ENGİN BALIM / Veryansın Tv

36 olağan, 19 olağanüstü kurultay gören, Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana 7 genel başkanın görev yaptığı CHP, TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümünde 56. kurultayını, olağan olarak da 37. kurultayını, dünyayı sarsan pandemi koşulları altında, onur üyeleri vs. olmadan haftasonu küçük bir alanda toplamaya hazırlanıyor.

Atatürk döneminde CHP 4 kurultay görmüş, İnönü dönemi ise yaklaşık olarak 33 yıl sürmüştü.

İlk olağanüstü kurultay, Atatürk’ün ölümü üzerine, 26 Aralık 1938’de gerçekleşmişti. CHP, daha sonra herkesin bildiği, gibi yoğun ve çekişmeli birçok kurultay yaşadı.

Tarihi, kısa bir özetten sonra, gelelim son kurultay kulislerine...

CHP’liler olarak, AKP hükümetini, hep ne diye eleştiriyoruz?

"Korana dönemi, oy kaygısı ile önlemleri gevşetti", "Pandemide AVM’leri açtılar, camilerde ibadete izin verdiler" ya da "Üniversite sınavlarını yeterli tedbirler olmadan yaptılar" vs. CHP’nin sözcüleri medyada veryansın etmediler mi?

CHP'nin 37'nci Olağan Kurultayı, hafta sonu Bilkent Odeon'da düzenlenecek.

KORONALI ‘İKTİDAR KURULTAYI’

CHP Genel Merkezi haftasonu toplanacak kurultayın adını da "İktidar Kurultayı" olarak açıkladılar. Bilkent’teki alanın etrafı bu sözlerin yazdığı pankartlarla süslenecek.

İyi ama, partiye yıllarını veren "onur üyeleri"nin bile yer almayacağı, hukuki olarak tartışmalı bir hale gelebilecek, böyle bir kurultayı, tüzüğe göre erteleme şansları varken, ölümcül bir pandemi döneminde alelacele toplamak niye?

Adı iktidar olan bir kurultayda iktidar vizyonu acaba var mı?

Kurultayın yegâne stratejik amacı belli ki, pandemi koşullarında yangından mal kaçırırcasına, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakasına hazır ve nazır, soldan uzakta ama solmuş görünümlü, solmuş sararmış bir Parti Meclisi (PM) oluşturmak!

Tribünlerinde aylar sonra, halkın da yer alacağı, coşkulu bir iktidara yürüyüş kurultayı yapmak varken bu telaş bu acele niye?

Bakınız hiç istemem ama böylesi bir salgın atmosferinde, bir delege bile koronaya yakalansa hastanelik olsa, sözde iktidar kurultayı tarihte, "koronalı kurultay" olarak anılabilir.

Mesela Deniz Baykal’ın CHP lideri olduğu, 29 Ocak 2005’teki olağanüstü kurultayı CHP’liler, "Kavgalı Sarıgül kurultayı" olarak anar. Dönemin belediye başkanları Ateş Ünal Erzen ile Mustafa Sarıgül ‘ün (Genel Başkan adayı idi) yumruklaşmaları, sandalyelerin havada uçuşması ve sonrasında Çevik Kuvvet’in müdahalesi vs.

Son kurultay da aklımda hep, dağıtılan et döner ve ayrandan zehirlenerek hastanelik olan yüzlerce partiliyle yer etmişti. Sahi o yemek firması kimindi, ne oldu o işin hukuki takibi?

KURULTAY GÜNÜ NE OLACAK?

Kurultayda organlar seçilecek, program değişikliği vs. gündemde yok. Parti Meclisi, Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve Genel Başkan seçilecek.

İlk gün Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından delegeler, Genel Başkanı tekrardan seçecekler. Ertesi gün ise PM ve YDK seçimi olacak!

Bir dedikodu da, "Pandemi koşullarında hemen devam edelim, PM ve YDK adaylarını da aynı gün içinde seçelim" diye bir karar alınacağı yönünde... Doğru ise çok vahim, ihtimal dahi vermek istemiyorum.

TEK ADAMLI KURULTAYA, TEK ADAYLI İL KONGRELERİNDEN GELİNDİ

Hükümeti ve lideri Erdoğan’ı her platformda "Tek adam" olmakla itham eden CHP politbürosu, maalesef, kendilerinin de tek adam genel merkezine dönüştüklerinden habersizler mi?

