Hükümetin “düşük faiz” ısrarına rağmen özel bankaların vatandaşa “yüksek faiz” dayatmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tepki gösterdi. Özel bankaların ihtiyaç, taşıt kredilerinde uyguladıkları faiz oranlarının vatandaşı zor duruma düşürdüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Özel bankaların bu konuda hala sömürü çarkını devam ettirme gayretinde olduğunu görüyoruz.” değerlendirmesi yaptı. Vatandaşlara kamu bankalarına yönelme çağrısında bulunan Erdoğan, özel bankaların “yatırım, istihdam, üretim, ihracat” yaklaşımına uymamaları durumunda hükümetin bunlarla mücadele edeceklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, NTV ve Star TV'nin özel yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Gazetecilerin, 'Merkez Bankası politika faizinin yüzde 14 olmasına karşın özel bankaların ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi gibi kredileri çok daha yüksek faizle vatandaşa vermesi” hakkındaki değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Özellikle de özel bankaların bu konuda hala sömürü çarkını devam ettirme gayretinde olduğunu görüyoruz. Ben de vatandaşlarıma sesleniyorum, diyorum ki 'Kamu bankalarına gidin ve kamu bankalarına gitmek suretiyle de böyle bir sömürü çarkı içerisine girmeyin'. Çünkü kamu bankaları bu konuda hassas ve vatandaşını kesinlikle yüksek faizle sömürme gibi bir gayretin içerisine giremez. Özel sektör bankaları bundan rahatsız olacak ama söylemeye mecburum."

Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile büyüme rakamlarını açıklama yaklaşımının bankalar tarafından benimsenmesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Bunu benimseyecekler, benimsemediği takdirde bizim de mücadelemiz devam edecektir." ifadesini kullandı. 

'FİYAT HAREKETLERİNİ YAKINDAN İZLİYORUZ'

Çoğunlukla dışsal ve geçici faktörlerin normalleşmesiyle yurt içi finansal piyasalarda bir dengelenmenin söz konusu olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Enflasyonla mücadele önceliğimizdir. Rekabeti ve verimliliği artırıcı yapısal politikaları da hayata geçiriyoruz, bu yolla enflasyonun düşürülmesini hedefliyoruz." 

Erdoğan, bu kapsamda Fiyat İstikrarı Komitesi'nin düzenli toplandığının ve fiyat hareketlerinin yakından izlendiğinin altını çizerek, "Para politikasının etkinliğinin sınırlı kaldığı arz şokları durumunda alınacak tedbirler, bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçiriliyor ve neticesini de bu şekilde alacağımıza inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.

YATIRIMCILARA ALTERNATİF BORÇLANMA 

Erdoğan'a, kur korumalı vadeli mevduat sistemine orta vadede ve uzun vadede yeni enstrümanların eklenmesinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin soruya “Önümüzdeki dönemde bireysel ve kurumsal yatırımcılara yönelik alternatif borçlanma enstrümanlarının ihraç edilmesi de planlanıyor, bu adımları da atacağız.” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, 25 Ocak 2022 tarihi itibarıyla kur korumalı vadeli mevduat hesaplarında toplam büyüklüğün 203 milyar lirayı aştığını bildirdi. Bu miktarın 58,6 milyar lirasının da döviz hesaplarından dönüşen tutar olduğunu söyledi. Gerçek kişilerin payının yüzde 92,5 düzeyinde olduğunu bildiren Erdoğan, tüzel kişilerin ise 15,3 milyar lira ile yüzde 7,5 paya sahip olduğunu kaydetti.

MUHALEFET BELEDİYELERİN BÜTÇE PAYI İKİ KAT ARTTI

Erdoğan, İstanbul'da kar yağışı sonrası yaşanan sorunları da değerlendirdi. Sorunun, gereken yol tuzlama ve yol açma çalışmalarının yapılmamasından kaynaklandığını söyleyen Erdoğan, “Bu tam anlamıyla bir basiretsizliktir!” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bazı projelerine onay verilmediği ve bu nedenle projelerin hayata geçirilemediğine ilişkin iddialara yönelik değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:

