Seçimlerde HDP ile “oykadro” pazarlıkları yapan CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) işe alınan personellere terör örgütü iltisaklı/irtibatlı oldukları gerekçesiyle özel teftiş başlatılması rahatsızlık yarattı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, referanslarla işe alımlar yapılan derneğin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulduğunun tespit edildiğini bildirdi. Soylu, maaşların terör örgütüne aktarıldığını söyledi. Soruşturma kapsamında çalışanların bir kısmının 15 gün önce tutuklandığını da söyleyen Soylu, “Bizim kimsenin belediyesiyle işimiz yok, bizim terörle mücadeleyle işimiz var” dedi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise “Teftişlerle sorunumuz yok” derken, olayın “siyasileştirilmeye” çalışıldığını savundu. 

İçişleri Bakanlığınca, İBB bağlı kuruluşları ve şirketlerinde işbaşı yaptırılan personelden; 455’inin terör örgütü PKK/KCK, 80’inin DHKPC, 20’sinin MLKP, 2’sinin MKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikâyet ve elde edilen tespitler üzerine özel teftiş başlatıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen 'Türkiye Afet Risk Azaltma Planı Çalıştayı’nda konuya ilişkin soruları yanıtladı. 

Soylu özetle şöyle konuştu:

15 TEMMUZ SONRASI 50 BİN KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ 

“Türkiye, terörle ilgili önemli tecrübelerden geçti. Büyük sınamalardan geçti. Türkiye büyük bedeller ödedi ve bu bedellerin hala travmaları, hala yaşadığımız acılar, hala kayıplarımız bizim üzerimizde, hatıralarımızda. Ve buna ait de ülke olarak millet olarak tüm tedbirleri alma zorunluluğumuz söz konusu. Türkiye'de 15 Temmuz oldu. Sadece İçişleri Bakanlığından 50 bin kişi ihraç edildi. Niçin? Neden? Terör örgütleriyle irtibatı ve iltisaklı olduğu için. Dağdaki teröristlerle mücadele ediyoruz. Şehirlerde terörizmle mücadele etmeyecek miyiz? 

'DAĞDA BULUNMUŞ'

“DİYADER (Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) diye bir dernek var İstanbul'da. Yaklaşık bundan 78 ay evvel arkadaşlarımız geldiler, böyle bir çalışma yaptıklarını söylediler. 'Devam edin' dedik. Bu DİYADER denen dernek tamamen örgüt ele başı Apo tarafından kurdurulmuş, bizatihi kendi talimatıyla kurdurulmuş, dini istismar etmek üzere nitelendirilmiş bir dernek. Çalışma yaparken bir şeye daha ulaştık. Buradan referansla İBB'ye insanların girdiğini ve burada da çalıştıklarını tespit ettik ve gördük. Ve bunun üzerine bunu biraz daha geliştirdik ve burada ihbarlar gelmeye başladı. KCK ile iltisaklı, hapse girmiş, özellikle dağda bulunmuş, yine başka terör örgütlerinde polisimizin öldürülmesi eylemlerine katılmış, katkı vermiş ve yargı tarafından da bu tescil edilmiş ve yine bütün bunların yanı sıra FETÖ'den ihraç ettiğimiz TSK'dan ihraç edilen, ByLock kullanıcısı birçok kişinin yoğunlaştırılmış olarak buraya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne işe alındığını... Hangi saiklerle ve nasıl alınıyor?

'KİMSENİN BELEDİYESİYLE İŞİMİZ YOK'

“Kamuda devlet memuru olarak işe alınabilir, sözleşmeli olarak işe alınabilir ama belediye de bir kamu teşekkülüdür. Belediye iktisadi teşekkülleri üzerinden de işçi statüsü ile beraber işe alınabilirler. Burada işe alınanlar sadece mahalleleri süpürmüyorlar, temizlemiyorlar, burada alınanların bir bölümü kamunun çok kritik yerlerinde çalışabilme kabiliyetine sahipler. Bizim kimsenin belediyesi ile işimiz yok. Bizim terörle mücadele ile işimiz var ve biz bunu yapmak zorundayız.

'MAAŞLARI ÖRGÜTE GİDİYOR'

“Yapılan soruşturma tutuklama mercisi ben değilim, bağımsız yargıdır. DİYADER soruşturmasında İBB'ye gassal olarak alınan sözde imam olarak alınan ve PKK/KCK terör örgütü tarafından hatta maaşlarının bir bölümünün, iddianamede Ağır Ceza Mahkemesi'ne sev kedildi, hepsi söz konusu. Terör örgütüne nakledildiği konusunda anlayışların olduğu, bunların bir kısmı tutuklandı ve bunlar belediyelerde çalışıyorlar. Daha yeni. Bu dediğim olay 10 günlük, 15 günlük. Bizim 67 aydır takip ettiğimiz bir olay. 

TUTUKLULAR!

“Tutuklu olduğunu söylüyorum, hangi sicil kaydından bahsediyorsunuz. Devletin muhataplığı burada büyükşehir belediyelerindeki kamu yöneticileridir. Örneğin Genel Sekreterdir. 'Biz şu kadar kişiyi işe alacağız, bakar mısınız' denmiş mi? Hayır. Bu konu siyasi bir konu değil, bir güvenlik meselesi.”

