Aydınlık Gazetesi yazarı Onur Sinan Güzaltan Ulusal Kanal Ana Haber’de Murat Şahin’e konuştu. Yayına Kahire’den bağlanan Güzaltan, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakatı değerlendirdi.

Şahin’in ‘Libya ile sıkıntı yaşayan ülkeler arasında Mısır’da var. Mısır’da Libya’daki sürece dahil olan ülkelerden biri, Libya’da son durum nedir? Sorusu üzerine Güzaltan şunları aktardı:

"Kahire’de gergin bir hava var. Libya meselesi Mısır’ın birinci gündemi, Türkiye’nin Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzaladığı Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşma ve Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme ihtimalinin belirmesi Mısır’da gündemin birinci başlığını oluşturuyor."

MÜSLÜMAN KARDEŞLER ADIMI TANSİYONUN ÖNÜNE GEÇEBİLİR

"Özellikle hükümet çevrelerinden bu anlaşmayı eleştiren açıklamalar var. Yine Türkiye’nin asker göndermesi halinde Mısır’ın duruma müdahale edebileceği ile ilgili sert açıklamalar yapılıyor. Dolayısıyla gergin bir ortam var. Gerek Dışişleri Bakanlığı eski yetkilileri, gerekse önemli STK’ların yetkilileriyle görüşme ve fikir alışverişi yapma fırsatı bulduk.

Edindiğimiz izlenim şu şekilde: Birincil olarak Libya’nın Mısır ile çok uzun bir kara sınır var. Dolayısıyla Libya’daki gelişmeleri Kahire Hükümeti ulusal bir güvenlik sorunu olarak görüyorlar.

İkincil olarak Doğu Akdeniz’de Mısır, Türkiye karşıtı bloğun içerisinde yer alıyor maalesef. Yunanistan ve GKRY ile AB ile yaptığı anlaşmalar var. Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmaları Kahire yönetimi bir tehdit olarak görüyor. Görüştüğümüz Mısırlı yetkililere GKRY ve Yunanistan ile yaptıkları anlaşma sonrası kayıplarını anlatmaya çalıştık. Keza, Libya’da da Türkiye’nin varlığının Türkiye için de bir şekilde milli güvenlik sorunu olduğunu ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı menfaatlerini koruma amacıyla yapıldığını ifade ettik.

Mısır tarafının da hak iddia ettiği noktalar var. Açıklamalar sert olsa dahi, Türkiye’den gelebilecek olumlu bir adım ile Kahire ile görüşme kanalları hala açık.

Mısır, bu bağlamda Ankara’nın Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği masaya getiriyor. Türkiye’nin özellikle Müslüman Kardeşler konusunda atacağı adımlar ve özellikle Doğu Akdeniz’de Libya meselesinde Rusya ile görüştüğü biliniyor. Mısır ile de görüşme adımı atılırsa tansiyonun bu denli yükselmesinin önüne geçilebilir.

Mısır Libya’da Hafter’i destekliyor ve askeri varlığı söz konusu. Libya’yı karıştıranların başında ise ABD geliyor. Bu noktada Türk askeri ile Mısır askerinin karşı karşıya gelme durumu söz konusu olabilir mi?

Öncelikle Mısır Hükümeti resmi olarak askerinin bulunduğunu kabul etmiyor. Türkiye’de bir askeri varlığının olduğunu kabul etmiyor. Fakat Türkiye ve Mısır’ın bölgede destekledikleri kuvvetler üzerinden Libya’da faaliyet gösterdiğini biliyoruz. Türkiye UMH’ni desteklerken Libya’da Hafter’i destekliyor. Resmi olarak kabul edilmese de bu biliniyor. İçeriğini teyit edemesek de Mısır’ın Hafter Güçleri’ne tank gibi ağır silahlar gönderdiğine dair medyada haberler var."

