Suriye ve Yunanistan'ın ardından Türkiye'ye karşı üçüncü cephe Kıbrıs'ta açılıyor. Suriye ve Irak'ta terör örgütlerini eğitip donatan, Yunanistan'ı ise kuzeyden güneye garnizona dönüştüren ABD, Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uygulamakta olduğu sembolik ambargoyu tamamen kaldırdı. 

2020 Eylül'ünde bu ülkeye yönelik askeri ambargoları hafiflettiğini açıklayan ve şimdi ise Kıbrıs Rumlarına her türlü silah satışının önünü açan Washington, Doğu Akdeniz kuşatmasında ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. 

HER ŞARTTA SOYDAŞLARIN YANINDAYIZ

ABD, Fransa ve İsrail ittifakınca Türkiye'ye karşı yürütülen sistematik kuşatma, yakın gelecekte tehlikeli sonuçlara kapı aralayacak. Karara tepki gösteren Türk Dışişleri Bakanlığı, Washington'un bu adımının Ada'da bir silahlanma yarışına yol açacağını, Doğu Akdeniz'deki istikrara zarar vereceğini belirterek ABD'yi kararını gözden geçirmeye çağırdı. 

Joe Biden yönetimini Kıbrıs Türk halkının egemen ve eşit uluslararası statüsünü kabul etmeye davet eden Ankara, "Her halükarda Türkiye, garantör ülke sıfatıyla, Kıbrıs Türkünün varlığını, güvenliğini ve huzurunu sağlamak amacıyla, tarihi ve hukuki sorumlulukları çerçevesinde, gerekli adımları atmaya devam edecektir" şeklinde açıklama yaptı. 

ERSİN TATAR: ÇOK TATSIZ BİR İŞ

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar

ABD'nin skandal adımı sonrası CNNTürk'e yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Artık diledikleri her silahı ABD'den alabilecekler. Bunun Kıbrıs'a bir faydası olmaz. Rum tarafı da devlet, biz de devletiz. Böyle bir silahlanma gerginliğe yol açacak. Buna hiç gerek yoktu" dedi. 

Ambargonun kaldırılmasıyla Güney Kıbrıs'ın güçlendirileceğini ve Türkiye'ye aba altından sopa gösterileceğini dile getiren Tatar, böyle bir adımın karşı taraf için sonun başlangıcı olacağını vurguladı. Rum tarafının "Biz bunu uzun zamandır pişiriyoruz" şeklinde açıklaması bulunduğunu hatırlatan Tatar, şunları söyledi:

"Belli ki ABD ile istişare yapmışlar. Bunun bir geçmişi var. Bu iş tatsız bir iştir. Türkiye'nin yapacakları vardır, söyleyecekleri vardır. Sonun başlangıcı olur. Bu tür silahlanmalarla neye hizmet edecek, neyi başaracaklar? Bütün bunlar KKTC'nin egemenliğinin önemini göstermektedir. Biz varlığımızı Türkiye'ye borçluyuz. Türkiye büyük bir devlet. Biz de KKTC olarak Türkiye Cumhuriyeti ile birlikteyiz, beraberiz. Ona göre hakkımızı hukumuzu korumak en büyük dileğimiz."

"Silahlanma ve cephanelik yaratmak hiç hoş bir şey değildir. Buranın insanın çok savaşlar geçirdi. Hepimiz biliyoruz. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra kimsenin burnu kanamadı. O barış o huzur Mehmetçiğin adım atmasıyla geldi ve halen devam ediyor. Silahlanmayla birlikte o keyif kaçacak. Onlar biliyorlar neyin ne olduğunu. 'Türkiye nasılsa gelemez' beklentileri o dönem darmadağın oldu."