Neden hedefti Şehit Necip Hablemitoğlu yazımızı okudukça daha da iyi anlayacaksınız, Almanların Türkiye hakkındaki planlarını yazan eski CHP'li kim ve başına neler geldi, lütfen son satıra dek okuyun, bilmediklerinizi, ya da yanlış bildiklerinizi yazıyoruz:
'Almanlardan Fetullahçılara, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve minnete değer mi diyorsanız, Atatürk'ün manevi mirasçısı olarak evet diyorum, çünkü Türk'üm ve başka Türkiye yok.' diyen ve FETÖ tarafından şehit edilen Necip Hablemitoğlu'nu minnetle, saygıyla anıyoruz.
Soyadını taşıyanlar Necip Hablemioğlu'nun manevi mirasçısı değildir, mücadelesiyle zerre ilgileri yoktur, hatta eşi şu anda rahmetli eşine karşı saftadır.
Dünyadaki altın karteli Çevrecilik ayağına ülkemizin yer altı kaynaklarının çıkarılmasına engel çıkaran Alman vakıflarını ve fonladıkları aktivistleri yazdı Hablemitoğlu bakınız: Alman Vakıfları / Bergama Dosyası
Emniyetteki FETÖ'cüleri ilk defa ve bu kadar ayrıntılı yazan isimdi Necip Hablemitoğlu: Bakınız: Köstebek.
CHP'li Nurettin Sözen'in Başkanlığı döneminde İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Genel Sekreteri olan Tuğrul Erkin sarsıcı bilgiler veriyor

Alman vakıfları Türkiye’de altın çıkarılmasına neden karşı? ABD'de 170, Dünyada 850 altın madeni var
DSP milletvekilleri Erol Al ve Hasan Özgöbek' in hazırladığı ve Başbakan Ecevit'e sunulan rapora dayanılarak, Türkiye’nin ekonomik krizden kurtuluşunun ülkemizdeki altın madenlerinin işletilmesinden geçtiğini ifade eder. Bu yazıda yine aynı rapora dayanılarak şunlar söylenmektedir; “Siyanürle altın üretimine karşı geliştirilen, insan sağlığı ve çevre temizliği ekseninde yürütülen bu kampanyanın Alman Fiyan Vakfı tarafından desteklendiği saptaması var. Türkiye'nin altın üretimine karşı kampanyaları Alman kuruluşların desteklemesinin nedeni olarak Almanya'nın her yıl Türkiye'ye 800 milyon dolar tutarında altın ihraç etmesi gösteriliyor. Dünyada ikinci sırada ziynet eşyası üreticisi konumundaki Türkiye'nin kuyumculuk sektörünün bütünüyle ithal altına dayandığına dikkat çekiliyor.”

Captured MinesEsir Madenler, madencilikte kullanılan bir deyim. Esasen yapılan iş bu deyimin Uluslararası Madencilik Literatürü'ne girişinden çok önce başlamış. Kendi elinizdeki bir madenin değeri düşmesin diye size rakip olacak maden yataklarının işletilmesini önlüyorsunuz. Bu engelleme; bazen o madenlerin ruhsatlarını büyük vaatlerle alıp, başkalarının eline geçmesini önlemek ve daha sonra muhtelif bahanelerle madeni atıl bırakmanız şeklinde gelişiyor.

Yaratılan bahanelerin arasında en uygun olanları:

Maden yatağında yeterli rezervin veya gerekli kalitenin olmadığını iddia etmek. Bir başka yol ise çeşitli siyasal, ekonomik veya teknik baskılarla maden yatağının işletilmesini önlemek oluyor.

Bu oyun Türkiye'de de çokça oynandı. Kamuoyunda bilinen en önemli örnek, dünya çapındaki zenginliğimiz boraks yataklarıyla ilgili olanıdır. Dünyanın en zengin boraks yatakları, İngiliz boraks tröstü tarafından 'boraks yoktur' gerekçesiyle yıllarca atıl tutuldu.

Daha sonra boraks olduğu kanıtlanınca siyasal baskılar sahneye çıktı. Bu yatakların zenginliğini kanıtlayan maden mühendisleri sürüldü. Bizzat İngiltere Kraliçesi bu konuda Türk Hükümeti'ne baskı yaptı. Bütün bunlar sökmeyince de ambargo uygulandı. Boraks uç ürünlerinin üretilmemesi için Etibank'a teknoloji satışı önlendi.
Benzer oyun manyezit, fosfat, kromda da oynandı. Türkiye ileri krom ürünleri üretmek için Batı'dan teknoloji alamadı.
Bu oyun dünyanın çeşitli az gelişmiş ülkelerinde asırlardır oynanıyor. Petrol ve doğalgaz en önde gelen örnekler.

Konu ile ilgili uzmanlar altın yataklarının siyanür ile işletilmesinde hiçbir sakınca görmüyor. Çevre sorunlarına en çok titizlik gösteren ülkeler bu üretim metodunu artan oranlarda benimsiyor. Bugün ABD'de 170, dünyada ise 850 madende altın siyanür yoluyla üretiliyor. Paris civarında bile bu metotla işletilen bir maden var.

Türkiye'de ise taa Krezüz döneminden arta kalan ve başka metotlarla işletilemeyen pek çok altın yatağı var. Bu yatakları siyanürle işletmemek bundan sonra da işletmemek demektir.
Görüldüğü kadarıyla altını savunanlar uzmanlardır. Altına karşı çıkanlar ise bilmeyen, ancak çok bağıranlardır. Karşı çıkanların kendi uzmanlık ve görev alanları içinde çevre sorunlarına karşı ciddi bir çabaları yok. Bu durumda aklıma Esir Madenler gerçeği geldi. Acaba dünya altın tröstleri asırlardır işletilemeyen Anadolu altın madenlerini bugün de bu bahaneyle mi durduracaklar?
Bergama Altın Madenleri üzerine yazmıştı. Hem de nasıl organize edilen yöre köylüleri, hatta Asteriks çizgi roman tipleri kılıklarına sokulmuş, Hopdediksler ortaya çıkarılmış, Boğaziçi Köprüsü'nde bile yürütülmüştü. CHP'li Erkin saf ve temiz köylülerin, dış güçler tarafından organize edilebileceğine dikkat çekiyordu.

Sonra CHP'li Tuğrul Erkin'in ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı.

Güya sivil toplum örgütü, ama aslında Alman Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı'nın yönlendirdiği FİAN adlı vakıf Türkiye'de tarım (GAP) ve sulama (Ilısu barajı) alanlarına karşı olduğu gibi, madenciliğe, özellikle altın madenciliğine de karşıydı.

Türkiye'deki altın rezervleri 80 milyar dolar civarındaydı. Ve bu rezervlerin işletilmesi Dünya Altın Tröstünde çok önemli yere sahip Almanya'nın hiç hoşuna gitmiyordu.
Sonrasını biliyorsunuz!.

Bergama'da protestocuların ve yerel yöneticilerin hatta para verilerek organize edildikleri, mahkemedeki itiraflarla ortaya çıktı. Bergama Altın Madenleri pırıl pırıl işletilmeye başlandı. Ama bu defa da FETÖ alçağı işin işine girdi. İşletmeyi, kendi kasası, şimdi kaçak, Londra'da yaşayan Akın İpek yüklemeyi başardı. Bugün de CHP eski CHP değil.