İsrail yanlısı film, dizi ve belgesellere çokça yer veren Netflix’in bu yayın politikası 7 Ekim’den sonra da hız kesmedi. 27 Mart’ta gösterime giren üç bölümlük “Ahit: Musa’nın Hikayesi” adlı belgesel drama İsrail’in vadedilmiş topraklar tezine sahip çıkarken Filistin’deki işgal ve katliamları meşrulaştırmaya çalışıyor.

Netflix’in yeni mini dizisi “Ahit: Musa’nın Hikayesi” (Testament: The Story of Moses), dijital platformun en çok izlenen yapımları arasına girdi. 27 Mart’ta gösterime giren dizi, “Peygamber”, “Vebalar” ve “Vadedilen Topraklar” adı altında 3 bölümden oluşuyor. İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığı dönemde Netflix’te bu dizin yayınlanması hiç de tesadüf değil. Yahudi lobisinin baskın olduğu dijital platform, vadedilmiş toprakların sahibinin İsrailliler olduğunu dünyaya empoze ederek, işledikleri katliamı normalleştirmeye çalışıyor.

YAHUDİ İNANIŞI ÜZERİNE İNŞA

Nil kıyılarından Sina Dağı’na ve Kızıldeniz’e uzanan bu belgesel drama formatındaki yapım, ilahiyatçıların ve tarihçilerin röportajlarıyla destekleniyor. Hz. Musa’nın prenslikten peygamberliğe dönüşümünü anlatan Ahit dizisi, üç İbrahimi dinin (Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam) görüşleriyle hazırlansa da, ana yapı Yahudi öğretisi üzerine inşa edilmiş. Kur’an'da Hz. Musa’nın Firavun’u ikna etmek için Allah’ın gönderdiği mucizeler, Tevrat’ta 10 musibet olarak geçiyor ve asa, beyaz el, tufan, çekirge istilası, haşere, kurbağa, kan, karanlık gibi musibetlere bir de ilk çocukların ölümü ekleniyor. Her iki dinde de Musa Peygamber'in Allah ile konuştuğu inancı varken, dizide yanan bir ağaç Tanrıymış gibi maddeleştirilerek konuşturuluyor.

ZAMANLAMA MANİDAR

Öte yandan Kur’an’da da Tevrat’ta da öldürmek ve çalmak yasak. Buna rağmen Siyonist İsrail ölüm makinesi gibi Filistinlileri on yıllardır öldürmeye ve onlara ait olanları çalmaya devam ediyor. 7 Ekim’den itibaren dünyanın tepkisini çeken İsrail, zamanlaması manidar olan bu belgeselle kendini temize çekmeye çalışıyor. Filistin’i işgal etme gerekçelerini Holokost filmleriyle tüm dünyaya kabul ettiren Yahudi lobisi, şimdi de Filistin’i tamamen yok etme gerekçesini kendilerine verilmiş bir emir gibi gösteren yapımlara yöneldi. Netflix’teki Yahudi lobisi, Filistinlileri terörist, İsraillileri kahraman ilan ettikleri dizilerle bu zemini çoktan hazırlamaya başlamıştı. Fauda, Hit ve Run, Black Space, The Girl from Oslo gibi dizilerde, terörist olarak gösterdikleri Filistinlilere karşı kahraman(!) İsrail askerinin olağanüstü mücadelesi anlatılıyor. Kültürel işgal bildiği gibi devam ediyor.

FİRAVUN ROLÜNDE BİR TÜRK

Yönetmen koltuğunda Benjamin Ross’un oturduğu bu mini dizinin oyuncu kadrosunda Türk asıllı Alman aktör Mehmet Kurtuluş’un firavun rolünde yer alması tesadüf olmasa gerek. Musa rolünde ise İsrailli aktör Avi Azulay bulunuyor. Dizide Firavun’un kardeşi Bithia rolünü yine Türk oyuncu Tülay Günal üstleniyor. Belgesel, Emre Şahin, Kelly McPherson ve Sarah Wetherbee’nin ABD’de kurduğu Türk kökenli Karga Seven yapım şirketi tarafından çekildi. Ahit: Musa’nın Hikayesi her ne kadar yayın platformunun en çok izlenen yapımlarından biri olsa da aldığı eleştiriler son derece olumsuz. Mini dizi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes’da yorumlara göre 100 üzerinden sadece 29 puan alırken, izleyicilerden yalnızca 33 puan aldı.

PKK’YI DA KAHRAMAN İLAN ETTİ

Bir dizisinde Selahattin Demirtaş’ın “Seher” adlı kitabına yer veren Netflix, şimdi de “3 Cisim Problemi” isimli bilim kurgu dizisiyle PKK’yı kahraman ilan etti. Dizide uzaylılar tarafından işgal edilen dünyayı kurtarmak için üç kişi seçiliyor. Biri Çinli savaş tarihi uzmanı, biri İngiliz fizikçi olan bu üç kurtarıcıdan diğeri ise YPG/PKK’lı Leyla Ariç isminde kadın bir terörist. Bizzat Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından PKK üniformasıyla dünyaya tanıtılan karakter, Suriye’de DEAŞ’e karşı savaşan bir kahraman olarak altı çiziliyor.