Gelin Ankara il kongresini bir anımsayalım...

645 il delegesinin 585’inin imzasını, genel merkez baskısı ile alarak kongreye giden sayın Ali Hikmet Akıllı, 315 oy ile yani 270 delege firesi vererek, zar zor seçilebilmişti!

Yani mevut delegenin yüzde 50’sinin bile oyunu alamadı. Rakip aday, eski Gençlik Kolları Genel Başkanlarından Ayhan Yalçınkaya’nın aday olabilmesi için yüzde 10, yani 65 imza gerekiyordu.

585 delegenin imzasını alınca, zaten geriye 60 delege kaldığından, seçimsiz seçimli, orta oyunu misali bir il kongresi sonrası, Ankara’nın bugün kurultayda oy kullanacak delegasyon yapısı oluşturulmuş oldu!

Sadece 496 delegenin oy kullanmış olmasına da dikkat çekmekte fayda var.

Gelelim bir de, kurultay delegesi ağırlığı olan İzmir il seçimine…

Orada da maalesef tablo ibret vericiydi. Deniz Yücel ciddi tepkilere maruz kaldı.

611 il delegesinin 540’ının genel merkez baskısı ile aday gösterdiği Deniz Yücel, ala ala sadece 258 oy alabildi!

İmza açıktan, oy gizli olunca sandıkta delegeler Yücel’in ismini adeta kevgire çeviriverdiler!

En çok kurultay delegesine sahip olan İstanbul’da da, "hükümetin hedefinde olduğu" propagandası ile Canan Kaftancıoğlu tek aday olarak girdi ve kazandı. Kaftancıoğlu da delegelerin çok azından oy alarak seçildi.

Şimdi soruyorum: Tek adaylı kongrelerden çıkan kurultay delegeleri, çok adaylı kongre yapabilir mi?

Açık ve net söylüyorum; Bu bir "Kapkaç Kurultayı"dır, tarihte de böyle hatırlanacaktır.

Kemal Bey’in bir acelesi var, bu acele ile ilgili de benim maalesef kuşkularım var!

İsmet Paşa’nın deyimi ile ne yazık ki Sayın Kılıçdaroğlu, suçluların telaşı içindedir. Bu aceleci tavırları, maalesef beni ikinci bir Ekmeleddin İhsanoğlu projesinin eşiğinde olduğumuz yönünde kaygılara itmektedir!

CHP PM üyesi İlhan Cihaner bugün genel başkanlık için aday adayı olduğunu açıkladı.

10 DELEGE İMZASI DAYATMASI VE KILIÇDAROĞLU’NUN BASKISI

Eskiden CHP üyesi olan her sade üye, rahatlıkla kurultayda PM adayı olabiliyordu. Bugün ise, PM’ye aday olabilmek için en az 10 kurultay delegesinin imzası gerekiyor.

2018 Mart’daki tüzük değişikliği sonrası getirilen bu maddeyi bile aldığımız duyumlara göre, bazı il başkanları vasıtası ile delegeler aranmak sureti ile "Sakın Genel Başkanın listesinde olmayan, kendi kendine aday çıkan kişilere imza vermeyin" diye uyarılar yapılıyor. Bunları delege dostlarımızdan üzülerek duyuyoruz.

Bu açık ve net bir demokrasicilik oyunudur.

Kurultay pandemi koşullarında, telaş içinde ve Ankara’nın kavurucu sıcağında, CHP’nin aceleci yönetimi tarafından gerçekleştirilecek. Umarız ve dileriz ki, kimsenin burnu bile kanamadan kurultay tamamlanır. Ancak CHP’nin delege yaş ortalamasının yüksekliği dikkate alındığında, alınan risk ortadadır!

Birinci gün, yani Cumartesi günü Kılıçdaroğlu’nun konuşması sonrasında, genel başkan seçimi yapılacak. Normal koşullarda 2. gün de PM ve YDK seçimi gerçekleşecek.

Ama ortada bir söylentidir dolaşıyor;

Hızlı bir şekilde pandemi var vs. gerekçesi ile PM ve YDK seçimlerine de geçilecek deniliyor! Buna ihtimal dahi vermiyorum. Ciddi bir krize neden olur, CHP’de istenmeyen kırılmalara yol açar diye de not düşüyorum.

