MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı'nın açıklamaları şu şekilde;

''2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2020 Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu Bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve Heyetinizi Saygıyla Selamlıyorum.

Bugün Suriye'nin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ve Irak'ın kuzeyindeki PençeYıldırım Harekâtı bölgesinde kahramanca şehit olan Mehmetçiklerimiz; Ali SARI, Emre CEYLAN, Doğanay ÇELİK ve İdris AKSÖZ’e yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun! 

Kahraman askerlerimizin kanı yerde kalmamış, sürdürülen hava harekâtı ile 6 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Operasyonlar kapsamında yaralanan Musa CAN, Ünal CAK, Bayram DÜZEN, Hamit ÇAVUŞ, Emrah UYKUN, Kadir ASLAN ve İbrahim PEKMEZCİ kardeşlerime de acil şifalar diliyorum.

Jeopolitik konumu gereği stratejik bir öneme ve diğer İslam ülkeleriyle derin tarihsel bağlara sahip olan ülkemiz, müslüman dünyasının ortak hassasiyetlerini uluslararası düzeyde gündeme getirebilecek lider konumdaki ülkeler arasında öne çıkmaktadır. Bu itibarla, devletimizin çağın gelişmelerini yakalamada gösterdiği gayretin bir neticesi olarak; helal belgeli ürün ve hizmetlere yönelik tüketici güvenini sağlamak ve  Türkiye’nin dış ticarette helal pazardan aldığı payı artırmak üzere Helal Akreditasyon Kurumunun (HAK) kurulmuş olmasının ne kadar isabetli bir karar olduğunu da açıkça görmekteyiz.

Helal belgelerine itibar kazandırmak ve İslam ülkeleri arasında ticareti kolaylaştırmak üzere 2019 yılında başvuruları kabul etmeye başlayan kurum, aynı yıl içerisinde ülkemizin de taraf olduğu İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) helal yaklaşımı çerçevesinde ilk akreditasyon kararını verdi.
 
Akabinde geçen 2 yıl gibi kısa bir süre zarfında 21 ülkeden 53 başvuru alan  ve bu başvuruların tamamını son derece dikkatli bir incelemeye tabi tutan kurum, yalnızca gerçekten güvenilir bulunan kuruluşları akredite ederek 640’tan fazla helal belgesini “güvence” altına almış oldu. 

Helal Akreditasyon Kurumu’nun uluslararası arenada yürüttüğü çalışmaların en somut neticesi, helal belgelerinin karşılıklı tanınması ve böylelikle helal belgeli ürünlerin uluslararası ticaretinin kolaylaştırılması şeklinde olacaktır. Ürün ve hizmetlerin,  güvenirliği sağlanmış helal belgeleri vasıtasıyla İslam ülkeleri arasında başka hiçbir işleme gerek kalmadan dolaşabilmesi için atılacak adımlar, ihracatçılarımızın piyasalara girişte karşılaştıkları zorlukları bertaraf edecek ve uluslararası ticarette ülkemizi avantajlı bir konuma getirecektir. 
Küresel ölçekte kabul görmüş bir helal belgelendirme sisteminin inşasında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye ve ülkemizin çıkarlarını en iyi şekilde savunmaya çalışan HAK’ın faaliyetlerini bu anlamda desteklenmesi büyük önem arz etmektedir.

Bizler, küresel bir salgınla mücadele ederken, bu salgınla birlikte özellikle ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemden geçmekteyiz. Üretimden, tüketime ekonomik döngünün her aşamasının derinden etkilendiği bu dönemde dünya ekonomisi ciddi bir bunalımla karşı karşıya kalmıştır. 

Ülkemizde bu dönemde özellikle kısıtlayıcı tedbirlerin hafifletilmesiyle, aşı çalışmalarında sağlanan ilerleme ve salgın yönetimine yönelik alınan acil tedbirlerle, dünya ticaret hacminde yakalanan güçlü artış ile birlikte bir toparlanma sürecine girmiştir.

Türk ekonomisi, ihracat pazarlarımızdaki talep artışı ve hizmet ihracatımız sayesinde dünyadan müspet yönde ayrışarak 2021 yılında güçlü bir şekilde toparlanma göstermiştir. Bunu rakamlarla ifade edecek olursak Ülkemiz; 2021 yılının ilk çeyreğinde %7,2, ikinci çeyreğinde %22 ve üçüncü çeyreğinde ise %7,4 büyüme oranlarını yakalamıştır. İhracatımız ve imalat sanayiimiz, güçlü büyümenin lokomotifi olmaya devam etmiştir. 

Nitekim ihracatımız geçtiğimiz yılın kasım ayına göre %33,4'lük artışla 21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşerek Cumhuriyet tarihimizin aylık bazda en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 

Ayrıca, son 12 aylık ihracat değerimiz 221 milyar dolara erişerek hedeflerimizin çok üzerine çıkmıştır. Net ihracatın büyümeye katkısı 6,8 puan olurken; 3. çeyrek büyümemizin %92'si ihracat katkısıyla gerçekleşmiştir. Bu rakamlar Türkiye’nin reel mal ve hizmet üretim gücünü göstermekte ve bu gücünü pazarlama kapasitesini ortaya koymaktadır. 

Türkiye’nin nihai hedefi, ArGe ye dayalı üretim ve ihracat yoluyla dış ticaret açığını kapatarak cari açık konusunu milletimizin ajandasından söküp atmaktır. Bu manada Ticaret Bakanlığımızın hedef ülke uygulamaları ile ileriki dönemde açıklanacak “Uzak Ülke Stratejisi” büyük önem arz etmektedir. 

