YAKUP ASLAN

Yunanistan ve Güney Kıbrıs üzerinden Akdeniz'de artan ABD ve İsrail askeri yığınağı, Tahran'ı da rahatsız etti. Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin, İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi'nde gündeme geleceği öğrenildi. İranlı kaynaklar, KKTC dosyasının da İran'ın milli güvenliğini doğrudan etkileyen yığınağa karşı alınacak askeri ve siyasi tedbirler başlığı altında görüşülmesinin ilgili komisyonların gündeminde olduğunu söyledi. Konunun gündeme gelmesinde Yunanistan'ın bir İran tankerine el koymasının etkili olduğu öğrenildi. ABD ve İsrail'in Doğu Akdeniz'de İran'ın petrol ve doğalgaz ticaretini tehdit ettiğini değerlendiren İran'dan, KKTC hamlesi gelebilir.

'SURİYE ADIMI ETKİLİ OLUR'

Aydınlık'ın ulaştığı İranlı bir yetkili, birlikte mücadelede ortak bir cephenin daha açıldığını vurgulayarak, İran İslam Cumhuriyeti'nin Akdeniz ve KKTC gündemine ilişkin gelişmelere vereceği reflekste, Türkiye'nin dış politikada başta Suriye merkezli atacağı siyasi  adımların etkili olacağının altını çizdi. Yetkili, “Türkiye ile müşterek menfaatimiz ayrılıklarımızdan çok ama çok fazla... İhtilafları azaltarak hem dış politikada hem milli güvenliğimiz için tarihi adımlar atabilecek koşullardayız.” dedi.

'İSRAİL'İN YENİ HEDEFİ KIBRIS’

İranlı yetkili, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde ABD ve İngiltere'nin askeri varlığının yanı sıra İsrail'in de askeri üsler konusunda adımlarının olduğunu ve bu durumun artık hem bölge hem İran'ın güvenliğini tehdit ettiğini dile getirdi. İranlı yetkili İsrail'in gerek İsrail vatandaşları gerekse KKTC'li Türkler üzerinden Kuzey Kıbrıs'ta da mülk ve toprak satın aldığını ve bu durumun son yıllarda dikkat çekecek seviyede artış gösterdiğini kaydetti.  

AKDENİZ'DE YUNAN KORSANLIĞI

Diğer yandan İran bandıralı petrol tankerine Yunanistan kıyılarında Yunan makamlarınca el konulmasına Tahran'dan misilleme geldi. İran, Yunanistan'a ait 2 petrol tankerine el konulduğunu duyurdu. İran Devrim Muhafızları Deniz Kuvvetleri, "Prudent Warrior" ve "Delta Poseidon" adlı tankerlerden birine Asuliye diğerine de Bender Lenge açıklarında müdahale edildiğini ve denizcilik kurallarını ihlal ettikleri gerekçesi ile el konularak kıyıya çekildiklerini ilan etti.

İran Limanlar ve Denizcilik Kurumu tarafından daha önce yapılan açıklamada, olumsuz hava koşulları ve teknik sorunlar nedeniyle Yunan kıyılarına sığınan İran bayraklı bir geminin alıkonulduğu ve geminin taşıdığı petrole ABD'nin talebiyle el konulduğu duyurulmuştu.

Yunanistan'ın bir İran tankerini alıkoyup petrole ABD adına el koyması üzerine, İran da misilleme olarak iki Yunan tankerini alıkoydu.

MİLLİ GÜVENLİK YÜKSEK KONSEYİ

Milli Güvenlik Yüksek Konseyi İran’ın ulusal çıkarlarını sağlamak ve İslam Devrimi’ni, ülkenin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak amacıyla Cumhurbaşkanın başkanlığında toplanır. MGYK’nin aldığı kararlar Devrim Rehberi’nin onayı olmaksızın hayata geçirilememektedir. Anayasanın 176. maddesine göre, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi aşağıdakilerden oluşmaktadır:

Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri başkanları Genelkurmay Başkanı Devrim Rehberi tarafından atanan iki temsilci Dışişleri, İçişleri ve İstihbarat Bakanları (Görüşülecek konuyla) İlgili bakan, Ordu ve Devrim Muhafızları komutanları Plan ve Bütçe Teşkilatı Başkanı.

YUNANİSTAN 'GÜVENİLMEZ ÜLKE' YOLUNDA İLERLİYOR

ABD'nin talimatıyla İran tankerine el koyan Yunanistan, geçen mart ayında da yine bir ABD talimatıyla Çin'e karşı tartışmalı bir karara imza atmıştı.

