Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu HDP'ye açılan kapatma davasına değinerek, siyasi partileri kapatmanın, onları farklı şekillerde topluma tanıtmanın ya da terör örgütleriyle onları bağdaştırmanın asla doğru olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında, "Varsa böyle bir şey devletin savcısı, hakimi devreye girer ama bu iş bir siyasi talimatla yapılırsa o doğru değil." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şu şekilde:

Amasya Tamimi'nin 102. yılındayız. Önemi, kullandığı şu cümlede yatıyor. 'Milletin istikbalini yine milletin azim ve kararlığı kurtaracaktır' Tek bir kişinin değil, milletin azim ve kararlılığı Türkiye'nin geleceğini koruyacaktır diyor. Bu aynı zamanda aslında demokrasiye yapılmış çok güçlü bir vurgudur. 

Bir kişinin iradesini Osmanlı Devleti'ni nereye getirdiğini ve milletin iradesini de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nasıl kurulduğunu bize gösteriyor. Bugün yine Türkiye'nin bir kişinin iradesine teslim edilmesinin faturasını hep birlikte ödüyoruz. 83 milyonun iradesi bir kişiye teslim edilemez. 

HDP'Yİ SAVUNDU:TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTILANDIRMAK ASLA DOĞRU DEĞİL

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu PKK'nın siyasi uzantısı HDP hakkında açılan kapatma davasına karşı çıktı. Kılıçdaroğlu,

"Siyasi partileri kapatmak, onları farklı şekillerde topluma tanıtmak ya da terör örgütleriyle onları bağlantılandırmak asla doğru değil. Varsa böyle bir şey devletin savcısı, hakimi devreye girer ama bu iş bir siyasi talimatla yapılırsa o doğru değil. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın, kimin için olursa olsun haksızlığa karşı çıkmak insan olarak bizim görevimizdir. Demokrasilerde en büyük hakem halktır, millettir. " dedi.

YARGIYI HEDEF ALDI

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yargının siyasi otoritenin talimatıyla iş yaptığını öne sürdü:

"Emniyet Sen Genel Başkanı sayın Faruk Sezer bir açıklama yapıyor polis intiharları konusunda. 2021 yılında 40 civarı polis intihar etmiş. Sadece son 25 günde 15 polisin intihar ettiği söyleniyor. Neden? Bir devlet memuru normalde 160 saat çalışıyor. Polis memuru en az 240 saat çalışıyor, yeri geldiğinde 400 saat çalışanları var. Kim bunun farkında? 

Söz vermişti birileri 3600 ek gösterge diye onu da unuttular. Haksızlık nereden gelirse gelsin karşı çıkacağız. Bu ülkede herkesin huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız olması lazım. Siyasi otorite talimatla iş yaptırmamalı. "

 "ERDOĞAN MİLLİ GÜVENLİK KONUSUDUR"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldı. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan milli güvenlik sorunudur" dedi:

"1915 olayları ile ilgili gidince bunu soracağım diyordu, soru sorulmadı. Masasının üzerinde bir kitap var. Türkiye'nin terörle mücadelesini anlatıyor. Kardeşim sen bu soruyu sormaya kararlıysan ABD'li profesörün bu olaylarla ilgili kitabı var onu koyacaktın, Biden da görecekti. Soruyu soramadı, soramaz zaten. Sorma gücü artık yoktur. Erdoğan egemen güçlere teslim olmuştur. O nedenle Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için artık bir milli güvenlik sorunudur. 

"İçişleri Bakanı'nı çağırıp 10 bin dolar alan kişiyi sordunuz" mu diye bir gazeteci bu soruyu soramıyor. Niye soramıyorsun, hazır Erdoğan da orada. Kalemini, düşüncesini satan adamdan gazeteci olmaz. Bakın yine, aynı soruyu sorabilirlerdi. 24 Nisan'ı soracağım dediniz neden sormadınız diye. Şimdi ben soruyorum. Çık adam gibi cevap ver. Adam gibi cevap vermezsen adam değilsin. Biliyorum feministler kızacaklar ama ne yapayım. Bulunduğu pozisyon itibariyle Türkiye'nin çıkarlarını gözetmesi lazım. "

