupa'ya uzanan zehir koridorunda PKK yandaşları, uyuşturucunun üretiminden sokakta pazarlanmasına kadar her aşamada görev alıyor. Bu çarpıcı durum daha önce Avrupa ülkelerinde sayısız kez raporlara girdi ve PKK/YPG sadece uyuşturucudan yılda milyar dolarlık gelir elde ediyor. 

KUŞADASI'NI BÖYLE SÖĞÜŞLEDİLER 

Sahil kentlerinde uyuşturucu işine yoğunlaşan ve zaman zaman bazı belediyelerden adrese teslim şekilde düzenli olarak ihale alan örgütün ulaştığı güç, Türkiye için ciddi bir güvenlik sorunu haline geldi. 

Yıllardır ikamet ettiği Kuşadası'nda bu soruna dikkat çeken yazar Ergün Poyraz, "Belediyenin satın aldığını iddia ettiği 750 bin ton mıcır taş nerede?" diye sorduğu için PKK bağlantılı mafyatik gruplarca geçtiğimiz yıl tartaklanmış ve ölümden dönmüştü.

CHP'li Ömer Günel yönetimindeki Kuşadası Belediyesi'ne sözde 'mıcır taş' satan ZBT ve Maray adlı şirketlerin, belediye yönetimiyle birlikte büyük bir yolsuzluğa imza attığı ortaya çıkmıştı. CHP'li belediyeyi usûlsüz ihaleyle hortumlayanların bu 'kârlı' işten Kandil'e pay gönderdiği biliniyor. 

Ergun Poyraz uğradığı saldırı sonrası günlerce komada kalmıştı.

İRİLİ UFAKLI PEK ÇOK MAFYA GRUBU VAR

PKK bağlantılı şirketin Kuşadası Belediyesi'nden 'cukka' ettiği 35 milyon TL, buzdağının sadece görünen yüzü. Kuşadası'nı PKK adına söğüşleyen şirkete benzer yüzlerce yapılanma hem batı hem de güney sahillerinde faaliyet yürütüyor.

Özellikle 20152016 yıllarındaki hendekbarikat operasyonlarından sonra terör örgütünün planlı bir strateji kapsamında turistik beldelerde güçlenmeye ağırlık verdiği ve Didim, Kuşadası, Bodrum, Turgutreis, Marmaris, Çeşme gibi yerlerde irili ufaklı mafya grupları oluşturdukları belirtiliyor. 

Uyuşturucu, emlak ve arazi rantı dışında belediyelerden ballı ihale yarışı öylesine yoğun ki, PKK bağlantılı mafyatik gruplar zaman zaman birbirleriyle çatışıyor. 

Örgüt yandaşları, 'özerk Kürdistan' ajandasının buluşturduğu bir çeşit gettolaşmayla pek çok sektörde birbirlerini destekliyor; işinde başarılı olacak kişi ya da aileler önceden belirleniyor. PKK destekçisi her aşiret, üyelerinin bulunduğu her kentte sadece kendi yakınlarıyla alışveriş yapılması ve işbirliğine girilmesini şart koşuyor. 

Bu mafyatik gruplar bulundukları bölgelerde zamanla insanlar üzerinde korku ve panik oluşturarak normalde adliyede takip edilmesi gereken çeksenet işlerini de yürütüp bundan komisyon alıyor; kimi zaman bu tip komisyonlar Kandil için haraca dönüşüyor. 

MEKANLAR HIZLA EL DEĞİŞTİRİYOR 

Batı ve güney sahillerinde kâr getiren pek çok işletme bir süre sonra PKK bağlantılı grupların radarına takılıyor. Turistik mekanlar ve eğlence yerleri, maddi kaynak bakımından herhangi bir sorunu bulunmayan terör bağlantılı grupların satın alma teklifiyle hızla el değiştiriyor. Zira mekânın gerçek sahiplerinin bu teklife direnme gücü hayli zayıf. Çünkü işletmesini satmak istemeyenlerin karşısına bir süre sonra yine PKK bağlantılı silahlı kişiler çıkıyor.

Türk eğlence ve turizm sektörünü ele geçirme stratejisiyle hareket eden ve bunu uyuşturucu ticaretini genişletme aracı olarak kullanan, aynı zamanda elde ettiği kirli paranın büyük kısmını PKK'ya aktaran 'işadamlarının' detaylı bir çalışmayla tespit edilmesi bekleniyor.