Fransa Akdeniz'de Türkiye karşıtı hamlelerine bir yenisini daha ekledi. Paris, ülkenin tek uçak gemisi Charles de Gaulle'ün Doğu Akdeniz'e gönderildiğini duyurdu. Rafale savaş jetleri, füzeler ve denizaltılara karşı kullanılan mühimmatlarla yüklü geminin Toulon Limanı'ndan 'savaşa hazır' durumda yola çıktığı belirtildi. Akdeniz'de kaybettiği etki alanını genişletmek amacıyla bölgeyi kaosa sürükleyen Fransa, önündeki en büyük engel olan Türkiye'yi bertaraf etmek için Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni kullanıyor.

LİBYA'DA KAOSUN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ

2011 yılında NATO'yu oldubitti ile müdahaleye zorlayarak Libya'da kaosun fitilini ateşleyen ve Mısır'da darbeci Sisi'ye destek veren Fransa, Akdeniz'e en uzun kıyı sınırı olan (1492 kilometre) Türkiye'yi kara sınırlarına hapsetmek için ardı ardına hamleler yapıyor. Emmanuel Macron yönetimindeki ülke, Rumların Mısır ve Lübnan'la imzaladığı hukuksuz deniz anlaşmalarını destekliyor. Fransa, Nicolas Sarkozy döneminde de Güney Kıbrıs ile savunma anlaşmaları imzalamıştı.

HAFTER'İN HAMİSİ

Yenişafak'ta yer alan habere göre; Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne karşı terörist Halife Hafter'i destekleyen Macron, Türkiye'nin attığı her adımın karşısında oldu. BAE ve Rusya ile birlikte Hafter'e silah yağdıran Fransa, Türkiye'nin UMH'ye yardımlarını engellemek için her yola başvurdu. Hatta Türkiye'den Libya'ya giden bir kargo gemisi Fransız savaş gemilerince durdurulmak istenmiş ancak Türk donanması müdahale ederek buna engel olmuştu.

ÜST ÜSTE TATBİKAT

Son dönemde Atina ile yaşanan gerilimde de Fransa perdenin en önünde sahnede. Şubat ayında Türkiye'ye karşı Amerika ve Yunanistan'la birlikte 'İskender 2020' tatbikatı düzenleyen Fransız ordusu, senaryo gereği bir adayı düşman işgalinden kurtardı. Fransa, MısırTürkiye ilişkilerinin gerildiği temmuz ayında Mısır'la, 2628 Ağustos arasında da yine Yunanistan ve Rum Kesimi ile tatbikat gerçekleştirdi. Sadece tatbikatlarla da kalmayan Fransa, Atina'ya fırkateyn ve savaş uçağı satmak için de mutabakata vardı. Fransızlar, Güney Kıbrıs'a hava ve deniz üssü kurmak için de kolları sıvadı. Paris'in Lübnan üzerindeki hakimiyet kurma girişimleri de bu çabanın bir parçası olarak görülüyor.