Her bir ülke için farklı eylem planı hazırlanacak olan 18 ülkeye yönelik ihracatın geliştirilmesi ile Türk ürünleri yeni pazarlara açılacak; mevcut ihracat pazarlarımız genişleyecek ve nihai olarak ülkemizin küresel ticaretteki payı büyüyecektir.

Ayrıca Dış Ticaretimizi:
          Yurtdışı Lojistik Merkezleri, 
          İhtisas Serbest Bölgeleri, 
          Gümrük süreçlerindeki fiziki ve dijital modernizasyon faaliyetleri, 
          Mal ihracatının finansmanına yönelik yeni uygulamalar, 
          Hizmet ihracatında her bir sektöre özgü tasarım, markalaşma ve benzeri destek mekanizmaları, 
          Yeşil ve Dijital Dönüşüm, 
          Çok taraflı, bölgesel ve ikili ticari diplomasi faaliyetleri, 
          Özellikle dönem dönem belirsizlik oluşturan kur riskinden korunma amacıyla Türk Lirası ile dış ticaretin özendirilmesi ve desteklenmesi 
           Uluslararası hukuk kanallarında ülkemizin menfaatlerinin savunulması, gibi girişim ve uygulamalar yoluyla da geliştirmeye devam ediyoruz.

Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi, pandemi sonrası dönemde de yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde yükselecek ve müreffeh bir ülke olma hedefine doğru yürüyüşünü emin adımlarla sürdürecektir.

Bu noktada, Cumhurbaşkanımızın imzasıyla geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanan bir genelge ile "Marka Olarak 'Türkiye' İbaresinin kullanımının özendirilmesi kararının,  TÜRK MALI imgesinin ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtılmasında çok isabetli bir adım olduğunun altını çizmek istiyorum. 

Ülkemizin gururu, yerli ihraç ürünleri, bundan sonra dünyayı Turkey ve benzeri ifadelerle değil Türkçe olarak TÜRKİYE adı ile dolaşacaktır. Ayrıca her türlü faaliyet ve yazışma da ülkemizin isminin Türkiye olarak ifade edilecek olması, ‘SEVDASI TÜRKİYE’ olan herkesi memnun etmiştir.

Bizler Milliyetçi Hareket Partisi olarak Meclis çalışmalarımız dışında Milletvekillerimiz, MYK üyelerimiz, İl ve İlçe Başkanlarımızdan oluşan bir heyetle Anadolu’yu adı adım geziyoruz. Vatandaşımızı, esnafımızı, sanayicimizi, STK’larımızı, muhtarlarımızı ve yerel idarecilerimizi dinliyoruz.

Aksaray’da da, Niğde’de de, Kastamonu’da da, Sinop’ta da, geçtiğimiz hafta sonu ziyaret ettiğimiz Konya’da da konuların aynı, sıkıntılarımızın ortak olduğunu görüyoruz. Ve çözümü noktasında ilgilerle istişarelerimizi sürdürüyoruz.

Son iki hafta içerisinde dövizin 2 kat artmasının sebebinin siyasi olduğunu biliyoruz ve bunu da hemşehrilerimiz ile paylaşıyoruz. Bu dönemde Amerika’da Avrupa’da Türkiye’de savaş mı çıktı, barış mı yapıldı? Ne oldu da döviz 2 kat arttı?

Ülkemiz daha öncelerde de benzer sıkıntıları yaşadı. 5 Nisan 1994’te döviz 4 kat arttı. Şubat 2001’de 2 kat arttı. Bu derin kriz dönemlerinde para kazananda oldu, iflas edenlerde oldu. Ancak hayat devam etti devam ediyor da.  Ancak açılım devam etseydi 793 şehit vererek girdiğimiz Diyarbakır bugün nasıl olurdu? 15 Temmuz’dan sonra Türkiye nasıl bir ülke olurdu! Bunun yorumunu da milletimize bırakıyorum.  Bu noktada şu durumu özellikle hatırlatmak istiyorum. Küresel salgın döneminde sadece Konya 2. Organize Sanayi Bölgesinde bulunan 650 fabrikada çalışan 52 bin işçi kardeşimizde, Aksaray Organizesinde veya sanayisinde esnafımızın yanında çalışan da, emekli de, memur da, amir de, muhtar da, milletvekili de, maaşını aldı. 

Muhalefete göre bu maaşları kim verdi Devlet! Şuan da görüşmekte olduğumuz bütçe gelirlerinin % 80’ inin vergilerden oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Bu süreçte sanayicinin, esnafın, vatandaşın ödemesi gereken vergilerin ertelendiğini, ötelendiğini de bilmekteyiz. 
O zaman muhalefetin işine geldiğinde muhatap olarak gösterdiği hükümet, vatandaşa veren el olunca da Devlet! Milliyetçi Hareket Partisi olarak Devleti korumak, kollamak da bizim sorumluluğumuzdur. 

Liderimiz Sayın Devlet BAHÇELİ Beyin ifadeleriyle ‘Derdi Devlet olanın sevdası millettir.’
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimizin sağduyusuna güveniyor, başta ekonomi olmak üzere bütün sorunlarımızın zamanla ve sabırla aşılacağına inanıyoruz. 

Adım adım yaklaştığımız Cumhuriyetimizin iki yüzüncü yılına girerken; milletimizin mutlu, huzurlu, güvenle yaşadığı ve “2023 Lider ülke Türkiye “vizyonu ile büyüyen ve gelişen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir bireyi, bir vatandaşı olmanın inancı, azmi ve gayretle gece gündüz demeden, durmadan yorulmadan, yılmadan, yıkılmadan yıllardır olduğu gibi mücadeleye devam ediyoruz.

Ticaret Bakanlığı, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumu bütçelerinin vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.''