Recep Erçin

Türkiye'de enflasyonist göstergeler henüz durulmuş değil. Faiz indirim süreciyle birlikte 8 TL'den 18 TL'ye fırlayan dolar kuru, ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler sayesinde 1214 TL bandına oturmuş görünüyor. Aralık ayında yapılan zamlar yüzünden aylık yüzde 13.58'lik yıllık da yüzde 36.08'lik tüketici enflasyonu görüldü. Bu yüzden reel efektif döviz kuru endeksi, Aralık 2021'de TÜFE bazında 6.31 puan azalarak 47.82 ile tarihi düşük seviyeye indi. Reel kurun 100'ün altında olması ülke para biriminin en çok ticaret yapılan ülkelerin para birimlerine göre değerinin ucuz olmasını gösteriyor. Gelinen seviyeler TL'nin değerinin çok çok düşük olması demek. Bu durum ihracatta bir miktar avantaj sağlasa da ithal girdiye bağımlı sektörlerde ciddi bir sorun teşkil etmeye başladı. 

İHRACAT AİLESİ KAVCIOĞLU İLE BULUŞACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracat verileri toplantısına katılan ihracatçılar ile toplantı çıkışında konuştuğumuzda, bankaların mevduat ve kredi faizlerinin sırasıyla yüzde 2526 ve yüzde 3238 seviyelerine çıktığına dikkat çektiler. Faiz maliyetlerinin yükseldiğine işaret eden ihracatçı başkanlar, “Toplantıda dolar kuru avro kuru oynadı mı diye baktık. Bir gözümüz hep kur tarafında. Dövizde önümüzü görebilirsek fiyatlamaları öne göre yapacağız. Dövizdeki dalgalı seyrin durması halinde fiyat artışları önlenir.” ifadelerini kullandılar. 

Aydınlık'a ulaşan bilgilere göre bugün öğleden sonra Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bünyesinde faaliyet gösteren ihracatçı birlik başkanları ve TİM yönetimi ile çevrimiçi toplantıda bir araya gelecek. Merkez Bankası kaynakları toplantının basına kapalı yapılacağını bildirdi. 

TL'DEKİ KAYIPLAR ENFLASYONU BESLEDİ

Merkez Bankası'nın (TCMB) Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu'na göre de, birçok kalem üzerinde döviz kuru gelişmelerinin yansımaları hissedildi. Kur geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mal grubunda fiyatlar, özellikle dayanıklı tüketim malları öncülüğünde yüksek bir oranda arttı. Dayanıklı tüketim malları arasında da otomobil fiyatlarındaki artış dikkati çekti. Girdi maliyetlerinin etkisiyle taze meyve ve sebze dışı kalemler kayda değer bir oranda yükseldi. Uluslararası enerji fiyatlarında bu dönemde gerileme izlendi. Döviz kuru gelişmelerinin yansımalarıyla başta akaryakıt, tüp gaz ve kömür olmak üzere yurt içi enerji fiyatlarındaki artışlar devam etti. Türk lirasındaki değer kaybı, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ile tedarik zincirlerinde devam eden aksamalar neticesinde üretici fiyatları kaynaklı baskılar oldukça güçlü seyretti.

NEBATİ: KURDA İSTİKRAR OLUŞACAK

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de,beklentileri iyi yönlendirmenin döviz kuru üzerindeki etkisini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Aralık'ta açıkladığı önlem paketinden sonra gördüklerini belirtti. Bakan Nebati, "Döviz kurunun enflasyon üzerindeki geçişKenliği hepinizin malumudur. Bu sistemde, beklentileri iyi yöneterek ve Türk lirasının cazibesini artırıcı yeni kur korumalı mevduat hesabı gibi enstrümanlar geliştirerek enflasyonu azaltacağız." dedi. 

AA'ya konuşan Bakan Nebati, "Önümüzdeki dönemde de enflasyonla mücadele konusunda kurumlarımız tam uyum içinde koordineli hareket edecektir. Nihai amacımız enflasyonda kalıcı düşük seviyelerin yakalanmasıdır. Kurda zaman içinde istikrarlı bir seyir oluşmasını bekliyoruz." mesajı verdi. Kur korumalı TL vadeli mevduat hesabına geçişlere ilişkin güncel bilgileri de paylaşan Nebati, "Bankalardan temin edilen geçici son verilere göre, bankacılık sektöründe 84.05 milyar lira kur korumalı mevduat/katılım fonu bakiyesi bulunmaktadır." bilgisini verdi. 

ZAMLARIN ÜRETİME ETKİSİ OLACAK

Aralık ayına dair fiyat artışlarını tetikleyen ana unsurun kur etkisinden geldiğini anımsatan Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, abonelere özel geçtiği notta, “Aralık ayındaki yüksek gerçekleşmeden sonra 2022 içinde takip edecek aylarda da zorlayıcı durum sürecektir. Ocak enflasyonunda da dönemsel etkilerin yüksek olmasını bekliyoruz. Doğalgaz ve elektrik zamlarının sanayi kullanımındaki ve tüketimdeki direkt etkisi ile kamu hizmetlerine yapılan zam, vergi oranlarındaki ayarlama ve yeniden değerleme oranı ocak enflasyonunun dönemsel tipik yüksekliğine marjinal etkide bulunacaktır. Bu kapsamda, güncellenecek maliyet unsurlarının yeniden yüklenimi ile kur hareketlerinin oluşturduğu potansiyel yıllık enflasyonda yukarı hareketin devamına neden olacaktır.... Dolayısıyla 19 yılın en yüksek enflasyonunda henüz tepeyi görmüş değiliz.... Enflasyonun ilerleyen aylarda katmanlanması, lira cinsi tasarruf tutmayı çok zorlaştıran negatif reel getirilerin daha da derinleşmesine neden olabilir.” diye konuştu. 

