Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid19) tedbirleri kapsamında videokonferans yöntemiyle ve basına kapalı gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısı öncesinde konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında tüm dünyanın gündemine oturan Doğu Akdeniz yoktu. Bunun yerine iç cephede çatışmaları kışkırtacak söylemleri tercih etmesi dikkat çekti: “Saray ve beslemeleri Türkiye'yi krize soktu”“5 maskeyi dağıtamadılar. Sağlık Bakanına güvenmiyorum”“Saray'ın kibirlisi herkesi köle görüyor”“Erdoğan 83 milyona zulüm yapıyor”“Malvarlığını korumak için Trump'tan emir alıyorlar”“Varlık Fonu Erdoğan ve damadının çiftliğidir”“Devleti çürütüyorlar”“Totaliter rejim var mücadele edeceğiz.”

Kılıçdaroğlu cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a da yeniden sahip çıktı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıdan satırbaşları şöyle:

'SARAYIN BESLEMELERİ'

“Var olan hükümet, saray ve onun beslemeleri Türkiye'yi bir krizin içerisine sokabilirler, ağır bir ekonomik buhrandan geçmiş olabiliriz ama biz bilinçli olarak bir araya gelerek ülkemizin sorunlarını çözmeye kararlıyız. Dostlarımızla birlikte yapacağız, esnafımızla, işçimizle, köylümüzle, sanayicimizle, sanatçımızla birlikte yapacağız. Bizler gibi düşünen politikacılarla birlikte yapacağız.”

'BEŞ MASKEYİ DAĞITMADILAR'

“(Koronavirüs) Rakamların çok daha fazla olduğunu ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, doktorlar da biliyor, hemşireler de biliyor, esnaf da biliyor, vatandaş da biliyor. (Sağlık Bakanı Fahrettin Koca) Her akşam belli bir saatte açıklamalar yapıyor. 'Şu kadar vatandaşımız yakalandı, şu kadar vatandaşımız hayatını kaybetti' diye. Başlangıçta güven vermişti ama bir süre sonra Sağlık Bakanı da bütün güveni yitirdi. 5 maskeyi dağıtamayan bir siyasal iktidarın Türkiye'yi bu buhrandan çıkarmasına imkan yoktur.”

'SARAY KİBİRLİ'

"Çağır dedik. Bunun adı Ekonomik Sosyal Konsey. Anayasal kurum. Anayasada yazıyor. Çağır kardeşim deyin ki sizin derdiniz nedir, dinlemek istiyoruz. Topla bakanlarını ki Türkiye ciddi sorunla karşı karşıya. Siz sorun yaşıyorsunuz, biz de çözmekle görevlendirilmiş kişileriz. Bu sorun nasıl aşılır. Peki yaptın mı? Yapmadın. Neden, sarayın kibri elvermiyor. Herkesi küçük görüyorlar. Herkesi kendi köleleri olarak görüyorlar. Ben talimat veririm onlar yapar. O mantıkla bakıyorlar.”

'ERDOĞAN ZULMEDİYOR'

“Güç kontrolsüz olduğu zaman güç olmaktan çıkar. Gücü adaletle pekiştirdiğiniz zaman gerçek anlamda güç olur. Öbür türlü zulme dönüşür. Ve bugün de Erdoğan'ın 83 milyona yaptığı zulümdür.”

'TRUMP'IN DEDİĞİNİ İKİ ETMEZ'

“Borç alan, emir alır. Alıyor mu? Kesinlikle emir alıyor. Trump'ın bir dediğini asla iki yapamaz. Borçlanmak zorundadır. Talimatı oradan almak zorundadır. Papazı nasıl bıraktı? Bir talimatla papazı bıraktı. Bırakmasa 'bak senin mal varlığını incelerim' diyor. 'Dünyadaki mal varlığını incelerim' diyor. Ben bunu söylediğimde benim aleyhime tazminat davası açıyor. Söyleyen Trump, Trump aleyhine niye dava açmıyorsun? Açamaz, gücü yetmez, korkar çünkü.”