BASINA TEK KAMERALI GÖRSEL

Aldığım bir başka duyum ise, kurultay tek bir ana kamera ile çekilecek. Buradan gelen görüntüler canlı olarak basın mensuplarının olacağı özel bölüme dev ekranla aktarılacak. Basınla delegeler bir birinden ayrı yerlerde olacak. Gerçekleşirse bu da bir ilk olacak!

Ne diyelim, merakla bekliyoruz…

LİSTE SAVAŞLARI

Kılıçdaroğlu, göreve geldiği ilk günden bu yana, hemen her kurultayda, önce 104 kişilik bir listeyi, gençlik kollarının resmi görevlilerine dağıttırmak suretiyle PM’ye istediği isimleri, beyan etme yolunu seçmişti.

Daha sonrasında da 52 kişilik anahtar listenin, benim deyimimle maymuncuğu olan, farklı renk ve boylarda basılan (kimi zaman sarı, kimi zaman mavi, kırmızı, kurultayına göre değişen) asıl listeyi, son anda oylamaya geçilmeden 30 dakika önce dağıttırarak herkesi şaşırtmayı adet edinmişti.

Ancak zamanla tecrübe kazanan muhalifler ya da, bağımsız aday olan kişilerin, renkli baskı makinaları ile kurultay salonuna yakın yerlerde mevzilenmeleri nedeniyle en son kurultayda, farklı bir baskı kağıdına ve barkodu olan bu maymuncuk (52 kişilik asıl listesi) listeyi dağıtmak sureti ile de Genel Merkez taktiğini güncelleyivermişti.

Kemal Bey’in bu kurultayda ise bu kez 104 yerine 70 kişilik bir anahtar listeyi oylama öncesi beyan edeceğini öğrendim. Yine son dakika, il başkanları aracılığı ile bu sayıyı, 52’ye indirerek anahtarın maymuncuğu bir liste çıkarır mı bilemiyorum?

Kurultay işleyişini bilmeyenler için şu açıklamayı yapmakta fayda görüyorum; CHP Parti Meclisi 60 kişiden oluşuyor. Bunların 52’sini kurultayda delegeler seçiyor dersek yanlış olmaz. Çünkü diğer 8 isim, Genel Başkan’ın belirlediği 12 kişilik Bilim Kurulu Üyeleri listesi içinden seçiliyor...

DİKENSİZ ‘GÜL’ VE PARTİ MECLİSİ

Kılıçdaroğlu, tek adam rejiminin tek adam ana muhalefetliğini yürütüyor. CHP içinde dediği dedik, kimi zaman "tıpış tıpış geleceksiniz" diye seçmene bile kafa tutabilecek güce sahip!

Ancak yine de birçok konuda, CHP Parti Meclisi’ne, alacağı kararları, örneğin önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi gibi, onaylattırmak, kabul ettirmek zorunda. Bu nedenle yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Kılıçdaroğlu, dikensiz ‘GÜL’ bahçesi istiyor dersek, kimsenin itiraz edeceğini sanmam!

Tüm bunların üzerine, Sayın Kılıçdaroğlu’nun 3 Ocak’ta, yeni kurulan iki partinin lideri, eski AKP Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve eski AKP neoliberal ekonomi kurmayı Ali Babacan hakkındaki "Benzerliklerimiz çok fazla, hatta yüzde 99 oranında diyebilirim’’ yönündeki açıklamalarını ekleyince, bu sözlerin paralelinde bir PM listesi bekliyorum.

Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki dönemde, eski AKP'li, yeni Erdoğan karşıtları ile uyum içinde çalışacak, hatta ikinci bir Ekmelleddin İhsanoğlu denemesine itiraz etmeyecek bir PM arzuladığını hissediyorum.

Bakalım yanılacak mıyım? O nedenle 20 yılı aşkın süredir CHP’yi yakından takip eden bir isim olarak, bu yazıyı tarihe not düşmek istedim...

Kurultay günü yaşananları da Veryansın Tv okurları için yerinden an ve an, çıplak gözlerle takip edeceğim.

Bu yazıyı kaleme aldığım 23 Temmuz perşembe günü, İlhan Cihaner’in sol söylemler eşliğinde adaylığını açıkladığını televizyondan izledim. Bakalım CHP’nin pandemi dönemi kurultayında neler yaşanacak?