Venezuela’nın Ankara Büyükelçisi Jose Gregorio Bracho Reyes, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Ulusal Seçim Konseyi (CNE) üyelerinin tekrar belirlenmesi ile ilgili Ulusal Kanal'a özel açıklamalar yaptı. Reyes, "Uluslararası camia; ABD'nin Venezuela'daki diyalog sürecini başarısızlığa uğratma amacıyla uyguladığı baskıya ve seçim sonuçlarını tanımamasına rağmen, Başkan Maduro'nun Venezuela'da barışın ve ulusal kalkınmanın sağlanması yönündeki hedeflerine bağlı kalacağından emin olabilir." ifadelerini kullandı. 


Venezuela'nın Ankara Büyükelçisi Jose Gregorio Bracho Reyes, Ulusal Kanal'a özel açıklamalarda bulundu. Reyes, Venezuela'da son durumu aktarırken CNE üyelerinin tekrar belirlenmesini değerlendirdi.

Reyes'in Ulusal Kanal'ı sorusuna verdiği yanıt şu şekilde: 

HEDEF UZLAŞI MEKANİZMASINI SAĞLAMAK 
2019 yılının Eylül ayından itibaren, Ulusal Diyalog Masası, Hükümet yanlısı ve muhalif siyasi güçler arasında geniş ve kapsayıcı diyaloğun kurulması doğrultusunda tartışma ve uzlaşı mekanizması görevini yerine getirmektedir. Ulusal Diyalog Masası kapsamında imzalanan kısmi, açık ve şeffaf anlaşmalara, Venezuela toplumunun bütün temsilci sektörleri ve arzu eden siyasi güçler katkı verebilmektedir. 

ULUSAL DİYALOG MASASI'NIN GÖREVLERİ
Dokuz aylık çalışma sonrasında, Ulusal Diyalog Masası kapsamında anlaşmalara varılmış ve bu anlaşmaları yürürlüğe koyulmuştur. Bu anlaşmalardan öne çıkanlar şöyledir: 

  • Hükümet yanlısı siyasi güçleri temsil eden milletvekillerinin Eylül 2019’dan itibaren Ulusal Meclis’e tekrar katılmalarıyla meclis aktivitelerinin düzenlenmesi.
  • 2020 yılında düzenlenmesi gereken Meclis Seçimleri ile ilgili yöneticilik görevi üstlenecek Ulusal Seçim Kurulu’nun yeniden oluşturulması. Yeni Ulusal Seçim Kurulu’nun oluşturulması için Mart ayında Ulusal Meclis Adaylık Komitesi oluşturulmuştur. 
  • Bugüne kadar iki yüz kişinin faydalandığı, hapishanede bulunan kişiler için serbest bırakma ile ilgili vekaleten önlemlerin uygulanması.
  • Ulusal Diyalog Masası’nın kuruluşundan itibaren uyumlu bir şekilde işleyen Esequibo bölgesinde Venezuela’nın tarihi haklarının topyekun müdafaası.
  • Ulusal Diyalog Masası’nı oluşturan bileşenler tarafından her fırsatta ifade edilen Venezuela’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımların hep birlikte reddedilmesi.
  • Ülkenin maruz bırakıldığı yaptırımların, uluslararası ekonomik ve finansal ambargonun aşılmasını sağlayacak, petrol karşılığı besin ve temel tüketim maddeleri temini programının oluşturulması.
  • Kovid19 pandemisiyle toplu mücadeleye yönelik, özellikle sağlık alanında Sağlık Bakanlığı yetkilileri ve Parlamento Danışma Ekibi arasında işbirliğini öne çıkaracak, güçler arasında birlikte var olma anlaşmalarının imzalanması. 

Bu anlaşmalara rağmen, bütün siyasi unsurlar tarafından ortaya konulan Ulusal Seçim Kurulu yetkililerinin yenilenmesi iradesi, değiştirilemez bir gerçekliğe tekabül etmektedir: Meclis aritmetiği, herhangi bir siyasi kuvvetin, seçim yetkililerini atamak için gerekli üçte ikilik nitelikli oy çoğunluğunu tek başına sağlamasını engellemektedir.  

Gelinen bu noktada, içinde bulunulan yıl içinde Meclis Seçimlerinin düzenlenmesi için gerekli zamanın tükenmesi ve mevcut Parlamentonun görev süresinin 2021 yılı Ocak ayında bitmesinin ardından anayasal bir boşluk yaşanmaması için Venezuela muhalefetinden sekiz siyasi partinin oluşturduğu grubun en üst düzey yetkilileri, “Ulusal Meclisin Yasama İhmali nedeniyle dava açılması” isteklerini Yüksek Adalet Divanı sunmuşlar ve Parlamento kararı olmaksızın seçimden sorumlu yetkililerin atanmasını talep etmişlerdir.

