Ambargoların boğmaya çalıştığı İran yeni tip koronavirüsle mücadele eden ülkeler arasında. Ağır kayıpların yaşandığı ülkede her on dakikada bir İranlı hayatını kaybediyor.

YAKUP ASLAN

ABD yaptırımları salgınla mücadelenin önüne set çekmiş durumda. Yönetimin aldığı tedbirlerin de ağır şekilde eleştirildiği ülke 60 yıl sonra ilk kez IMF’den destek istedi.

İran ilk vaka ve ölümlerin görüldüğü 19 Şubat’tan bugüne küresel salgına dönüşen Kovid19 salgını ile mücadele ediyor. İran İslam Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre can kaybı bin 433’e yükseldi, ülke genelinde enfekte vaka sayısıda 19 bin 644’e dayandı. Salgına ilişkin korkulan açıklama İran Sağlık Bakan Yardımcısı Ali Rıza Reisi’den geldi. Reisi, yeni tip koronavirüsün (Kovid19) 15 güne kadar kontrol altına alınmaması halinde çok ağır kayıplar vereceklerini söyledi. İranlı yetkilinin, “Korona virüsü 15 güne kadar kontrol altına alamazsak 2 ay daha ona karşı mücadele etmemiz gerekecek. Bu noktada çok ağır kayıplar veririz” ifadesi facianın kapıda olduğu şeklinde yorumlandı. Bunun nedeni ise, İran’ın 21 Mart’ta ülkede kullanılan takvime göre yeni yıla girecek olması. İki haftalık Nevruz tatili İranlılar için seyahat anlamına geliyor.


SEYAHAT ETMEYİN ÇAĞRISI BOŞA ÇIKTI

İran İslami İrşad ve Kültür Bakanı Abbas Salihi, ülkede yeni tip koronavirüs (Kovid19) nedeniyle “milli bir felakete” yol açmamak için halka Nevruz Bayramı’nı evlerinde geçirmeleri çağrısında bulundu. İran İstatistik Merkezinin verilerini hatırlatan Salihi, geçen yıl Nevruz Bayramı’nda halkın yüzde 66’sının tatile çıktığını vurgulayarak şu uyarıyı yaptı: “Baharda bu rakamın yarısı dahi seyahate çıksa ülkede milli bir felaket olur. Evde kalalım.”

Uyarıya rağmen başta en çok vakanın bulunduğu Tahran olmak üzere şehirlerarası otobanlarda yoğunluk artmış durumda. Olası kuluçka dönemindeki enfekte kişilerin hastalığın daha fazla yayılmasına neden olması ise mücadelenin uzun soluklu ve ağır kayıplara neden olacağı anlamına geliyor. Karantina uygulamasını devreye sokmamakta ısrarcı olan Ruhani hükümeti, kentlerin giriş ve çıkışlarında oluşturduğu kontrol noktalarında ateş taraması yaparak enfekte kişileri belirlemeye çalışıyor.


60 YIL SONRA İLK KEZ

Amerikan yaptırımları nedeniyle zor günler geçiren İran ekonomisi koronavirüsü ile başa çıkmaya uğraşıyor. Dünya, ekonomi devlerinin virüsle mücadelede çaresiz kalışına şahit olurken, İran da kısıntı imkân ve dış yardımlarla mücadeleyi başarıya ulaştırmaya çalışıyor.

Salgından en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan İran’a uygulanan ABD ambargoları hastalıkla mücadeleyi olumsuz etkiliyor. Hastalıkla boğuşan İran 60 yıl sonra ilk kez Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) kredi istedi. Amerikan yönetiminin IMF’deki ağırlığı nedeniyle kurumun İran’ın talebine ne yanıt vereceği merak ediliyor. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, IMF’yi, bünyesindeki ilgili mekanizmalar üzerinden İran’ın ihtiyacı olduğu fonları serbest bırakarak “tarihin doğru tarafında yer almaya ve sorumluca hareket etmeye” çağırdı. İran Merkez Bankası Başkanı Abdülnasır Hemmati, 5 milyar dolar destek talebini geçen hafta IMF Başkanı Kristalina Georgieva’ya mektupla sunduğunu açıkladı.


İRANLI EKONOMIST DR. MEHRPUR: VIRÜS DEĞIL, YAPTIRIMLAR ÖLDÜRÜYOR!

Ambargoların hastalıkla mücadeleye etkilerini Aydınlık’a değerlendiren İranlı ekonomist Dr. Meysem Mehrpur, yaptırımların doğrudan ve dolaylı olarak ülkesinin hastalıkla mücadelesinin önüne bir duvar ördüğünü söyledi. İranlı ekonomiste göre, İran’ın koronavirüs ile mücadelesinde ambargoların doğrudan ve dolaylı etkileri bulunuyor.

Dr. Mehrpur, “Bu salgın yalnız İran’ın karşı karşıya kaldığı bir durum değil” diyerek söze başlıyor ve yaşanan süreci şu şekilde özetliyor:

“Bu salgına karşı birçok ülkenin mevcut sağlık ve teknik alt yapısının yetersiz kaldığı maalesef bir olgu olarak karşımızda. İran da bu salgına karşı yeteri alt yapıya sahip olmayan ülkeler arasında, zira İran yıllardır emsalsiz ekonomik ambargolara maruz kalan bir ülke. Ülkenin sağlık altyapısı, teknik anlamda ambargoların etkilediği alanların başında. Hastalıkla mücadelede gerekli altyapının sağlanması ve başarılı mücadelede maalesef ambargolar karşımıza bir duvar olarak çıkıyor. Gerekli teknik altyapıya erişemediğimiz için aslında bizi virüs değil yaptırımlar öldürüyor.”


‘ŞİRKETLER İLAÇ SATMIYOR’

“Örneğin, oksijen cihazları, yoğun bakım cihazları, yaşam destek üniteleri, hatta teşhis kitleri ve bağışıklığı güçlendiren ve hastaların tedavisinde kullanılan ilaçların temininde bile doğrudan yaptırım engeline takılıyoruz. Para transferi konusunda uygulanan yaptırımlar nedeni ile üretici firmalar İran’a teknik malzeme ya da ilaç satmaya çekiniyor.Kâğıt üzerinde ilaçlara ambargo uygulanmıyor ama bazı ilaçların hammaddeleri ambargo kapsamında bununla birlikte bütün yurtdışı ilaç alımlarında para transferi gerekiyor işte bu aşamada ambargolar banka transferlerinin önüne geçiyor. İlaç şirketleri para transferinde ambargolara takıldığı için bu ilaçları İranlı firmalara satmak istemiyorlar. Bu direkt etkisi olarak değerlendirilebilir.”


PETROL GELİRİ KULANILAMIYOR

“Birde yaptırımların dolaylı etkisi var, İran’ın petrol satışında da ambargo uygulanıyor. Ambargo nedeni ile üretim ciddi anlamda azalmış durumda. Bütçede ve ekonomik planda petrole dayalı bir ekonomik modelin dışında planlama yapılsa da petrol geliri ekonomik anlamda ciddi bir getiri. Kovid19 ile mücadelenin ekonomik yükü de beraberinde getirdiği bir gerçek.

Mevcut zor ekonomik duruma bir de küresel salgına dönüşen bu masrafı eklediğinizde, ülkenin petrol gelirinin de ciddi bir desteğinin olacağı şüphesiz gerçektir. Hastalıkla mücadeleyi petrol geliri olmadan yapmak zorunda kalıyor olmamız da ambargoların hastalıkla mücadelemize dolaylı etkilerindendir.”

Aydınlık