İbrahim Güneş, MİT'in Mossad’a karşı yürüttüğü başarılı operasyonlarla Türkiye’nin istihbarat savaşında gücünü gösterdiğini yazdı. Güneş, FETÖ’nün MİT’e sızma girişimlerinin boşa çıkarıldığını ve Türkiye’nin güvenlikte lider olduğunu belirtti.

İbrahim Güneş, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını ve Hizbullah lideri Nasrallah'ın öldürülmesini değerlendirdiği yazısında, MOSSAD'ın bölgedeki operasyonlarını masaya yatırdı. Güneş, İsrail'in Türkiye üzerindeki planlarının boşa çıktığını ve MİT'in bu süreçte büyük bir başarı gösterdiğini vurguladı. FETÖ'nün MİT'e sızma çabalarının başarısız olduğunu ifade eden Star yazarı Güneş, Türkiye'nin istihbarat alanında önemli bir güç haline geldiğini belirtti. Güneş, Erdoğan'ın 15 Temmuz ruhunun diri tutulması gerektiğini vurgulayan sözlerine yer verdiği yazısında şunları kaydetti:

"İsrail 85 ton bomba kullandı.
Bunlar sığınak delen, taş üstünde taş bırakmayan bombalar.
Hizbullah lideri Nasrallah'ı öldürdüğünü açıkladı.
Bir süre sessiz kalsa da Hizbullah ölümü doğrulamak zorunda kaldı.
Bir gün önce Netanyahu BM Genel Kurulu'nda "Elimiz İran'ın içine kadar uzanıyor. Ortadoğu'da uzanamayacağımız yer yok" demişti.
Ve belli ki Mossad, Tahran'daki yönetim katlarında, koridorlarında kol gezdiği gibi Hizbullah'ın içine de sızmış. Tahran'daki Haniye Suikastı, Lübnan'da kısa sürede Hizbullah'ın yönetim kademesinden 18 kişinin etkisiz hale getirilmesi dikkat çekici. Çağrı cihazı ve telsiz saldırıları da çabası... Bu konuda çok fazla yorum, değerlendirme yapıldı. Yapılıyor.
O yüzden ben bizi ilgilendiren bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her zaman önemliydi ama bu yüzyılda istihbarata karşı koyma yeteneği ölümcül önemde. Bu yüzden şimdi anlıyoruz ki? Hakan Fidan MİT'in başına geldiğinde İsrail medyasındaki karalama haberleri, "İran'ın adamı" yaftalamaları boşa değilmiş. Ya da FETÖ'cülerin MİT Tırları ihaneti, Hakan Fidan'ı tutuklama çabaları da öyle... Zira FETÖ'nün sızmakta en çok zorlandığı kurum MİT oldu. MİT olmak öyle kolay da değildi.
Zira bu süreçte MOSSAD'ın Türkiye'deki kolunu, kanadını kıran MİT'in yerli ve milli duruşunun ne kadar kritik olduğu bir kez daha görüldü. Eğer Türkiye güvenlik bürokrasisinden CIA artıkları, Mossad uzantılarını, FETÖ'cüleri temizlemeseydi. İnanın, Tahran yönetiminin, Hizbullah'ın içine düştüğü durumdan halimiz beter olurdu. Hatırlayın Eski ABD Elçisi john Bass, ne demişti. "DEAŞ bombaları patlamıyorsa bizim işbirliğimiz sayesinde"... Oysa herkes biliyor ki o bombalar patlamıyorsa bu ülkenin kahramanları sayesinde. Yani aslında 15 Temmuz'da millet FETÖ'cü teröristlerle birlikte CIA ve MOSSAD artıklarını, bizimle ilgili planlarıyla birlikte çöpe attı. Bu yüzden 15 Temmuz ruhunu her daim diri tutmalıyız. Zira bu ruha karşı sistemli saldırılar devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD dönüşü gazetecilere yaptığı değerlendirme bugünlerde çok daha kritik önemde. Erdoğan, 30 Ağustos törenlerinde özellikle altını çizdiği 'iç cephe'nin önemini bir kez daha vurguladı: "Bizim Kızıl Elmamızdır, bu ruhu çökertmeye çalışana fırsat vermeyeceğiz." Dedi. Erdoğan "Gazze'yi savunmak Anadolu'yu savunmaktır" dediğinde bu açıklamayı hamaset görenler Lübnan'daki İsrail katliamı ile belki biraz olsun hak vermiştir.