ABD ve Avrupa yarım asrın en yüksek enflasyonunu yaşarken Çin, yüzde 1,5’lik enflasyon ile yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,8 büyüme kaydetti. Ukrayna krizi tüm dünyada enflasyonu yükseltirken Çin’in üretim kapasitesi ve Rusya ile kurduğu ilişkiler küçülmesini engelleyerek büyümesini devam ettirdi

Kovid19 salgını sonrası Ukrayna kriziyle birlikte Rusya’ya karşı başlatılan ambargolar dünyadaki ekonomik krizi derinleştirerek enflasyonun artmasına neden oldu. Bu süreçte Uluslararası ekonomik durum keskin bir şekilde kötüleşirken IMF, 143 ülke için büyüme tahminlerinin notunu düşürdü. ABD enflasyonu, 40 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 8,5'e ulaştı. ABD’deki yüksek enflasyon, FED’i faiz oranlarını yükseltmeye zorlayarak ekonomisini yavaşlatıyor. Diğer gelişmiş ekonomilerde ise enflasyon daha yüksek. İspanya ve Hollanda'da yüzde 10'a kadar çıktı. Yavaşlayan büyüme ve yükselen enflasyonla birlikte birçok ülke stagflasyona doğru gidiyor.

ABD’NİN 5 KATI BÜYÜDÜ

Ulusal İstatistik Bürosu (UİB) verilerine göre, Çin’in Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’sı (GSYH), ocak, şubat ve mart aylarını kapsayan dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,8 artışla 27,01 trilyon yuana (yaklaşık 4,24 trilyon dolara) ulaştı.

GSYH, 2021'in son çeyreğine göre yüzde 1,3 artış gösterdi. Çin ekonomisi 2021'in son çeyreğinde yüzde 4 büyüme kaydetmişti.

UİB Sözcüsü Fu Linghui, "Kovid19 salgınını önlemeye yönelik etkili tedbirler sayesinde ekonominin ilk çeyrekte istikrarlı büyümeyi sürdürdüğünü" belirtti.

Ülkenin en büyük kenti Şanghay'da 28 Mart'ta ilan edilen kapanma tedbirleri halen sürüyor. Kapanmanın ekonomiye somut etkisinin, nisan, mayıs ve haziran aylarını kapsayan yılın ikinci çeyreğinde görüleceği tahmin ediliyor.

UİB, yurt içindeki ve yurt dışındaki belirsizliklerin sürdüğünü, makroekonomik dengeleri ve istihdamı istikrarlı şekilde sürdürmek işin ilave tedbirlere ihtiyaç duyulacağı kaydetti.

Çin'in enflasyonu yüzde 1,5 ile ABD'deki enflasyonun beşte birinden az. Kovid19 salgının başlamasından bu yana iki yıl içinde, Çin'in GSYİH'si yüzde 10,5 büyüdü. ABD'nin GSYİH’si ise yüzde 2,1 büyüdü. Bu oran Çin ekonomisinin ABD ekonomisinden beş kat daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor.

ZARAR GÖREN ABD EKONOMİSİ OLDU

2020’den itibaren en yüksek vaka oranlarına sahip olmasına rağmen Çin, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,8’lik bir büyüme kaydetti. Ukrayna krizi ve Kovid19 vakalarının artmasından sonra, Batı basınından Çin ekonomisinin istikrarsızlaşacağı ya da küçüleceği yorumlarlar yapılıyordu. ABD’de ise artan enflasyonun başarısızlıktan öte Ukrayna krizinden kaynaklandığı belirtildi.  ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD’deki enflasyon artışının Ukrayna krizinin "muazzam" ekonomik etkilerinden kaynaklandığını iddia etti. Fakat bu değerlendirme doğruyu yansıtmıyor. ABD enflasyon dalgasının açık ara en büyük kısmı Ukrayna krizinden önce geldi. ABD enflasyonu Ocak 2020'de yüzde 2,5 iken Ocak 2022'de yüzde 7,5'e yükseldi. Bu enflasyonist dalgayı yaratan, Kovid19’un verdiği zararı telafi etmek adına oluşturulan ABD teşvik paketleri oldu. Kovid19 başladığından bu yana ABD, Aralık 2020'de 900 milyar dolarlık ve Mart 2021'de 1,9 trilyon dolarlık, toplamda 2,8 trilyon dolarlık bir bütçe teşviki başlattı. ABD hükümetinin borçlanması GSYİH'sinin yüzde 27'si ile zirve yaptı ve ABD para arzı yıllık yüzde 27 arttı. Yapısal olarak, bu paketler tamamen tüketime, yani ekonominin talep tarafına odaklandı. 201921 arasında, ABD GSYİH'sindeki artışın yüzde 98'i tüketimde ve sadece yüzde 2'si net yatırımda gerçekleşti. Muazzam bir talep artışıyla ve arz ve yatırımda neredeyse hiç artış olmamasıyla birlikte, kaçınılmaz olarak devasa bir ABD enflasyon dalgası ateşlendi.

2007’DEN BERİ ABD %24 ÇİN %117 BÜYÜDÜ

2007'den beri ABD ekonomisi yüzde 24, Çin ekonomisi ise yüzde 177 büyüdü. 2022'nin başına ilişkin veriler, Çin'in yalnızca tüketime değil, aynı zamanda yatırıma da odaklandığını gösteriyor. OcakŞubat döneminde aralık ayına göre bakıldığında, perakende satışlardaki yıllık artış yüzde 1,7'den yüzde 6,7'ye, sabit yatırımlar yüzde 4,8'den yüzde 12,2'ye, sanayi üretimi yüzde 4,3'ten yüzde 7,5'e yükseldi. ABD'nin aksine, Çin'in dengeli gelişimi önemli bir enflasyona yol açmadı. Bu nedenle, parasal sıkılaştırmada yüksek enflasyonun tuzağına düşen ABD'nin aksine, olumsuz uluslararası eğilimlerle karşı karşıya kalan Çin, gerekirse para politikasını gevşetecek alana sahip olduğunu ortaya koydu. Özetle, Çin son dönemde sadece diğer tüm büyük ekonomilerden daha iyi performans göstermekle kalmadı, aynı zamanda bunu sürdürmek için en iyi konumda olduğunu gösterdi.