"Söylemek istemem ama bir yalan söz konusu. Tüm milletime böyle bir şeyin olmadığını somut rakamlarla anlatmak istiyorum. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine genel bütçeden aktarılan paylar 2019 yılından bu yana aşağı yukarı iki kat artırılmıştır. Ak Parti'ye, Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve diğer partilere mensup belediyelerin gelirlerinde yapılan artış aynı orandadır. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2019 yılında, bakın bu rakamlar çok önemli, 13 milyar 848 milyon lira merkezi idareden pay alırken, bu rakam 2021'de 25 milyar 376 milyon liraya çıkmıştır. Aynı dönemde Ankara Büyükşehir Belediyesinin payı 4 milyar 606 milyon liradan 8 milyar 304 milyon liraya, İzmir Büyükşehir Belediyesinin payı ise 4 milyar 564 milyon liradan 7 milyar 274 milyon liraya yükselmiştir."

'BELEDİYE BORÇ BATAĞINA SAPLANMIŞ'

Erdoğan, İstanbul'da belediyenin öz gelirlerinin yok edildiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz veya haksız dağıtımı değildir. Mesele şehre tüm vaktiyle, enerjisiyle, zihniyle, kalbiyle hizmet etme iradesine sahip olup olmama meselesidir. Eğer bu inanca ve azme sahipseniz hiçbir engel sizi projelerinizi hayata geçirmekten alıkoyamaz. İstanbul'da beceriksiz ve liyakatsiz yönetim sebebiyle belediyenin öz gelirleri yok edilmiş, giderlerin tamamı merkezi yönetimden gelen parayla karşılanmaya çalışılmıştır. Böyle olunca da işler tıkanmaya başlamış, belediye hızla borç batağına saplanmıştır.” 

HAMLEMİTOĞLU'NUN FAİLİ TÜRK YARGISINA HESAP VERİYOR

Erdoğan, FETÖ'nün devlet yapılanmasına ilişkin araştırmalar yapan, evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun faillerinin birinin Türk yargısına hesap verdiğini açıkladı.

Milli İstihbarat Teşkilatının uzunca bir süredir bu suikastın katil zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır'ın izini sürdüğüne ve şahsın kırmızı bültenle arandığına dikkati çeken Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna'da saklandığını tespit etti ve bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda Zelenski ile de bunu konuştuk, önceki başkanla da bunları konuştuk ve 'Bu ülkenizdedir bunu lütfen bize verin' dedik. Bu kişi Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor ve istihbarat teşkilatımızın buradaki yakın markajı, muhatapları ile olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ terör örgütüne de silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi."

GERİ ADIM YOK

Erdoğan, S400'ler ile ilgili Rusya'dan yeni batarya alımı sürecinin de sürdüğünü belirterek “geri adımın” iki tarafta da söz konusu olmadığını bildirdi. Erdoğan, “Artık kendi kendimize yetmenin gayreti içerisindeyiz ve bu konuda da her halükarda güçlenerek yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz” dedi.

Erdoğan, ABD'nin PKK/YPG terör örgütüne TIR'larla silah göndermesine tepki göstererek, “Amerika'nın Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat vesaire getirmesi gibi. Bu uyarıları biz müttefikimiz Amerika'ya yapmış olmamıza rağmen netice alabildiniz mi? Maalesef netice alamadık” değerlendirmesinde bulundu. ABD'nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi (EastMed) girişiminden desteğini çekmesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, ABD'nin kendisi için yapmış olduğu maliyet ve menfaat hesaplarında beklediğini görmeyince projeden çekildiğini ifade etti.

'ÖZEL BANKALAR KRİZDE KAMU ZARARINA ÇALIŞIRLAR'

Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel bankalara yönelik gözdağı mesajlarını Aydınlık'a yorumladı. Topkurulu şunları söyledi: 

“Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylediği 'özel bankaların sömürü çarkını devam ettirme gayreti içinde oldukları' ve 'vatandaşlara kamu bankalarına gidin' seslenişi gerçekten çok manidar bir sesleniştir. Özel bankalar ellerinde bulunan mevduat toplama ayrıcalığını kötü niyetle kullanmaktadırlar. Sözüm ona serbest piyasa kuralları ve uygulamaları çerçevesinde, ekonomi çarkının dönmesinde çok önemli rol oynayan sanayi ve ticaret şirketlerinin kullandıkları kredilere fahiş yüksek oranda kredi faizi uygulamaktadır. Bankacılık sektörü diğer sanayi, ticaret sektörlerinden farklı olarak 'herkesin kazanmak isteği paranın ticaretini yapmaktadır' Bu diğer sektörlerden çok önemli şekilde ayrışan bir konudur. Onun için kamu bankacılığı, bankacılık sektörü içinde çok ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Adı üstünde kamu bankasıdır ve kamunun yararına çalışma özelliklerine sahiptir. Görev zararı olarak adlandırılan ve liberal kesimlerce kaynakların hatalı dağılımı denilen şey aslında özellikle kriz dönemlerinde kaynakların doğru bir şekilde dağıtılması için gerekli bir uygulamadır. Özel bankalar aşırı kar dürtüsü ve özel mülkiyet ilkeleri gereğince bu tür uygulamalara girmezler. Dolayısıyla özellikle kriz dönemlerinde özel bankalar kamu zararına uygulamalar yaparlar.”

'KREDİLER İTHAL İKAMEYE GİTSİN'

Yabancı sermayeli özel bir bankanın eski Genel Müdür Yardımcısı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel bankalarla ilgili söylemlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Cumhurbaşkanımız, kamu bankalarının enflasyonun kontrol edilmesi ve aşağı çekilmesi hedefleri bulunduğu için kredi faiz oranlarının düşük uygulanmasını talep ediyorlar.

İçinde bulunduğumuz koşullarda özel bankalar, kısa ve orta vadeli kredi faiz oranlarını, aynı vadelerde öngördükleri enflasyon oranı düzeyinde veya biraz üzerinde oluşacak mevduat ve kaynak maliyetlerine göre belirliyor. Cumhurbaşkanımız, kamu bankalarının, enflasyonun kontrol edilmesi ve aşağı çekilmesi hedefleri bulunduğu için kredi faiz oranlarının düşük uygulanmasını talep ediyorlar. Çelişki, tartışmada esas olarak buradan kaynaklanıyor.

Bankacılık sistemi, bankalar ekonominin önemli bir alanı. Genel olarak güven kurumları olarak bilinir, algılanırlar. Hükümetler programları gereğince ekonomiye yön verir, düzen oluştururken güncel mesajlarını, eleştirilerini kamuoyu önünde değil, bu sistemin üst örgütü sayılan Bankalar Birliği aracılığı ile ve kamu özel bankacılık ayrımı yapmaksızın iletilmesi daha daha uygun olurdu.

Türkiye’de bankalar sistemindeki para, kredi kaynaklarını sadece yurttaşlar, küçük, orta, büyük ölçekli şirketler, kurumlar talep etmiyor. 1980 sonrası dönemde kamu da iç borçlanma ihtiyaçlarını piyasada oluşan faiz oranları ile devlet tahvili ve hazine bonosu ihraçlarıyla esas olarak bankacılık sistemi üzerinden karşılıyor. Bu yüzden Hükümetin kendi finansman kaynaklarını bu şekilde hedef alması da uygun bulunmuyor.

Hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız doğal olarak bireylerin alım güçlerinin bankacılık sisteminin düşük maliyetli, faizli kredilerle desteklenmesini beyaz eşya, mobilya, otomobil, konut satışlarının çarşıların, pazarların canlanmasını istiyorlar.

Ama içinde bulunduğumuz zor ekonomik koşullarda bu desteğin toplumun üretici kesimlerine özellikle ithalatı ikame edici ve ihracata dönük üretim süreçlerine verilmesi gerekir.”

GAZ AKIŞI 15 GÜN İÇERİSİNDE DEVAM EDECEK

İran'ın Türkiye'ye enerji akışını kesmesiyle ilgili tartışmaları da değerlendiren Erdoğan, Türkiye'nin İran'a borcu olmadığını söyledi. Erdoğan İran'ın kesintinin nedeninin arıza olduğunu bildirdiğini belirterek, “İran, '1015 gün erteleme durumumuz olacak' dedi. İran'da da kış şartları çok sert. Onlar da bundan dolayı bir sıkıntıları olduğunu ifade ettiler. İran Cumhurbaşkanı 'en kötü şartlarda bir 10 gün burada eğer esneme yaparsak bu süreci atlatırız' dedi” bilgilerini paylaştı. Erdoğan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile BOTAŞ'tan iki ayrı ekibinin bölgede olduğunu 15 gün içerisinde tekrar doğal gaz akışımnın devam edeceğini belirtti.