Bu talebin güçlü bir anayasal temeli olmasına rağmen, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Anayasası, Yüksek Adalet Divanı Anayasa Mahkemesine sadece “Anayasanın en üst ve en son karar alan organı olma” (Madde 335) yetkisini atfetmemiş,  ayrıca “Anayasanın kurallarının yerine getirilmesini güvence altına almak için zorunlu yasa veya kanunların hazırlanmadığı veya eksik hazırlandığı takdirde, belediye yönetimlerinin, bölge yönetimlerinin veya ulusal yasama güçlerinin anayasaya ihmallerini belirlemesi, sorunların çözümleri için süre belirlemesi ve gerekli olması halinde, anayasanın düzeltilmesi ilkeleri” (Madde 336, Sayı 7) ve “Kamu Gücü kurumları arasında oluşan anayasal uyuşmazlığın çözülmesi” (Madde 336, Sayı 9) hususlarında belirli sorumluluklar vermiştir.   

SEÇİM KURULU ÜYELERİ'NİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Seçim Kurulu üyelerinin değiştirilmesi, Venezuela halkının siyasi haklarını koruyan Anayasaya bağlı kalınarak gerçekleştirilen bir eylem olmakla birlikte, vatandaşlara gelecekte yapılacak seçimlerde oy kullanabilmeleri için gerekli koşulları ve garantiyi sağlayacak olması nedeniyle, ulusal siyasi diyalog sürecinin bir parçasıdır.

EMSAL NİTELİĞİ TAŞIYAN KARARLAR
Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, konuyla alakalı emsal niteliği taşıyan kararlara da değinmek gerekir. Anayasanın yürürlükte olduğu yirmi yıllık süre boyunca, Yüksek Adalet Divanı, Seçim Kurulu organlarının belirlenmesine ilişkin oluşan yasal boşluğu doldurmak için beşinci kez karar almaktadır. Önceki kararlar 2003, 2006, 2009 ve 2014 yıllarında alınmıştır.
Bu durumda, söz konusu karar, Venezuela gibi gelişmiş bir demokrasinin güvence altına aldığı vatandaşlık hakları olan seçme ve seçilme haklarının sağlanması için gerekli koşulları oluşturan, Venezuela'nın kurumsal faaliyetlerini temel alan anayasal bir araç niteliğindedir.

VENEZUELA'NIN İÇİŞLERİNE MÜDAHALEYE TEPKİ
Buna rağmen, Seçim Kurulunun değiştirilmesi kararının açıklanmasından bu yana, Amerika Birleşik Devletleri'nin Venezuela'ya karşı uyguladığı agresif politikayla uyumlu şekilde hareket eden bazı devletler, Venezuela kanunlarını taraflı şekilde yorumlayarak bahsi geçen kararın hukuka uygunluğunu sorgulamaktadırlar.
Bu yorumlar, sadece Venezuela'nın içişlerine kabul edilemez bir müdahale teşkil etmekle kalmayıp, aynı zamanda da bu ülkelerin çelişkili bir şekilde teşvik ettiklerini iddia ettikleri Venezuela'daki siyasal çözümün sağlanmasına zıt bir propagandayı beslemeye devam etmektedirler. Uygulanan "yoğun baskı" politikası ve Trump'ın Ulusa Sesleniş Konuşması sırasında açıkladığı Venezuela'nın "ezilmesi ve yok edilmesi" planları, diyalog ve seçim söylemleriyle uyuşmamaktadır. 
Gösterilen bu reaksiyonların, ABD yönetiminin ve uydusu konumunda olan hükümetlerin Venezuela'ya karşı gerçekleştirdikleri saldırı planlarının başarısız olması nedeniyle uğradıkları hayal kırıklıklarıyla açıklanabileceği aşikardır. Bu saldırı planları arasında mart ayının ilk günlerinde meydana gelen Venezuela Seçim Kurulu'nun depolarının kundaklanması ve mayıs ayının başlarında Venezuela kıyılarında gerçekleştirilen başarısız paralı asker çıkartması gibi saldırı girişimleri bulunmaktadır.

MADURO'NUN DİYALOG KARARLILIĞI 
Tüm bu saldırı girişimleri devam ederken, Venezuela'nın Anayasal Başkanı Nicolás Maduro Moros, diyalog sürecini devam ettirme konusunda iradesini korumuş, 2013 yılından bu yana ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal sektörlerine 600'den fazla açık diyalog çağrısı gerçekleştirmiştir. Hatta, Vekil Juan Guaidó ve şer ittifakı; hükümeti devirme, silahlı saldırı girişimi ve ülke kaynaklarını yurt dışına kaçırma planları yaparken dahi bu diyalog sürecine katılmışlardır.

Uluslararası camia; ABD'nin Venezuela'daki diyalog sürecini başarısızlığa uğratma amacıyla uyguladığı baskıya ve seçim sonuçlarını tanımamasına, Venezuela'ya karşı uygulanan yaptırımların artmasına, doğrudan saldırılara ve bazı azınlık grupların yaptıktan sonra halkın önünde kabullenme cesareti gösteremediği anlaşmalara rağmen, Başkan Maduro'nun kahraman Venezuela halkının refah ve mutluluğunun temini, Venezuela'da barışın ve ulusal kalkınmanın sağlanması yönündeki hedeflerine bağlı kalacağından emin olabilir.

Eray Çelebi / ulusal.com.tr