BÖLGE DEVLETLERİNİN ÇIKARINA OLMAZ

Edindiğim izlenimlerde Mısır hiçbir şekilde Türkiye ile askeri açıdan karşı karşıya gelmiyor. Fakat Libya konusunu da bir şekilde milli güvenlik sorunu olarak görülüyor. Dolayısıyla meselenin çözülmesi için Ankara ve Kahire’nin görüşmesi gerekiyor. Aksi halde, sizin de ifade ettiğiniz gibi ABD’nin Libya üzerinden Ankara ve Kahire’yi sadece siyasi anlamda değil; askeri anlamda da karşı karşıya getirecek kışkırtmaları olabilir. Bunun önüne geçmek için de tek yol diplomatik kaynakları işletmek ve 2 ülke arasındaki sorunların oturup çözülmesi gerekiyor. Aksi halde Libya merkezli bir çatışma bölgenin en önemli ülkelerinden Türkiye ve Mısır’ın karşı karşıya gelmesi uzun süre söndürülemeyecek bir yangına neden olabilir. Bu durum ne bölge devletlerinin çıkarına olmayacaktır.

Mısır ile Libya kara komşusu. Mısır da Libya’daki olaylar sebebiyle milli güvenliğinden endişe ediyor. Türkiye ile Suriye arasındaki Adana Mutabakatı gibi bir anlaşma var mı? Doğu Akdeniz’de sular ısınıyor. Türkiye ile Mısır’ın el ele vermesi bölgedeki stratejik dengeleri nasıl değiştirir?

Mutabakat konusundan başlayacak olursak; Kaddafi Dönemi’nde yapılan birçok anlaşma var. Kaddafi Hükümeti’nin devrilmesi sonucu Libya’da bir hükümet sorunu doğdu. BM tarafından tanınan meşru hükümet UMH’dir. Mısır UMH mesafeli bakmakla birlikte Hafter’i destekliyor. Dolayısıyla geçmiş dönemde yapılmış anlaşmaların bugün fazla bir geçerliliği yok. Türkiye nasıl fiziki olarak varlığını oraya götürüp anlaşma yoluna gidiyor ise Mısır da yine aynı yol ile Hafter ile hareket ediyor.

MISIR, DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİN FARKINDA

İkinci olarak Libya’da Kaddafi’nin devrilişinden sonra güvenlik açığı sebebiyle Müslüman Kardeşler’e mensup silahlı grupların bir kısmı Libya üzerinden Mısır’a saldırılar düzenliyor. Mısır bu durumu bertaraf etmek adına bir şekilde Libya’da varlık göstermeye çalışıyor. Dolayısıyla; Türkiye ile Mısır ile masaya oturursa bu meseleleri de göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Diploması biraz da olaylara karşı tarafın gözünden bakma anlamına da geliyor. Böylelikle, Türkiye’nin de çıkarlarını korumak ve hamlelerin sağlam atılması için daha kolay olacaktır.

Türkiye ile Libya’nın Doğu Akdeniz’de bir araya gelmesi konusunda Mısır, Türkiye’nin önemine vakıf bir ülke. Türkiye ile Mısır arasında ticaret devam ediyor. Geçtiğimiz sene yüzde 1012 oranında ticaret hacmi büyüdü. 2013’ten beri süre gelen bu siyasi duruma rağmen Mısır’ın en önemli ticari partnerlerinden biri Türkiye’dir.

‘MISIR İLE YUNANİSTAN ARASINDAKİ PAZARLIK SÜRÜYOR’

Dolayısıyla Mısır, Türkiye’nin öneminin farkındadır. Ayrıca Türkiye ile Mısır arasında tarihi bağlar var. Mısır halkının Türkiye’ye karşı büyük bir sempatisi var. Ancak Müslüman Kardeşler ısrarı Türkiye ile Mısır’ın bir araya gelmesini engelliyor. Burada atılacak adım; Müslüman Kardeşler konusunda en azından tarafsız bir siyaset izlemekten geçiyor. Eğer Türkiye bu adımı atarsa her ne kadar Mısır’da Yunanistan ve GKRY ile yaptığı anlaşmalarda kayba uğradığının farkındadır. Önemli bir konu olarak; Mısır ve Yunanistan arasında bir anlaşma olduğunu onaylıyorlar fakat aralarındaki deniz sınırının belirlenmesi konusunda hâlâ pazarlıkların sürdüğü bilgisine de ulaştık.