28 Şubat davasının avukatlarından Aykanat Kaçmaz, kumpastaki önemli bir FETÖ izine daha dikkat çekti. Kaçmaz, davanın sözde delillerini gönderen Ahmet Yılmaz’la MİT davasındaki FETÖ itirafçısı Ahmet Yılmaz’ın aynı kişi olup olmadığının araştırılmasını talep etti, mahkeme bunu reddetti.

KAAN ARSLAN

FETÖ’cü savcı ve hakimlerin başlattığı 28 Şubat davasının avukatlarından Aykanat Kaçmaz, soruşturmayı başlatan delilleri gönderen Ahmet Yılmaz’ın kim olduğuyla ilgili araştırma taleplerinin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi.

Avukat Kaçmaz, Ahmet Yılmaz isimli FETÖ’cünün Ankara’daki MİT davasında ‘örgütten aldığı talimatla birtakım delilleri kargo yoluyla gönderdiğini' itiraf ettiğini kaydetti. 28 Şubat tertibini başlatan sahte delilleri de Ahmet Yılmaz isimli bir şahsın gönderdiğine dikkat çeken Kaçmaz, mahkemeden iki Ahmet Yılmaz’ın aynı kişi olup olmadığının araştırılmasını istedi. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.

28 Şubat tertibinde hüküm verilerek cezaevine gönderilen komutanlar Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Kenan Deniz ve Erol Özkasnak’ın avukatlığını yapan Aykanat Kaçmaz, dosyayla ilgili yeni bir FETÖ izi bulduğunu belirtti. Aydınlık’a açıklamalarda bulunan Kaçmaz, 28 Şubat davasının sözde ana delili olan 5 nolu CD’deki belgelerin sahte olduğunun ve FETÖ’cüler tarafından hazırlandığının ispatlandığını hatırlattı.

28 Şubat davasının iddianamesini hazırlayan FETÖ’cü savcı Mustafa Bilgili 17 yıl hapis cezası aldı.

‘KARGO POŞETİ YOK EDİLDİ’

28 Şubat davasını başlatan hakim, savcı ve polislerin bugün FETÖ’den hapiste olduğunu vurgulayan avukat Kaçmaz, davadaki delillerin bazılarının yok edildiğini ifade etti. Kaçmaz, kim olduğu bilinmeyen “Ahmet Yılmaz” isimli bir şahsın gönderdiği kargoyla 28 Şubat soruşturmasının başladığını belirtti ve şunları ekledi:

“FETÖ’nün bütün kumpas davaları böyle açıldı. Dijital delillerle suçlamalar yöneltildi. Ahmet Yılmaz isimli bir şahıstan kargo geldi. Ahmet Yılmaz bunu, zamanında FETÖ iltisaklısı olduğu gerekçesiyle TSK’dan Yüksek Askeri Şura kararıyla atılan, göz doktoru olan tabip binbaşıya gönderiyor. Çorlu’da hastanede çalışıyor. Göz doktoru bu kargoyu alıyor, içinde askeri belgeler olmasına rağmen Çorlu’daki askeri savcıya, Cumhuriyet savcısına vermiyor. İstanbul’a gidip Hüseyin Ayar isimli ErgenekonBalyoz davalarının savcısına götürüyor. O da başkaca belgelerle birleştirerek, 2 adet CD teslim aldığını bildiriyor, dönemin savcısı FETÖ'cü Mustafa Bilgili de emanete koyduruyor. Sonra bunun içindeki belgeler delil oluyor ve soruşturma başlıyor.

“MİT davası var Ankara’da… Bir MİT mensubu itirafında, ‘Ben örgüt talimatı doğrultusunda, birtakım delilleri kargo yoluyla gönderdim’ diyor. İtirafçı… Adı da Ahmet Yılmaz…