İMAMOĞLU: LİSTEYİ İSTEDİK

Öte yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki 10 CHP’li belediye başkanı CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu ile yapılan görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu özetle şunları kaydetti: 

“Teftiş doğaldır. Bugüne kadar İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Hiçbir yazı almadım. 15 Aralık’ta benim olurumla, teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa da bir soruşturmaya izin verdim. Aynı tarihte ise, İçişleri Bakanlığına yazı yazdık. Bilgi istedik. Listeyi yollayın. Biz de gereğini yapalım. Buna hiçbir cevap vermedi. Terörist ise götür at hapse. 

'SORUŞTURMA İÇİŞLERİ BAKANINA AÇILMALI'

“İşe alımda adli sicil kaydını istediğiniz kişi o kaydı, gider Adalet Bakanlığından alır. O zaman İçişleri Bakanı yanlış yere soruşturma açıyor. Yani soruşturma açması gereken yer, Adalet Bakanlığı. Gidip o 557 teröristi tutuklamıyorsa, bir başka soruşturma açılması gereken yerin de İçişleri Bakanlığı olduğunu düşünüyorum. Hatta Bakanın kendisinin olduğunu düşünüyorum.”

AKŞENER: SANDIĞA EL UZATIYOR

Öte yandan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanlığının İBB’ye ‘terör teftişi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener, “Bu millet sandıkta hür iradesiyle attıkları oyların sonuçlarına el uzatanları her daim cezalandırmıştır. Yapmayın beyefendiler, yapmayın. Dolayısıyla kendi kendinize sandıkta şamar yemenin taşlarını döşemeyin. Türkiye huzursuzluktan bıktı. Türkiye bu gerilimden bıktı” dedi.

'BU İSTANBUL'UN GÜVENLİK MESELESİDİR'

Bakanlığın başlattığı teftişi Aydınlık’a değerlendiren Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, bunun bir güvenlik meselesi olduğunu belirterek İBB’nin Bakanlığa yardımcı olması gerektiğini ifade etti. Dikmen şunları kaydetti:

“Bu bir güvenlik meselesidir. Olay siyasileştirilemez. İBB Başkanı İmamoğlu ve ekinin olayı siyasileştirmekten ziyade bakanlığa yardımcı olması, terörle iltisaklı kişilerin tespit edilip gereğinin yapılmasını sağlaması gerekiyor. DİAYDER, doğrudan teröristbaşı Öcalan’ın kurdurduğu bir dernek. Bu referansla İBB’ye alınan insanalar olması, bir kere İBB’yi yöneten İmamoğlu ve ekibinin 2019 seçimlerindeki FETÖ ve PKK ittifakının doğrudan diyet ödemesidir. Biz buna Vatan Partisi olarak şaşırmıyoruz çünkü KHK’yla ihraç edilenleri yeniden göreve getireceklerini söyleyen bir CHP üst yönetimi var. Demirtaş’ın siyasi çizgisini beğendiğini söyleyen, HDP’yi her koşulda destekleyen bir İmamoğlu yönetimi var. Dolayısıyla İBB yönetiminin DİAYDER aracılığıyla da sorgusuz sualsiz belediyeye almaları normaldir. Normal olmayan, insanların bu oyunu ve birlikteliği görmemesidir. Burada vatandaşımıza çok iş düşüyor, bu gizli kirli ittifakı görmesi gerekiyor. İmamoğlu, 86 bin çalışan üzerinden bir avuç terörle iltisaklı insanı aklamaya çalışıyor. Biz buna da şiddetle karşı çıkıyoruz. İstanbul’un kahrını çeken 86 bin insanımıza saygımız sonsuz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, onlar İstanbul’un emekçileri. Ama sayın İmamoğlu’nun da sürekli 86 bin çalışanı öne sürmesi de doğru değil, bunu esefle kınıyoruz. Bu bir CHPAK Parti meselesi değildir, devletin terörle mücadele yöntemidir.”

DİYADER'E YÖNELİK TERÖR SORUŞTURMASI İDDİANAMESİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, Terör örgütü PKK ile iltisaklı oldukları iddiasıyla Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (DİAYDER) referansıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların, aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık ve teknik takipte elde edilen görüşmelerden tespit edildiği öne sürüldü.

İddianamede, teknik takip sonucu, İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanlarınca ailelere dağıtıldığının tespit edildiği belirtildi. Şüpheli dernek başkanı Ekrem Baran'ın cep telefonunda, "İBB Sultan" isimli şahıs tarafından kendisine gönderilen ses kaydında, "yardım kartı verilmesini önerdiğiniz 270 şahsın listesini gönderiyorum." şeklinde konuşma geçtiği belirtilen iddianamede, söz konusu listedeki şahıslardan 10'unun terör suçlarından kaydı olduğu vurgulandı. İBB İSPER (İstanbul Personel Yönetim A.Ş.) bünyesinde 24 Kasım 2019 itibarıyla gassal olarak çalışan Mehmet İnan isimli dernek üyesinin, aldığı 4 bin lira maaşın bin lirasını DİAYDER'e verdiği kaydedilen iddianamede, benzer şekilde DİAYDER tarafından belediyelerde işe sokulan üyelerin maaşlarının bir kısmını derneğe aktardıkları vurgulandı. İddianamede, bu kapsamda, PKK'ya aktarılmak ve KCK yapılanması çerçevesinde gerçekleştirilen örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere "Mali Kampanya" adı altında, belediyelerde çalışan personelin maaşlarının bir kısmının aktarılmaya devam edildiği anlatıldı.

Aydınlık