CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Rusya’ya yaş meyve sebze ihracatında ruble kullanılmasının ihracatçıyı sıkıntıya soktuğunu iddia etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Kumluca EXPO 2022 İhtisas Domates Fuarı”nda konuştu. Ruble dolar karşısında değer kaybettiği için üreticinin hakkını alamadığını öne süren Kılıçdaroğlu, “Dünya çapında domatesleriniz var. Ukrayna’ya da Rusya’ya da ihraç ediyorsunuz. Hatta üretim ve talep de biraz daha artıyor. Ama eskiden paranızı dolar olarak alıyordunuz şimdi savaş nedeniyle 'biz size dolar değil ruble vereceğiz' diyorlar. Ruble, ABD doları karşısında değer kaybediyor. Onun değer kaybetmesi üreticinin malının hakkını alamaması demektir. O zaman yapılması gereken makul bir parite üzerinden ihracatçının hakkının ödenmesi için iktidarın devreye girmesi ve buna uygun politikayı üretmesi lazım.” dedi.

Bunun için de Ukrayna ve Rusya ile ilişkilerin sürdürülmesini, kamu bankalarının devreye girmesini isteyen Kılıçdaroğlu, Ukrayna ve Rusya arasında savaş çıktığı için ihracatçının 80 milyon doları alacağının kaldığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, “Sıkıntılar var biliyorum. İhracatçı 80 milyon dolarını alamıyorsa çiftçiye bu parayı ödeyemeyecek nerden ödesin? Ziraat Bankası'nın veya kamu bankalarının veya bütün bankaların devreye girerek üreticiye en az 2 yıl faizsiz kredi açması lazım” şeklinde konuştu.

'NEDEN DIŞARIDAN GETİRİYORUZ?'

Tarımın artık stratejik sektör olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Pandemi süreci bize gösterdi ki tarımı gelişmemiş bir ülke bir şekliyle açlığa mahkum olabilir. Toprağımız var. Güneşimiz, suyumuz, çalışkan insanlarımız var. Neden biz buğdayı, arpayı, mercimeği, pamuğu, canlı hayvanı, eti dışarıdan getiriyoruz? Neden bir açlık, yoksulluk kriziyle karşı karşıya kalıyoruz? Çözümü var. Sorunu nasıl çözersiniz? Sorunu çözmek istiyorsanız, samimiyseniz sorunu yaşayanı dinleyeceksiniz.”

Afrika’da arazi kiralanmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Çözümün adresi siyaset kurumudur. Siyaset kurumu akılla, bilgiyle, birikimle çözecek. Bunun yolu da planlamadır. Planlama yapınca herkes üretir, herkes kazanır, herkes alın teri döker, herkes evine huzur içinde gider ve biz dışarıdan mal almayız. Tam tersine ürettiğimiz malı dünyanın bütün ülkelerine ihraç ederiz. Sanki Türkiye’de bütün araziler ekiliyor, çalışacak insan kalmadı, herkes çalışıyor, biz gidiyoruz Afrika’da arazi kiralıyoruz. Afrika’da ekeceğiz, üreteceğiz. Ya Türkiye? Bizim vatanımız değil mi, bizim bayrağımız yok mu? Bu ülkede ekmeyecek, üretmeyecek, kazanmayacak mıyız?”