“Böyle bir itiraf varken bizim 28 Şubat dosyamızdaki, delil niteliğindeki kargo poşeti ne durumda? Üzerindeki parmak izleri araştırılmadığı gibi o dönem poşet yok edildi! O dönem kargo poşedinin akıbetinin araştırılmasını mahkemeden talep ettik. Talebimiz reddedildi. Ne poşet ne de kargo firması araştırıldı. Ama kargo Çorlu'dan İstanbul'a gelirken kargo poşedinin içinde olduğunu biliyoruz. “MİT davasındaki bir ayrıntı dikkat çekici. Bu kişi yani Ahmet Yılmaz 'devlet sırlarını deşifre etmek'ten yargılanıyor. Devlet sırlarına ilişkin birtakım belgelerde parmak izleri çıkmış. 28 Şubat davasına baktığımızda da Tamer Tatar isimli kişiye Ahmet Yılmaz isimli kişiden kargo gönderildiği bir gerçek. Ancak bu Ahmet Yılmaz’ların aynı kişi olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Bu konu araştırılmalı.”

‘İKİSİ AYNI KİŞİ Mİ?’

Kaçmaz, 28 Şubat davasını başlatan sözde delilleri gönderen Ahmet Yılmaz’la MİT davasındaki itirafçı Ahmet Yılmaz’ın aynı kişi olup olmadığının araştırılması gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“MİT davasındaki Ahmet Yılmaz FETÖ’den ceza aldı, Sincan F Tipi Cezaevinde yatıyor. MİT davasında hem FETÖ üyesi olmaktan hem devlet sırlarına karşı işlenen suçlardan dolayı ceza aldı. Ben itirafını öğrenince, bu adamın avukatıyla görüşmeye çalıştım. Ama dosyayla ilgili bildiklerim dışında bir bilgi vermedi. Müvekkili Ahmet Yılmaz'la konuşmak istedim, konuşmayı kabul etmedi. Dolayısıyla ben de bu konuyu 5. Ağır Ceza Mahkemesine araştırma talebi olarak sundum. 'Bir itirafçı var. Adı Ahmet Yılmaz. Aytunç Erkin’in kitabı 'Dayının Casusları’nda da yazıyor. Bizim dosyada kargoyu gönderen kişinin adı da Ahmet Yılmaz. Ama mahkeme bunu lütfedip araştırmadı.

‘PARMAK İZİNDEN TESPİT EDİLDİ’

FETÖ’nün dönemin Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) yerleştirdiği isimlerden Ahmet Yılmaz, 19 Nisan 2010’da MİT Müsteşarlığına farklı bir isimle ihbar mektubu gönderdi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, yıllar sonra ihbar mektuplarıyla ilgili soruşturma açtı ancak soruşturma, savcı Kurtuluş Kaya tarafından kapatıldı. Soruşturmanın kapatılma gerekçesi ‘mektuptaki parmak izinin kime ait olduğunu bulamadık’ şeklinde belirtildi.

Ardından Emniyet Pasaport Şube, parmak izinin kimliğini tespit etti. Buna göre ihbar mektubunu gönderinin Ahmet Yılmaz olduğu belirlendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı davada yargılanan Ahmet Yılmaz, savunmasında FETÖ’yü kastederek “Örgütten talimat alarak bazı delilleri kargo yoluyla gönderdiğini” itiraf etti. Yılmaz, dava sonunda FETÖ üyeliğinden ceza aldı. Soruşturmayı kapatan savcı Kurtuluş Kaya ise 15 Temmuz gecesi mesai saati olmamasına rağmen darbecilerle Genelkurmay Başkanlığı karargahına girdi. 15 Temmuz’dan sonra firar eden Kaya hakkında FETÖ’den arama kararı bulunuyor.

 

MUSTAFA BİLGİLİ 17 YIL CEZA ALDI

28 Şubat davasının iddianamesini hazırlayan dönemin FETÖ'cü savcısı Mustafa Bilgili’ye FETÖ ve devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçlarından 17 yıl 1 ay hapis cezası verildi. Ayrıca 28 Şubat soruşturması aşamasında savcılığa sözde bilgi ve belge gönderen eski Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muhaörem Köse’ye de  FETÖ üyeliği ve 15 Temmuz Darbe girişimini planlaması sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Yargıtay da Köse’nin cezasını onadı.

28 Şubat davasının duruşma savcısı Kemal Çetin ile soruşturma hakimi Mustafa Karatay da FETÖ tutuklusu. Aydınlık