FETÖ'CÜLER İÇİN GARİBANLAR HAPİSTE DEDİ

Kılıçdaroğlu konuşmasında FETÖ'cülere de sahip çıktı. Kılıçdaroğlu garibanların hapse atıldığını öne sürdü:

"Türkiye'nin geldiği hale bakın. Mafya ile siyasi ilişkileri götüren bir televizyon yorumcusu bir açıklama yapıyor. Okurken acaba doğru mu dedim. 'İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya masum olduğuna inandığım binlerce kişinin dosyasını götürdüm. Bu insanlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun dedim. Hepsi görevlerine iade edildi' diyor. Savcı mısın, hakim misin sen? FETÖ borsası dediğimiz işte budur arkadaşlar. Paranı alırsın, adamını bulursun, dosyayı götürürsün seni hapisten çıkarır. 

Binlerce dosyayı aldım, Süleyman Soylu'ya götürdüm diyor. Bedava mı yaptı? Biz sizin ne kadar aç olduğunuzu bilmiyor muyuz? Yargının bu kadar kirlendiğini, bu kadar devre dışı bırakıldığını hiç görmemiştim. Birde OHAL İnceleme Komisyonu var, niye kurdunuz ki? Bu adamı getirin başına hepsini zaten serbest bırakacak. Gariban olan parası olmayan insanların hepsi hapiste. Harp Okulu öğrencilerinin ne günahı var? Paraları yok. "

BAHÇELİ'YE YANIT VERDİ

Kılıçdaroğlu konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeliye'de yanıt verdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bahçeli'ye çoğu zaman cevap vermeyi doğru bulmam. Bugün bir şey söylemiş. 'Kılıçdaroğlu elini vicdanına koyup söylesin, kimin yanındadır? Bölücülüğü mü destekliyor yoksa Türkiye'nin yanında mı yer alıyor' diye sormuş. Önemli bir soru. Ben ve arkadaşlarım ve bütün dostlarımız Türkiye'nin birliğinden ve bütünlüğünden yanayız. TankPalet Fabrikasını Katar Ordusuna peşkeş çekilirken itiraz eden kişileriz, sen ise alkışlayan kişiydin. Şimdi söyle, vatanın birliği ve bütünlüğünden kim yana? Şanlı ordumuzdan kim yana? Biz, kendi vatan topraklarını ve o topraklarda yatan Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıranlardan, toprağı düşmana teslim edenlerden yana değiliz. 

Allah'ın taktiri ile iktidar olduğumuz zaman bir hafta içinde o türbeyi de bayrağı da vatan toprağına götüreceğiz. Peki sen ne yaptın? Kaçanları alkışladın, onların yanında yer aldın. Söyle bakalım kim milliyetçi, kim ülkücü? 

Bizim dostlarımız, devleti yöneten bir kişinin mal varlığı dolayısıyla tehdit edilmesini içimize sindiremeyiz. Devletin en tepesindeki kişi mal varlığı dolayısıyla tehdit ediliyor ve sesini çıkarmıyorsa o kişi artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir milli güvenlik sorunudur. Sen o sorunun yanındasın. Biz ve dostlarımız adaletten yanayız. Bir esnafın, bir garibanın derdini dinledin mi sayın Bahçeli? Biz eli yağlı olan tornacı ustasının, "Elini uzat kardeşim, senin elini sıkmak benim için onurdur" diyen bir gelenekten geliyoruz. Biz, bizim gibiler ve dostlarımız bu coğrafyada kimsenin yatağa aç girmemesini savunuyoruz. 

Beslemelere alkış tutanlar, bayrağı indirip kaçanlar, Türkiye'nin bağımsızlığından, özgürlüğünden söz edemezler. O kavgayı biz veririz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. 

Sayın Bahçeli hiç merak etmedin mi ne kadar yabancı uyuşturucu kaçakçısı varsa bunlara Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verildi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının saygınlığını koruyan benim, bunu yok etmek isteyenlerin yanında duran sensin.

Dönüp bana soracaksın, hadi canım hadi geçeceksin bunları. "