İşte Bardakçı'nın Habertürk'te yer alan ndan satır başları:

"HERKES MONTRÖ ÜSTADI KESİLDİ"
 projesinin birkaç günden buyana ne zaman ve nerede bahsi geçse bunu hemen bir Montrö tartışmasının takip etmesi ve bilenbilmeyen herkesin birer "Montrö üstâdı" kesilmesi artık bıktırdı.

"KANAL İSTANBUL İLE MONTRÖ'NÜN HİÇBİR ALAKASI YOK"
Uzun izahata girmeden kısaca ve daha açık şekilde ifade edeyim: Kanal  ile Montrö'nün hükümlerinin hiçbir alâkası yoktur! Üniversitede devletlerarası hukuk dersi görmüş olanlar bunu zaten gayet iyi bilirler, Montrö'nün metnini dikkatini vererek okumuş olanlar da proje ile andlaşma arasında bir münasebetin bulunmadığını daha ilk maddelerde farkederler.



"MONTRÖ MUHALİFLERİN BAHANESİ!"
Montrö bugün artık bir bahaneden ibarettir ve kanal projesine muhalif olanların sığınağı hâline gelmiştir…
Ortaya atılan bir projeye memleketin tamamının destek vermesi tabii ki mümkün değildir, bir projenin benimsenmesi kadar muhalif olunması da gayet normaldir ama muhalifliğin gereği karşı çıkma sebeplerini mantıklı şekilde tek tek sıralamak ve bunu yaparken Montrö gibi hayâlî kalkanların ardına sığınmamaktır.

PROJE ABD SAVAŞ GEMİLERİ İÇİN YAPILIYOR İDDİASI
Demin, tam bu yazıyı yazdığım sırada nevzuhur Montrö allâmelerinden biri TV'lerden birinde taptaze, ılık ılık bir keramet yumurtladı; "Montrö savaş gemilerinin Karadeniz'de uzun müddet kalmasını engellediği için Karadeniz'e yerleşme imkânı bulamayan Amerika'nın gelecekte Kanal İstanbul'u kullanabileceğini, böyle bir gelişmenin Rusya'yı ayağa kaldıracağını, Moskova'nın andlaşmada değişik yapılmasını isteyebileceğini ve böylelikle Boğazlar'daki hâkimiyetimizi tehlikeye gireceğini" buyurdu…



GEMİLER EGE'DEN KANAT ÇIRPARAK MI GEÇECEK?
Hazret uyduruyor, sallıyor, kanat çırpıp uçuyor, tamam; ama onunla beraber programa katılan diğer konuklardan hiçbiri her nedense "Efendi, Montrö sadece İstanbul Boğazı'nı değil, Çanakkale'yi de kapsar! Hayâlindeki o Amerikan savaş gemileri Çanakkale'yi geçmeden İstanbul Boğazı'na nasıl gelecekler? Ege'den kanat çırparak mı?" diye sormayı akıl edemiyor!

"Toplumun kamplaşması" denen garabet işte budur, böyle bir garabete kapılınca Montrö bile hayalî bir bahane hâline gelir!.