İSMET ÖZÇELİK / ANKARA

Eski TBMM Başkanvekili ve Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan milli güçlerin FETÖ ile mücadelede yan yana durması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İlker Başbuğ’u görüşmeye çağırmasını, Ak Parti milletvekillerinin de Başbuğ’u şikayet dilekçelerini geri çekmelerini istedi.

‘FETÖ MİLLİ GÜÇLERİ HASIM YAPMAK İSTİYOR’

Hasan Korkmazcan, FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili tartışmaları Aydınlık’a değerlendirdi. Türkiye’nin şu anda çok yönlü bir saldırı altında olduğunu kaydeden Korkmazcan, şöyle konuştu: “Türkiye 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana gördüğü en ağır saldırı ile karşı karşıya. 1955’lerden sonra EOKA üzerinden başlatılan, ASALA ve PKK ile devam eden operasyonlar, günümüzde de devam ediyor. Bu saldırılarda şer güçleri uluslararası konuma getiren FETÖ’dür. FETÖ’nün en başarılı olduğu metot karşısına aldığı milli güçleri birbirine hasım haline getirmektir. Ak Partiİlker Başbuğ düellosu da sonuç itibariyle FETÖ’ye yaramakta ve FETÖ’ye karşı verilen mücadeleye zarar vermektedir.”

Korkmazcan, günümüz koşullarında, FETÖ ile mücadelede ön planda tutulması gerekenin FETÖ’nün siyasi ayağı olmadığını vurguladı: “Şimdi yapılması gereken, FETÖ’nün güncel görevlendirmeleri, yeniden toparlanma çabaları, siyasi partilere ve kurumlara sızma gayretlerinin açığa çıkarılmasıdır.”

‘DİKKATSİZ AÇIKLAMA DİKKATSİZ KARARLAR’

FETÖ suçluları cezalandırılırken FETÖ’nün yeniden kullanışlı bir araç haline dönüşme gayretlerinin gözden ırak tutulmamasını isteyen Korkmazcan şunları söyledi: “FETÖ’nün öncelikli hedef aldığı TSK ve onun en üst düzey komutanlarından biri olarak İlker Başbuğ, FETÖ’nün mağdurlarındandır. Böyle bir kimliğin yeniden kamu vicdanında mağdur konumuna sokulması yanlış bir değerlendirmedir. Dikkatsiz yapılmış açıklamalar üzerine dikkatsiz alınmış kararları yarıştıracak bir dönemde değiliz. Milli güçlerin birlik mevzilerini pekiştirerek ülkemizin etrafında oluşturulmak istenen düşman çemberini kırmalıyız. Sınır ötesindeki ve Mavi Vatandaki Mehmetçiğimizin arkasında topyekun bulunmamız, düşmana verilecek en caydırıcı mesajdır.”

Bu tartışmanın arkasında bilinçli bir yönlendirici olup olmadığının araştırılması gerektiğini ifade eden Korkmazcan şu görüşleri savundu: “Bu tartışmayı körükleyen çevrelerin geçmişte de FETÖ ile yakın duran kesimler olması dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce birlikte görev yaptığı Başbuğ’u makamına davet etmeli ve yanlış anlamalar giderilmelidir. Ak Partili milletvekilleri, Başbuğ’la ilgili şikayet dilekçelerini geri çekmelidir. Bu, FETÖ’nün önümüzdeki süreçte ortaya koyabileceği provokasyonlara karşı en önemli yanıt olacaktır. 

FETÖ’nün siyasi ayağı da elbette önemlidir. FETÖ bütün partiler içine adam yerleştirmiştir. Bu kişilerin açığa çıkarılıp temizlenmesi Türk siyasetinin sağlıklı bir zeminde yürümesi açısından da önemlidir. Bu, gerçekleştirilmelidir. Ama FETÖ ile mücadele kararlılığı siyasi ayak tartışmalarına feda edilmemelidir. Parlamenterler yasama dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu gibi iki kavramla korunurlar, yasama ve denetleme görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmeleri için ayrıcalıktır.”


Aydınlık