YÜKSEK ENFLASYON YÖNELİMİ ETKİLİYOR

Hükümetin benimsemek istediği üretim ve ihracat tabanlı, cari dengede fazla vererek sağlanacak doğal döviz akışıyla finanse edilen ve dönüşüme geçen bir ekonomi modeline dikkat çeken Erkan, “Temelde lira faiz oranlarının düşük tutulmasıyla yatırım ve ihracat odaklı ekonomiye bir katkı sağlanması düşünülüyor. Biz ise, bu modelin nihai amaçlarını olumlu görmekle beraber gerçek bir transformasyon etkisi için yönetimsel altyapıya da önem veriyoruz. Sermaye yoğun sektörlerde yüksek teknoloji uzmanlaşması, yabancı doğrudan yatırımlardan edinilecek knowhow ve teknolojik altyapı transferi ile genç eğitimli nüfusun değerlendirilmesi, küresel rekabetçilikte teknoloji eğilimlerinin takip edilmesi ve bu alanlarda ağırlığın artırılması gibi yoğun fizibilite çalışması gerektiren bir yapı kurulması gerekmektedir.” dedi. Kur korumalı vadeli mevduat hesabına ilişkin yönelişe de dikkat çeken Erkan, “Bu kapsamda TL yatırım cazibesinin ne ölçüde şekilleneceğini gözlemleyeceğiz. Ancak halen enflasyondaki belirsizlik dalgası ciddi bir çekince olmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı. 

KUR KORUMALI MEVDUAT İSTİKRAR SAĞLAYACAK

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı İkram Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada, "Kur korumalı döviz ve altın mevduat hesaplarına" ilişkin, "Bu sürecin vatandaşlarımızın dövize olan talebini ve kur üzerindeki baskıyı azaltarak hedeflenen finansal istikrarın sağlanmasına hizmet edeceği beklenmektedir." dedi. 

HALKBANK'TAN ADIM

Öte yandan ekonomiyi desteklemek için Türkiye Halk Bankası'nın (Halkbank), Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) esnaf ve sanatkarların finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması amacıyla yüzde 50 faiz indirimli kredi desteği sağlayacağı bildirildi. Konuya ilişkin Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı'na göre, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (ESKKK) kefaletiyle veya doğrudan esnaf ve sanatkarlara kullandırılmış olup bakiyesi 2022, 2023 ve 2024 yıllarına devreden krediler ile 1 Ocak 202231 Aralık 2024 döneminde Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği'ne (TESKOMB) bağlı bölge birliklerine ortak olan ESKKK'ler kefaletiyle veya kefaleti olmaksızın bankaca doğrudan esnaf ve sanatkarlara kullandırılacak kredilere, 1 Ocak 202231 Aralık 2024 tarihlerinde geçerli yüzde 50 faiz indirimi uygulayacak. Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler için ise yüzde 100 faiz indirimi yapılarak faiz alınmayacak. 

REZERVLERİ İHRACATÇI GÜÇLENDİRECEK

Alınan karar uyarınca ihracatçılar, ihracat bedellerinin yüzde 25'ini bankalar aracılığıyla TL'ye çevirecek. Bankalar bu dövizleri Merkez Bankası'na satacak. AA'nın haberine göre bankacılık kaynakları, ihracat genelgesi kapsamında, Merkez Bankası'na (TCMB) yapılacak döviz satışına ilişkin uygulama ile firmaların herhangi bir kaybının olmayacağını, düzenlemeyle ihracat bedellerinin finansal sisteme kazandırılması ve TCMB rezervlerinin artırılmasının amaçlandığını ifade ettiler. 

BAZI SIKINTILAR VAR

Aydınlık'ın ulaştığı ihracatçılar ise rezervlerin güçlenmesini desteklediklerini belirtmekle birlikte özellikle dövize endeksli ithal ham maddeye dayalı üretim yapan sektörlerin bu uygulamadan olumsuz etkilenebileceğini belirttiler. Son dönemde yaşanan dolarizasyon süreciyle birlikte vadeli mal satışının durduğunu ve peşin dövizle ham madde alabildiklerini aktaran özellikle kimyevi maddeler ve mamulleri sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılar, “Son kur artışı ile birlikte öngörülemezlik yüzünden 1617'lerden tedarik sağlayan ve zarar edenler oldu. Düşük marjlarla çalışıyoruz. Elde edilen ihracat gelirinin yüzde 25'i büyük bir oran. Bu kısım TL'ye çevrilecek ama biz TL ile mal alamıyoruz ki.” dediler. 

BAŞKANLAR NE DEDİ?

Konuyu Bloomberg HT yayınında yorumlayan İKMİB Başkanı Adil Pelister de, “İhracatçımız zaten parayı yurt içine getiriyor. Bozdurmasak bile hammadde bakımından yüzde 70 ortalama bağımlılığımız olduğundan, biz bu bedellerin karşılığını yurt dışına yollamak zorundayız. Bu uygulama biraz bizi zorlayacak.” derken, Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler de, “Girdinin büyük bir kısmı hem ham madde hem de enerji olarak yurt dışına bağlı. Çelik sektörü aslında döviz ihtiyacı olan sektör. Yapılan ihracat karşılığında getirilen dövizin yüzde 25’inin bozdurulma zorunluluğunun getirilmesi ilave bir handikap olacak. Biz dövizde veya kurda ani dalgalanmalar yaşarsak önümüzdeki döneme ait projeksiyonları yapmakta oldukça zorlanıyoruz.” mesajı verdi.


Aydınlık