Washington Enstitüsü'nün Türkiye raporunu değerlendiren emekli general Nejat Eslen, 2023 seçimlerinden sonra Türkiye'yi yörüngesinden kaybetmek istemeyen ABD'nin planlar kurmaya çalıştığını belirtti. Eslen, 'Artık ABD Erdoğan yönetimini istemiyor' dedi.

ERDEM ATAY

Türkiye karşıtı çalışmalarıyla bilinen Washington Enstitüsü’nün, Türkiye’de muhalefet ve iktidar alternatiflerini analiz ettiği raporunda, ilginç ifadeler yer aldı. Raporda “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halefi kimler?” sorusu ortaya atıldı. Muhalefet cephesinde ise liderler arasında Kemal Kılıçdaroğlu gösterilmezken, Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu‘nun isimlerine yer verilmesi dikkat çekti. Daha önce yayınlanan ve tartışma yaratan Rand raporunda da “ABD dostu bir muhalefet ihtiyacından” bahsedilmişti.

Emekli general Nejat Eslen, bu çerçevede Washington Enstitüsü’nün son Türkiye raporunu değerlendirdi.

Nejat Eslen

ABD niye 2023 yılında Türkiye’de yapılacak seçimlere, dünyada çok daha ciddi başka olaylar varken, önem veriyor. Niye Türkiye’deki bu seçimi böyle derinlemesine inceleme ihtiyacı var?

“ABD’yi koronavirüs vurmuş durumda. Amerika bu virüse hazırlıksız yakalandı. Her gün yüzlerce Amerikalı ölüyor. Amerika’da bu virüs nedeniyle bir panik hali var. Ama bütün bunlara rağmen Amerikalılar Türkiye’de 2023 yılında yapılacak seçimle ilgili bir değerlendirme yapma ihtiyacı duymuş.

VİRÜSE RAĞMEN 2023 SEÇİMİNİ DÜŞÜNMELERİ ÇOK ANLAMLI’

Türkiye’de bu koronavirüs nedeniyle 2023 seçimini değerlendiren veya bu seçimi kazanmak için gayret içerisine giren kimse olmadığı halde, Amerika’nın bu konunun üzerine eğilmesi çok anlamlı. Bence bunun çok önemli bir nedeni var, Amerika açısından baktığımızda.

Bu önem de şudur. ABD 2023 seçimi sonrası Türkiye’nin kendi yörüngesinde bir uydu olarak kalmasını garanti etmek bunun için bu seçimi yönlendirmek ve Türkiye’nin Avrasya’ya kaymasını engellemek istiyor. Türkiye jeostratejik açıdan çok önemli bir ülke. Avrasya’ya doğru bir kayış var. Koronavirüs nedeniyle jeopolitik dengeler büyük ölçüde değişecek. Türkiye’de yeni arayışlar hızlanabilir. ABD bu seçimi düşünerek, ifade ettiğim gibi, Türkiye’yi yörüngesinde tutmaya çalışıyor. Türkiye’nin ABD için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”

ARTIK ABD ERDOĞAN’IN TÜRKİYE’Yİ YÖNETMESİNİ İSTEMİYOR’

Bu rapor sizin için ne ifade ediyor?

“Tayyip Erdoğan ve Amerika için zor bir seçim olacak. Seçimle ilgili birçok belirsizlik var. Özellikle şunu da ifade edeyim, Washington Enstitüsü’nün yazdığı ve bence istihbarat desteği de aldığı, Türkiye’yi çok yakından takip eden ve çok iyi bilen bir yazarın kaleme aldığı bu rapordan anladığımıza göre, bu seçim Tayyip Erdoğan için zor olacak. Amerika için de zor bir seçim olacak. Raporun bütününe baktığımızda şunu söylememiz mümkün: Artık ABD Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi yönetmesini istemiyor. Bu kesin.”

ERDOĞAN’IN NE OLURSA OLSUN BİR VELİAHT SEÇMESİNİ İSTİYORLAR’

Peki hangi seçenekleri gözlemliyor ABD?

“Rapora göre birinci alternatif şu: Tayyip Erdoğan bu seçime bir kez daha aday olarak girebilir. İkinci alternatif de, Tayyip Erdoğan bu seçime kendisi girmez, kendi veliahdını tayin eder ve kendi veliahdı bu seçime katılır. Şimdi Tayyip Erdoğan kendisi doğrudan bu seçime aday olacak olursa daha önce yapılan belediye seçimlerinde AKP’nin kayıpları dikkate alındığında zorlanacak. Belki de mümkün olmayacak. Biz rapordan bunu anlıyoruz. Tayyip Erdoğan bütün bunlara rağmen, seçime aday olarak girip kazansa dahi, seçim sonrası zorluklarla karşılaşacak. Muhtemel bir ekonomik kriz ve uluslararası gelişmeler, Erdoğan iktidarının geleceğini zora sokabilir. İşte o zaman da bir veliaht seçmek zorunda kalabilir. Yani Erdoğan seçimden önce de bir veliaht seçebilir, seçime kendi girip kazansa dahi bir veliaht seçmek zorunda kalabilir.”

RAPORDAKİ VELİAHT ADAYLARI

Peki kimlere işaret ediyor?

“Burada Tayyip Erdoğan’ın aileden birini veliaht olarak göstermesi mümkün. Bu raporda Berat Albayrak’ın adı geçiyor ama Albayrak’ın güçlü bir aday olamayacağı ifade ediliyor. Raporda ikinci olarak “milliyetçi veya askeri kimliğe sahip” bir adaya işaret ediliyor. Şimdi “milli ve askeri kimliği olan şahıs kim olabilir” diye düşündüğümüzde daha önce de Rand raporunun ifadelerini hatırladığımızda, bir sonuca varmamız, bir tahmin yapmamız mümkün görünüyor.

Bu raporu okuduktan sonra ben de sordum “Bu askeri kimlikli şahıs kim?” diye. Bunu düşündüm. “Eski emekli orgenerallerden biri olabilir mi?” diye düşündüm. Şimdi emekli orgenerallerin hepsi yaşını başını almış durumda, Fenerbahçe Orduevinde koronavirüsten daha az zayiat vermekten başka bir şey düşünmüyorlar. Ve bu kim olabilir? Bir ara kendimi aklıma getirdim (gülüyor). Ama bunun da hiç mümkün olmayacağını düşündüm. Çünkü Amerikalıların beni sevmesi ve aday göstermesi mümkün değil. Çünkü benim Atlantikçi olmadığımı çok iyi biliyorlar. Yine bu Rand raporunda, Türkiye’nin gündemine oturan raporda, Hulusi Akar hakkındaki sitayişkâr (övücü) sözlere baktığımızda ve bu raporu yorumlayan Amerikan yetkilinin “gelecekte onunla (Hulusi Akar) stratejik ilişkilerimizi devam ettireceğiz” dediğini hatırladığımızda, Hulusi Akar’ı işaret ettiğini tahmin etmemiz mümkün olabilir.”

ABD’LİLER YANILGI İÇERİSİNDE’

Peki bu tutar mı?

“Bence Amerikalılar büyük bir yanılgı içerisinde. Ne olursa olsun Türkiye demokratik bir seçim yapacaktır. Ne kadar kısıtlı bir demokrasimiz olsa bile bu seçimler Türkiye’deki mevcut demokrasinin işaretidir. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığına aday olacak ve bu seçime katılacak kişilerin mutlaka halk desteği alması lazımdır. Bu raporu yazanların ve Amerikalıların en büyük yanılgısı Hulusi Akar için böyle bir halk desteği olamayacağını görememeleridir.”