'FON AİLESİNİN ÇİFTLİĞİ'

"Varlık Fonu paralel Hazine. Niye parelel Hazine? Öbür Hazine'yi Sayıştay denetliyor. Ama Varlık Fonunu Sayıştay denetleyemiyor. Denetimsiz, milyarlar burada ama denetlenmeyecek. Burayla ilgili hiçbir bilgi, hiç kimseye verilmeyecek. Tam bir çiftlik. Erdoğan ailesi ve yakınlarının, damadının ve beslemelerinin çiftliği... İstedikleri gibi kullanıyorlar, istedikleri gibi yiyorlar, istedikleri gibi harcıyorlar.”

'TOTALİTER REJİM'

"İlk seçimlerde demokrasiden yana olanlar, totaliter baskıcı yönetime karşı olanlar hangi kimlikten, hangi inançtan, hangi siyasi görüşten olursa olsun eğer demokrasiyi savunuyorsa hep birlikte dur diyeceğiz ve hep birlikte demokrasiyi getireceğiz.”

'DEMİRTAŞ ETME DEMEZ'

“Osman Kavala niye içerde? Erdoğan istedi diye. Selahattin Demirtaş... AİHM, 'tahliye edilmesi lazım' diyor. Anayasa'ya göre de AİHM kararlarının iç hukuka üstünlüğü var, uygulanması lazım. Erdoğan ‘içeride kalsınlar’ diyor. Niçin? ‘Selahattin Demirtaş bana seni başkan yaptırmayacağız’ dedi. Madem beni yaptırmayacaksın o zaman içeride kalacaksın. Sanıyor ki Kavala da Demirtaş da ‘ben ettim sen etme’ diyecekler. Asla demezler. Niye desinler? Haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi, göğüslerinde şeref madalyası olarak taşıyacaklardır.”

PERİNÇEK: İÇ CEPHEYİ YIKMA HAREKÂTI BAŞLATTI

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin ABD'nin Rand Corporation raporuyla ilan ettiği iktidar planlarına uygun olduğunu söyledi. Perinçek'in değerlendirmesi şöyle:

"Bugün CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dikkatle, esefle, hayretle ve ibretle dinledim. Bu konuşma tarihi önemde. Buradaki tarihsellik olumsuz anlamda.

Kılıçdaroğlu CHP kongresinde yeni dönem planını ilan etti. ‘Kürt sorunu silahla çözülmez, TBMM’de çözülür’ diyordu. İktidar stratejisi olarak da birtakım ortaklara işaret ediyordu. Şimdi bu iktidar planının yol haritasını ilan etmiş oldu. Bu planın özü şu: iç cepheyi yıkıma uğratma ve bölme harekatı."

'TÜRKİYE'YE TEHDİTLERLE İÇERİDE BULUŞTU'

“Türkiye şu anda büyük bir tehditle karşı karşıya. Bütün dünya bunu konuşuyor. Türkiye’ye Doğu Akdeniz’den, Kıbrıs’tan, adalardan, Ege Denizi’nden, Libya’dan, Fırat’ın doğusundan ve batısından yönelen tehditler konuşuluyor. Ana muhalefet partisinin genel başkanı Kılıçdaroğlu burada mevzilenmiyor. Türkiye’ye yönelik tehditlere karşı, Amerika’dan, Fransa’dan, Yunanistan’dan, Güney Kıbrıs’tan, İsrail’den gelen silahlı tehditlere karşı hiçbir tavır, konumlanma yok. Bu konularda en küçük bir söz yok. Tam tersine bu tehditlerle iç cephede buluşan, iç cepheyi bölmeye çalışan bir kışkırtma konuşması yaptı. Gölge CIA’nın ve en son Biden’ın ilan ettiği Tayyip Erdoğan’ı yıkma planını çok çirkin bir dille sergiledi.

