Eski Milletvekili Metiner, yerel seçimler öncesi Ak Parti’de yaşananları yazdı ve dikkat çeken ifadeler kullandı.

Mehmet Metiner, Star Gazetesi’ndeki köşesinde yerel seçim adaylarını belirleme aşamasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nde yaşananları tek tek yazdı.

‘Siyasetin kirli çarkları AK Parti misyonunu aşındırıyor’ diyen Mehmet Metiner, “Adaylık konusunda ısrarcı olanları seçmemek lazım” diye de ekledi.

İşte Mehmet Metiner’in Star Gazetesi’ndeki ‘Belediye başkan adayları nasıl belirlenmeli?’ başlıklı yazısı:

“Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim: Mevcut seçim sistemi tümden yanlış.

Aday adaylık sürecinden başlayıp temayül yoklamasına varıncaya değin sistem baştan ayağa sorunlu. Buna her türlü manipülasyona açık anket sistemini de dahil ediyorum.

Mevcut yasalara göre herkes aday adayı olabiliyor. Buna mani bir durum yok. Sonra da yarışa katılabiliyor.

Düşününüz ki kendisi hakkında FETÖ ile iltisakı hususunda toplumda oluşan bir kuşku var lakin AK Parti’den aday adayı... Veya bulunduğu yerde en fena ve zararlı biri olarak tanınıyor, bir bakıyorsunuz kalkıp AK Parti’den aday adaylık başvurusunda bulunmuş. Bu sıfatıyla kalkıp yerel basına demeçler veriyor vs...

Yarış sürecinde kendini seçtirmek için her yolu mübah görerek AK Parti’nin misyonunu kirletenler de cabası...

AK Parti’yi bu süreçlerde sanki öteki partilerden bir farkı yokmuş algısına büründürenlerin yol açtığı tahribat hiç de azımsanacak ölçüde değil.

AK Parti liderinin her seferinde dile getirdiği dava hassasiyeti mi?

Ne gezer!

“Görev istenmez verilir!” anlayışıyla hareket eden dava adamlarının çoğu zaten aday adaylık süreçlerinden uzak duruyorlar. Adaylık başvurusunda bulunanlardan çok azı da dava ahlakı gereği kendilerini öne çıkartmaktan haya ediyorlar.

Mesela kendi reklamları için para dağıtmıyorlar. Kendi köşelerini isim empoze etmek için kullanan gazetecilerle iş tutma yoluna gitmiyorlar. Anketlerde veya telefon aramalarında isimlerini söylesinler diye el altından birilerini görme yoluna da gitmiyorlar.

Temayül yoklaması faslına hiç girmeyeyim. Orada dönen siyasetin kirli çarkları AK Parti misyonunu aşındırıyor.

O yüzden mevcut sistemi kendi adıma sağlıklı ve isabetli bulmadığımı söylüyorum.

Hamdolsun Reis’in talimatları doğrultusunda dava anlayışımıza uygun değişik istişare ve yoklama mekanizmaları oluşturulduğu için aday belirleme süreçlerinden az zayiatla çıkılabiliyor.

Gördüğüm kadarıyla bu dönem bu seçme/belirleme sistemi daha sıkı tutuluyor.

Yerel yönetimlerden sorumlu tecrübeli bir belediye başkanlığı geçmişi olan Mehmet Özhaseki başkanlığındaki ekibi kılı kırk yararak çalıştıkları için yürekten kutluyorum.

ÖNERİLERİM 

Bir: Adaylık konusunda ısrarcı olanları seçmemek lazım. Çünkü dava ve görev bilinciyle hareket edenler asla şahısları konusunda ısrarcı olmazlar. Bu tip kişiler kendilerine adaylık verilmediğinde mutlaka arıza çıkartırlar. Bu tecrübeyle sabittir.

İki: Sesi yüksek çıkanlar, araya akla gelmedik insanları sokanlar ve yüzsüzce kapı aşındıranlar imlenmelidir.

Üç: Aday adaylık süreçlerinde şişkin egolarını reklam yöntemleriyle milletin gözüne sokanların seçilmeleri halinde nasıl kibir abidelerine dönüşeceklerini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bir makam için kendi şahısları adına bu kadar çok hırslı ve ısrarcı olanların partiye ve davaya verecekleri zararı sanırım hatırlatmaya bile gerek yok.

NE Mİ DİYORUM?

Gayet açık.

Kiminle kazanacağımız ne kadar önem arz ediyorsa, kazandıktan sonra uğrayacağımız itibar erozyonuna dikkat etmek de bir o kadar önem arz ediyor.

Kaybedeceğiniz adaylarla seçime gitmek elbette akıl karı değildir. Ama seçildikten sonra bize her açıdan kaybettirecek adaylarla yol yürümek de akıl karı değildir.

Bazen kaybettiğiniz için üzülürsünüz. Bazen kazandığınız için. Çünkü yanlış insanlarla kazandığınızda sonrasında milletin gözünden temelli düşersiniz.

Marifet bu dengeyi tutturabilmekte.

Daha açık mı diyeyim?

Millet Reis gibilerini yerelde başında görmek istiyor.

Oldu mu?”