Bir seçimi daha ardımızda bıraktık. Sistem partileri arasındaki yarışın kazananı ne yazık ki halkımız olmadı. Düzenin sacayakları, bu defa da oyları aralarında paylaştılar.

MURAT İNCE

Kirli pazarlıkların yapıldığı, paraların ortalığa saçıldığı, PKK/HDP’nin desteğiyle oyların havuzlandığı seçime ne kadar demokratik denilebilir? Sistemin tüm partileri çürümüştür ve halka karşı konumlanmıştır. Bu nesnel durumun halk üzerindeki etkisi ancak devrimci öncüler tarafından görülüyor.

Sistem partilerinin yalan ve hayal dışında pek fazla bir şeyleri kalmadığını baştan tespit edelim. Vatan Partisi dışında sorunlara akılla ve uygulanabilir projelerle yaklaşan bir parti örneği gösterilemez.

DİMAĞLARDAKİ BARAJ

Farklı nedenlerin yanı sıra baraj da önemli bir etken olarak karşımızda duruyor. Yerel seçimde baraj yoktur ifadesi tam olarak yerli yerine oturmuyor. Hakim sınıf partileri arasında geçen bu seçimde, halk maalesef kafalarındaki barajı yıkamadı. Yüzde 10 barajı kendini fiiliyatta hissettirdi. Türkiye sathında bölücülüğün güç kaybetmesi tabii önemli ve etkili. Ancak halkta oluşturulan alışkanlıkların değişmediği görülüyor.

PKK/HDP’NİN HEZİMETİ

31 Mart yerel seçiminin bize gösterdiği en önemli olgu Amerikancı PKK/HDP’nin sandıkta da yenilmiş olmasıdır. Her ne kadar Türkiye’nin batı illerinde CHP’ye destek vermiş olsa da bu, nesnelliği değiştirmeye yetmiyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Twitter hesabından "Türkiye genelinde seçimin kazananı ve istediği zaman da kaybettireni HDP olmuştur. Nokta" gibi bir paylaşımda bulunsa da, bunun yenilgiyi örtbas etmeye yönelik çaba olduğu hemen göze çarpar. CHP’ye sunduğu desteği hatırlatan ve karşılığını isteyen HDP, ileriki zamanda bazı taleplerde bulunursa şaşırmamak lazım. HDP Sözcüsü Saruhan Oluç ise başarılı olduklarını ve CHP’nin desteklenmesindeki paylarına vurgu yaptı. Tunceli, Ağrı ve Şırnak illerini kaybetmelerini yorumlayan Oluç, alınan olumsuz sonucun devlet müdahalesinden kaynaklandığını söyledi. 24 Temmuz 2015’e değinmeyen Saruhan Oluç Tunceli’de kaybetmelerini ise şöyle değerlendirdi: "Dersim Merkezde devletin önemli bir kaydırması olmuştur. Bir manipülasyon yapılmıştır ve bütün güçler (Devlet, CHP ve SMF adayı F. Maçoğlu. Mİ) Dersim’de bizim karşımızda birleşmiştir ve kaybetmemiz için çalışmıştır"

CHP’YE PKK/HDP CAN SİMİDİ

Reklamdan sonra devam ediyor 

Artık sağır sultan dahi CHP’nin bazı büyük iller başta olmak üzere pek çok ili bölücü PKK’nın desteğiyle kazandığını biliyor. Bilmezden gelmeye çalışan tek parti ise CHP’nin kendisi! ABD’nin kara gücü PKK/PYD’ye tavır almayan ve hatta PYD’yi "kurtuluş örgütü" olarak gören CHP’nin başkanı ile yöneticilerinin, oy uğruna ne hale düştükleri ortada. Buna bir de ABD’nin gölgesini de katarsak konu daha kolay anlaşılır. PKK/HDP desteğine ilk teşekkür ise CHP’li Barış Yarkadaş’tan geldi! Selahattin Demirtaş’a övgüler dizen Yarkadaş, attığı tivitte Demirtaş için "Bu başarıda katkısı çok büyük" dedi. CHP’deki HDP hayranlığı 31Mart seçiminde zirve yaptı. Çok parçalı PKK önderliği, HDP aracılığıyla, Millet İttifakı denilen CHPİyi Parti’ye sınırsız desteklerini sundu. Bundan hiçbir rahatsızlık duymayan iki parti, yaşananları sineye çekmiş görünüyor. Çünkü gerek CHP’nin ve gerekse önümüzdeki yıllarda siyasi hayatımızda olmayacak olan İyi Parti’nin, ABDİsrailNATO gibi dünya halklarının baş düşmanlarına karşı teslimiyetçi tavırları bilinmektedir.