CHP Genel Başkanının Türkiye’nin içinde girdiği zorluklara dikkat çekmesine en ufak bir itirazımız yok. Ama bu zorlukları sergileme tarzı o zorluklarla birleşen bir tarz. O zorlukları yenmeye değil doğrudan doğruya bu zorluklardan yararlanarak ABD ve gölge CIA’nın bütün dünyaya Rand Corporation raporuyla ilan ettiği cepheyi içeride kurmaya yönelik bir konuşmaydı.

Eğer Tayyip Erdoğan yönetimi, Türkiye devleti ve Türk ordusu tehditlere karşı koyamayacaksa, iç cepheyi birleştiremeyecekse, koronavirüse karşı savaşı başarıyla yönetemeyecekse bu tehditlere karşı koyabilmek için bir alternatif seçenek sergilemeniz lazım. Böyle bir seçenek yok, kışkırtma var. Sandık 2023’te. Bu 3 yılda Doğu Akdeniz ne olacak? Türkiye nasıl direnecek? İç cepheyi nasıl kuvvetlendirecek? Bu soruların cevapları yok."

'AMERİKA'NIN YOLLADIĞI ŞEREF MADALYASI'

"Kılıçdaroğlu bu konuşmasında CHP genel kurultayında yaptığı gibi ortaklarla hükümete gelme planını bir kere daha ilan etti ve ortaklarının da adını koydu. Konuşmasının sonunda ‘Türkiye’yi bu hale CHP mi getirdi, İyi Parti mi getirdi, Saadet Partisi mi, HDP mi getirdi?’ dedi. Burada Rand Corporation raporundaki muhalefet bloku açıkça sayılıyor. HDP’yi suçsuz, masum, şirin gösteren bir konuşma yaptı. İşte PKK’yı destekleyen HDP'nin Genel Başkanına Kılıçdaroğlu bir de şeref madalyası taktı. Bu Amerika’nın Kılıçdaroğlu’na yolladığı şeref madalyası olmalı. Amerikan projesindeki ortaklarına madalya takma görevini de Kılıçdaroğlu üstlenmiş bulunuyor."

AKŞENER'İN DEMİRTAŞ AÇIKLAMASI

“Yalnız Kılıçdaroğlu’nun konuşması değil. Selahattin Demirtaş, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e bir kahvaltı ziyareti mesajı yolladı hapishaneden. Akşener de kendi partisinin tabanını kandırtmaya yönelik birkaç lafla birlikte bu mesajı aldığını ve benimsediğini gösteren bir açıklama yaptı. Yine aynı Akşener, ‘Doğu Akdeniz’de NATO içinde bu işi çözelim’ tavrını sergiledi. Abdullah Gül konusunda da kendisinin bir itirazı olmadığını ifade etti. Yani taşlar yerine oturuyor. ABD'nin Rand Corporation raporuyla planladığı muhalefet bloku böylece oluşturuluyor. Ve bu blokun önümüzdeki dönem yapacağı yıkıcı faaliyetin işaretini de Kılıçdaroğlu bu konuşmasıyla verdi. Bu konuşma göreceksiniz bütün dünya merkezlerinde değerlendirilecektir. Yıkıcı faaliyetler için bir beyanname ilanıdır.”

BIDEN'IN HEDEFİ

ABD’deki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’a rakip olan Joe Biden, ocak ayındaki röportajında muhalefete destek vererek, Türkiye'deki iktidarı değiştirebileceklerini söylemişti: “Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Başkan seçilirsem Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim. Parlamento'ya katkı sunmak isteyen Kürt toplumunu entegre etmek için...”

RAND RAPORUNDAKİ FORMÜL

RAND’ın “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlığını taşıyan son raporu çok tartışıldı. Rapor ABD adına düşman ve dost kuvvetleri belirliyor. Düşman kuvvetler arasına nifak sokmayı, ABD yanlısı kuvvetleri birleştirmeyi ve cesaretlendirmeyi hedefliyor. Erdoğan’a karşı “en zorlu adayın Ekrem İmamoğlu” olduğunu söyleyen rapor üç büyük muhalefet partisi bir araya gelirse “otoriter Erdoğan yönetimi” devrilebilir diyor.

RAND raporunun tamamı için tıklayınız.