Yunan Danıştayı, Çinli COSCO Shipping’in yüzde 67 hissesine sahip olduğu ve Kuşak Yol'un önemli duraklarından olan Yunanistan’daki Pire Limanı’nın genişletme projesine onay vermemişti.

Danıştay kararında, liman genişletme projesinin Avrupa Birliği'nin talep ettiği Çevresel Etki Çalışması'ndan yoksun olduğu ileri sürülmüş ve önceki hükümet kararlarının yasadışı olduğu kararlaştırılmıştı.

2008 yılında Pire Liman İdaresi (OLP), limanın idaresini 35 yıllığına Çinli COSCO’ya vermişti. Sözleşme kapsamında COSCO, 325 milyon dolar değerinde 11 zorunlu yatırım yapmayı taahhüt etmişti. Bunlar arasında Pire’deki yolcu limanının genişletilmesi, başka bir yolcu terminali ve 4 yeni otel kompleksi inşa edilmesi yer alıyordu. Ayrıca COSCO, araç ithalat terminalini genişletecek, 5 katlı bir otopark ve 20 dönümlük yeni depolar inşa edecekti.

Fakat Yunanistan, 'devlette devamlılık esastır' kuralını da çiğneyerek uluslararası ilişkilerde 'güvenilmez ortak' olduğunu bir kez daha gösterdi.

İSRAİL GÜNEY KIBRIS'I ÜS OLARAK KULLANIYOR

İsrail, başta İran ve Türkiye olmak üzere Ortadoğu ve Körfez'deki ülkelere yönelik saldırı tatbikatlarını Güney Kıbrıs'ta yapıyor, siber casusluk faaliyetlerini adada yürütüyor.

İsrail, son yıllarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)'ndeki etkisini giderek artırıyor. Daha  2010 yılında Güney Kıbrıs ile Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzalayarak bölgedeki korsanlığa ortak olan Tel Aviv yönetimi, ardından ABD ile birlikte Rum Yönetimi'ni korumaya alan ülkelerin başında geliyor. Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile birlikte Türkiye'yi bypass eden EastMed projesinin ortağı olan İsrail, Doğu Akdeniz Gaz Forumu gibi platformlarda da Türkiye'nin bölgede tecrit edilmesinin sözcülüğünü üstleniyor.

İRAN'A SALDIRI ÜSSÜ

İsrail'in Güney Kıbrıs'ta sık sık tatbikatlara katılaması da dikkat çekiyor. Önümüzdeki günlerde düzenlenmesi planlanan bir tatbikat için İsrail Savunma Kuvvetlerine (IDF) bağlı 98. Hava İndirme Tümeni ve Donanma Özel Kuvvetleri (Shayetet13)'nin Kıbrıs'a gittiği öğrenildi. The Times Of Israel'in aktardığına göre, İsrail Savunma Kuvvetleri, tatbikatı Güney Kıbrıs ordusu ile ortak düzenleyecek ve Lübnan'da faaliyet gösteren İran destekli Hizbullah güçlerine karşı olası bir çatışma durumunu simüle edecek. Haberde, tatbikat yerinin “Lübnan ile coğrafi şartların benzerliği sebebiyle Güney Kıbrıs olarak seçildiği” bildirildi.

Bunun yanında İsrail'in İran'a yönelik nükleer saldırıyı simule edeceği 'Ateş Arabaları' isimli tatbikatın da Güney Kıbrıs'ta düzenleneceği ve tatbikata ABD Hava Kuvvetlerine ait uçakların da katılacağı öğrenildi.

İSTİHBARAT MERKEZİ

Ayrıca İsrail'in, Güney Kıbrıs’ı hem istihbarat hem de siber faaliyetleri için bir üsse dönüştürdüğü kaydediliyor. Daha önce İsrailli siber casusların Rum Kesimi’nde bir operasyon merkezine sahip olduğu ortaya çıkmıştı. NSO'dan Black Cube'a kadar eski İsrailli istihbaratçıların kurduğu pek çok yazılım firmasının da Güney Kıbrıs'ta ofisi bulunuyor.

İsrailli casus yazılım şirketlerinin adayı mesken tutmasının nedenlerinden bir tanesi Güney Kıbrıs’ın sağladığı bazı vergi avantajları. Bu avantajlar sayesinde GKRY tarafında kurulan şirketler özellikle Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine siber silah ihraç edip siber casusuluk hizmeti verebiliyor.

Aydınlık