TUNCELİLİLER ARAYIŞ İÇİNDE

Doğu Anadolu Bölgemizin bu güzel kenti son yıllarda PKK’dan çok çekti. Özelliklede 1990’lı yıllardan itibaren ağırlığını hissettiren PKK, Tunceli kırsalında ve merkezde gerçekleştirdiği eylemlerle kenti yaşanamaz hale getirdi. Tunceli halkı bölücü örgütten illalah etti ve son seçimde HDP dışında en şanslı görünen adaya yönelerek PKK’yı Tunceli’de istemediğini gösterdi. Tunceli kent merkezi başta olmak üzere hiçbir ilçede başarı sağlayamayan PKK/HDP, ileriki günlerde kentte daha da tecrit olacak ve küçülecektir. Yeni belediye başkanının PKK/HDP’yi kollamaya yönelik herhangi bir çabası ise Ovacık’ın tersine tepkiyle karşılanacaktır. Tunceli kent merkezini kazanan F. Maçoğlu Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF)’nun adayı olarak seçimleri kazandı. TKP’yi şemsiye olarak kullanan Maçoğlu’na mensup olduğu örgütün desteği değil, Tunceli halkının PKK/HDP’den kurtulma isteği kazandırmıştır. Aksi halde daha önceleri SMF’nun belediye başkanlığını aldığı Ovacık ve Mazgirt’i kaybetmezdi. Ovacık ilçesini CHP, Mazgirt ilçesini ise AK Parti kazandı. TKP denilen çevrenin bu illerimizde hiçbir gücü ve taraftarı yoktur. İlçelerde ise tek bir taraftarına rastlayamazsınız. Kendini kullandıran bu şekilsiz çevrenin amacı TKP’nin adının yaygınlaşması. Çemişkezek’i de alan Ak Parti diğer ilçelerin bazılarında da yüksek oy aldı. Tunceli ve ilçelerindeki oy dağılımına bakıldığında, ilin güven ve huzur istediğini görebiliyoruz. Tunceli’de F. Maçoğlu’nun kazanmasından pay kapmaya çalışan TKP’li Aydemir Güler şöyle bir paylaşımda bulundu; "İlk komünist il belediyesi: Dersim! Dersim’de TKP kazandı!" Tunceli’de TKP’li yok ki TKP kazansın. Olmayan parti nasıl kazanıyor?

YURTDIŞINDAN SESLENMEK

Tunceli’de HDP’nin kaybetmesi üzerine yurt dışında yaşayan ve Türkiye ile bağları kalmayan bazı eski solcular sonuçtan pek memnun değil! Bunların içinde Avustralya’da yaşayan TKP (ML) kurucularından Muzaffer Oruçoğlu, Gazete Politika’da ‘Sevinmek ve Düşünmek’ başlıklı makalede belediye seçimlerini Tunceli özelinde şöyle değerlendirdi: "Devrimci demokratik güçler, ittifaklar politikasında ısrar etmeyip de, ayrı baş çeker ve parçalar halinde hareket ederse, halkın desteği belirsizleşir ve halk, kendisine yakın gördüğü egemen güce yönelir. Son seçimler bunu göstermiştir(...) SMF, HDP’ye, Mazgirt, Ovacık ve Hozat’ta bizi destekleyin, Dersim merkezde de sizin göstereceğiniz adayı destekleyelim, diyememiştir. Sonuçta, Güzel işlerin yapıldığı, halk desteğinin kazanıldığı, örnek olarak gösterilen yerler (OvacıkMazgirtÇemişkezek. Mİ), egemen sınıf partilerine kaptırılmıştır.

Bu, ciddi bir moral darbedir. Buraları bugün kaybeden, bugün aldığını da yarın kaybeder. Kaybetmek normaldir ama kaybetmenin iradi şartlarını yaratmamak şartıyla... Ben, devrimci demokratik güçlerin hep birlikte, Dersim merkez ve kazalarda, mevziler elde ettiği bir Dersim’i, bugünkü Dersim’e tercih ederim." Muzaffer Oruçoğlu’nun korkusu Tunceli’de PKK ile sahte solcuların toptan silinmesidir. Bu duygu yurtdışında yaşayan solumsu grupların liderlerinin tümü açısından geçerlidir.

Yukarıda bazı olgulara değindik. Türkiye, ABD emperyalizminin askeri, siyasi, ekonomik, kültürel hegemonyasından kurtuldukça rahatlamakta ve güç kazanmaktadır. Türkiye’nin dünya ulusları içinde saygınlığının artmasının başlıca nedeni, emperyalizmin zincirlerinden kurtulmasıdır. Bu süreç durmaksızın devam ediyor.

Vatan Partisi gerçeklerden hareket ederek siyasi analizlerde bulunur. İleriyi görmesi ve ona göre konumlanması en büyük avantajıdır. Vatan Partisi Türkiye’nin yegane siyasi sigortasıdır.