Kuleli Askeri Lisesi'nde 33 mağdur öğrenciye verilen sahte sağlık kurulu raporunda 'Sağlık Kurulu Başkanı' olarak görev yapan ve bu kapsamda heyete girecek askeri tabiplerin kim yada kimlerden oluşacağına karar verme yetkisine sahip olan Albay Erkan Bozkanat'ın Fetullah Gülen'i ziyarete gidenlere danışmanlık yaptığı ortaya çıktı. 

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, sahte rapor düzenleyerek FETÖ mensubu olmayan öğrencilerin Kuleli Askeri Lisesi’ne girişine engel olan doktorlar hakkında hazırlanan fezlekede ilginç ayrıntılar yer aldı.

Veryansın Tv’nin ulaştığı fezlekede, 33 mağdur öğrencinin sağlık kurulu raporunda “Sağlık Kurulu Başkanı” olarak görev yapan ve bu kapsamda heyete girecek askeri tabiplerin kim yada kimlerden oluşacağına karar verme yetkisine sahip olan Hv.Tbp.Kd.Alb. Erkan Bozkanat’ın FETÖ irtibatı nedeniyle kamu görevinden çıkartıldığı belirtildi. Bozkanat’ın 2013 yılında Fethullah Gülen’i ziyarete giden isimlere bizzat danışmanlık yaptığı, 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren yurt dışında bulunduğu ve halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında yakalama kararı bulunduğu kaydedildi.

ANKESÖRE TAKILAN DOKTOR SAHTE KİMLİKLE YAKALANDI

Sağlık Kurulu raporlarında psikiyatri uzmanı olarak isim ve imzası bulunan Hv.Tbp.Bnb. Hüseyin Günay’ın da aynı suçlarla Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında, FETÖ üyeliğinden bir müddet tutuklu kaldığı, ayrıca örgütün irtibat ve haberleşme yöntemi olan ankesör / büfe arama kaydının bulunduğu bildirildi. Günay’ın yakalama kararı bulunduğu sırada 3 Mart 2020 tarihinde örgüt üyesi bir kişinin aracında sahte kimlikle yakalanarak tutuklandığı belirtildi.

20 NİSAN İTİBARİYLE 19 BİN 196 KİŞİNİN TSK İLE İLİŞİĞİ KESİLDİ

Fezlekede, “Ülkemiz için açık ve yakın bir milli güvenlik tehdidi olduğu saptanan FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızdırdığı Subay, Astsubay ve Uzman Çavuş, Uzman Onbaşı ve sözleşmeli diğer personelleri üzerinde çok titiz ve kapsamlı adli ve idari soruşturmalar 4 yıla yakın süredir büyük bir hassasiyet ve kararlılıkla devam etmektedir” denilerek 15 Nisan 2020 tarihi itibarıyla ilişiği kesilen personel sayısına yer verildi:

Buna göre,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 10.005,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 3.936,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 5.041,
Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı birliklerden 214 kişinin TSK’dan ilişiği kesildi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 1889,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 418,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 1889 personel tedbiren açığa alındı.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 499,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 463,
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 604 personel tedbiren görevinden geçici olarak uzaklaştırıldı.

Jandarma GenelKomutanlığı’ndan 4159 (10 Mart 2019 tarihi itibarıyla), Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan da 348 personel ihraç edildi.

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin ardından, askeri yargıda ise idari soruşturmalarda toplam 468 olan değişik rütbelerdeki askeri hakimler arasından 265 tanesi darbeye katılmak, ve/veya FETÖ’ye üye olmak suçlarından dolayı cezai soruşturmaya uğradı ve değişik tarihli KHK’lar ile haklarında kamu görevinden çıkarıldı.

GÜLEN’E ASKERİ CEZA İSTENDİ

Fetullah Gülen’in bir numaralı şüpheli olarak örgüt yöneticisi sıfatıyla yer aldığı fezlekede, Gülen’in Türk Silahlı Kuvvetleri’nde tabip olarak görev yapan değişik rütbedeki diğer şüphelileri örgütün izlediği taktik ve strateji doğrultusunda 33 öğrenci hakkında sahte rapor düzenlemeye azmettirdiği belirtildi.

Fezlekede Gülen’in resmi belgede sahtecilik suçuna azmettirme suçundan 34 kez, Askeri Ceza Kanunu 109/2 maddesinde düzenlenen ‘astını suça azmettirme’ suçundan 34 kez cezalandırılması istendi. Gülen için ayrıca 33 öğrencinin Kara Harp Okulu’na girişine engel olmak suçundan dolayı da “Cebir ve tehdit  kullanılarak eğitim ve öğretime engel olmaya azmettirme” suçundan da 33 kez ceza talep edildi.  Fezlekede 12’si tutuklu 19 şüpheli eski askeri doktorun, “Silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Cebir ve tehdit kullanarak eğitim ve öğretime engel olmak”, “Resmi belgede sahtecilik” suçlarından cezalandırılmaları istendi.