CHP olarak biz NATO’nun güçlenmesinden memnuniyet duyarız.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ittifak yapmak için hazırlıklarını sürdüren, Cumhurbaşkanı adaylığında anlaşmaya varamayan 6'lı masanın bileşenleri, NATO'ya destekte anlaştı.
CHP, İyi Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve HDP'den gelen açıklamalarda PKK/YPG'yi terör örgütü olarak tanımayan iki Baltık ülkesinin NATO'ya katılım talebine karşı sıcak mesajlar verildi. Saadet Partisi ve Demokrat Parti'den ise açıklama yapılmaması dikkat çekti.
Millet İttifakı partileri ve ittifak ortakları NATO konusunda birleşti. 6+1 olarak anılan ittifak üyeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye yapılmasına “hayır” demesine karşı çıktılar. Bu gelişme sonrası siyasi kulislerde “Millet İttifakı” ya da “6+1 İttifakı” için “NATO İttifakı” denmeye başladı.

CHP: NATO'NUN GÜÇLENMESİNDEN MEMNUNİYET DUYARIZ

CHP Sözcüsü Faik Öztrak NATO’nun güçlenmesinden memnuniyet duyacaklarını bildirdi.
Öztrak önceki gün konuyla ilgili şunları söyledi: “Dış politika konusunu oy devşirmek için iç politikaya malzeme etmeye başladı. Bu arada Sarayın sözcüsü de yabancı ajanslara ‘İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine kapıyı kapamıyoruz’ diye demeçler verdi. Sonra Erdoğan vites yükseltti, Türkiye’ye gelmeyi planlayan İsveç ve Finlandiyalı yetkililer için ‘Bizi ikna etmeye geliyorlarsa boşuna gelmesinler’ dedi. CHP olarak biz NATO’nun güçlenmesinden memnuniyet duyarız. Ancak, Türkiye’nin çıkarları da her şeyden önce gelir. Müttefik diyeceğimiz ülkelerin müttefiklik hukukuna saygı duymalarını da elbette bekleriz. Milli güvenliğimizi garanti edecek şekilde ellerindeki kozların kullanmak hükümetin görevidir. Ama bunu yaparken bir diplomatik yol yordam gerekir.”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine “hayır” demesini, “Erdoğan Putin’den talimat aldı. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girişine bu nedenle karşı çıkıyor.” diye yorumladı.

İYİ PARTİ: ÜYELİKLERİN REHİN ALINMASI DOĞRU DEĞİL

Konuya ilgili İyi Parti’den yapılan yazılı açıklamada da, “İki ülkenin NATO’ya üye adaylığının rehin alınması hesabı doğru yapılmamış yaklaşımdır.” değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada şu ifadedeler kullanıldı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, adı geçen ülkelerle olan ikili ilişkilerimizdeki sorunlardan hareketle, üyeliklerle ilgili olarak olumsuz görüş beyan etmesi, iki ülkenin üyeliğini koşullandırması, hatta pazarlık konusu yapması, yakın geçmişte Suriyeli sığınmacılar konusundakine benzer şekilde birbiriyle tutarsız tavırlar sergilemesi, ittifak bünyesinde rahatsızlık kaynağı olmuştur. Evet, Türkiye güvenlik endişelerinde haklıdır. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından PKK ve uzantısı PYDYPG’ye verdikleri destek temelinde özellikle İsveç’e karşı bir tavır konulurken; yıllardır bu konudaki yaklaşımları pek de farklı olmayan mevcut NATO üyesi ülkelerin tutumları görmezden gelinmiştir. PKK ile uzantısı PYDYPG ve uluslararası ilişkileri konusunda ülkemizin elinde açık ve objektif veriler vardır. Ancak, bu gerçekle, iki ülkenin NATO’ya üye adaylığının rehin alınması, bize göre diplomatik açıdan hesabı doğru yapılmamış, sağlıksız bir yaklaşımdır.”

PAZARLIĞI BEĞENMEDİ YENİ ÖNERİ GETİRDİ

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da Erdoğan’ın tavrını eleştirdi. Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günlük borsa gibi değişen açıklamaları diplomasi geleneğimize de, en temel iletişim ilkelerine de aykırıdır” diye konuştu. İki ülkenin üyeliği karşılığında pazarlık önerilerinde de bulunan Davutoğlu, Türkiye’nin AB üyeliğini olumlu yönde etkilemesi ve F35 projesine geri dönmesi için İsveç ve Finlandiya'nın NATO başvurularının kabulünü istedi.

KONUYU RUSYA'YA BAĞLADI

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan hükümetin açıklamalarının “değişken” olduğunu savundu. Rusya'yı hedef alan Babacan, “Madem İsveç ve Finlandiya’ya böyle davranıyorsunuz Rusya’ya niye meydan okuyamıyorsunuz.” çıkışı yaptı.

HDP'YE GÖRE REDDİN SEBEBİ İSVEÇ'TEKİ KÜRTLER

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise hükümetin açıklamalarını “içler acısı” olarak değerlendirdi: “Bu iktidar, nerede dünyada bir Kürt varsa orada düşmanlık yapmayı görev edinmiş vaziyette. Japonya’da, Çin’de varsa, orada. NATO üyeliği meselesini bile Kürtler üzerinden tartışan iktidarın durumu gerçekten hazindir. Bu ülkede 15 milyondan fazla Kürt yurttaşımız yaşamaktadır. İktidar bu gerçekliği örtmeye çalışıyorsa hiçbir karşılığı olmadığını düşünelim. Camdan bir kulede oturacaksınız, oraya buraya taş atacaksınız. Mesela o camdan kule içinde oturturken başka NATO üyesi de El Kaide, IŞİD gibi yapılarla ilişkilerinizi gündeme getirip belgeler koymaya kalkarsa ne olur haliniz.”