Erzincan’ın Kemaliye ve İliç ilçelerinde siyanürlü altın ayrıştırma alanının genişletilmesi planlanıyor. Halkı bilgilendirme toplantısında vatandaşlar şirket yetkililerine ‘Ölmek istemiyoruz, toprağımızda siyanür istemiyoruz’ diyerek tepki gösterdi.


GÖKHAN BÜYÜK

Erzincan’ın İliç ilçesinde altın arama faaliyeti yürüten ve ABD merkezli Anatolia Minerals Development Limited Şirketi’nin Türkiye’deki bir alt kolu ANAGOLD Madencilik AŞ. maden arama bölgesini genişletmek istiyor. Şirket, yeni açık havuz sitemlerinin kurulması ve maden arama sahasının genişletilmesi amacıyla 23 Ocak Perşembe günü İliç ilçesinde halk bilgilendirme toplantısı düzenlemek istedi. Kemaliye Çevre Platformu ve çevre sakinlerinin alkışlı ve ıslıklı tepkisiyle karşılaşan Çevre İl Müdürlüğü ve Anagold Aş yetkililerine “Anayasanın 56. maddesini istinaden hakkımız savunmak için buraya geldik, kavga için değil. Ölmek istemiyoruz, kanser olmak istemiyoruz, siyanür istemiyoruz, bu maden bölge halkını ve doğal ekosistemin sonunu getirecek” ifadeleriyle tepkilerini dile getirdiler. Yetkililer ise, “halk bilgi almak istememiştir” yazılı tutanak tutarak halkın ıslık ve yuhalamaları eşliğinde toplantı salonunu terk ettiler. Kemaliye Çevre Platformu yöneticileri Atatürk büstü önünde basın açıklaması yaptı.

Kemaliye Belediye Başkan Yardımcısı Sezai Bozkurt, köy muhtarları, bölgenin önde gelenleri ve yerel halk projenin genişletilmesine ilişkin tepkilerini Aydınlık’a anlattı:

‘DAHA ÖNCE BİR MADENİN ÇALIŞMASINI DURDURDUK’

Kemaliye Belediye Başkan Yardımcısı Sezai Bozkurt: Bölge bu maden ocakları nedeniyle turizm açısında olumsuz etkilenecek. Bu sadece Kemaliye’nin topraklarında değil tüm bölge iller de bu durumdan etkilenecek. Belediye olarak sözlü ve yazılı olarak maden şirketi ile temas halindeyiz. Bu yazılarımıza şikayetlerimize yazılı cevap verdiler. Kemaliye içerisinde yapılacak her türlü araştırma, sondaj faaliyetinde belediyemize haber vereceklerini beyan ettiler. Bununla birlikte belediye olarak halkı bilinçlendirip, bilgilendireceğiz. Daha önceki bir sondaj çalışması belediyemizin çalışmalarıyla durduruldu. Bu halkın inancı da zaten oradan doğdu. Sondaj izinleri olmasına rağmen bu girişimi durdurduk. Siyanür havuzları da ayrı bir tehdit. Bu bir zehir ve buharlaşmadan meydana gelecek zararlar bölgeyi tehdit edecek. Bunun için de gerekli temasları ilgili mevkilerle yapıyoruz.

ÜRÜNLER ZARAR GÖRÜYOR

Sırakonak Köyü Muhtarı Cengiz Soğuk Pınar: Köylülerimiz kesinlikle bu madene karşı. Yakın köylerimizde bölge halkının tepkilerine bakılmaksızın maden ocakları açılıyor. Bu açılan ocaklardan dolayı asit yağmurlarına maruz kalacağımız ve doğamızın tamamen tahrip olacağını biliyoruz. Bu nedenle bölgemizde altın madenlerinin açılmasını istemiyoruz. Çocuklarımızın da bizim gibi bu bölgede sağlıklı bir biçimde ömürlerini tamamlamalarını istiyoruz.

Ağıl Köyü Muhtarı Hasan Kaya: Yüzyıllarca maden bölgesi ve çevresinde bitki bile olmayacak. Siyanür çukurlarını gidip gördünüz her şey gözler önünde. Bu firma sahipleri çıkarabildiği madeni çıkarıp götürecek geriye de bize geri dönüşü olmayan bir çevre bırakacaklar.

Bu ocağın köyümüze yakınlığı yaklaşık 500 metre. İlerleyen zamanlarda Çöpler köyüne olduğu gibi bizim köyümüz de yerinden kaldırılabilir korkusuyla yaşıyoruz. Bu maden ocaklarını genişletileceği söyleniyor o zaman sadece bir köy değil en az 10 köy ortadan kalkabilir. Bu zehirli maddeler akarsulara karışacağından dolayı sadece bu bölge değil tüm akarsuyun geçtiği bölgeler etkilenecek bu durumdan. Bahçeye ektiğimiz domatesimiz yumruk büyüklüğünde yeşil iken çürümüş halde buluyoruz. Biberlerimin büyümüyor ve uçları simsiyah oluyor. Ağıl köyünde çıkan kuru fasulye tüm Kemaliye’ye yetiyordu ama bugün fasulye olmuyor. Bire 60, 70 verimlilik kösteren tarlalar bire beş bile vermiyor. Yakın köyümüzde ise 40 kök ceviz diken arkadaşımızın cevizlerinin tamamı kurudu. Ağaçlar asit yağmurları nedeniyle zannediyoruz ilk önce yapraklarından kurumaya başlıyor. Dağda kuş bile kalmadı. Önceden adım başı keklik olurdu şimdi karga hariç hiçbir kuş yok. Biz bu madeni istemiyoruz çünkü ölmek istemiyoruz.



‘VATANIMIZI SAVUNUYORUZ’

Ağıl köyü Dernek Başkan Yardımcısı Sait Gedikoğlu: Bu madenin köyümüze uzaklığı 150 metre. Bu madenin yağmur yoluyla sularımıza karışması durumunda Fırat’ın geçtiği tüm iller Malatya, Elazığ ve birçok il bu durumdan çok olumsuz etkilenecek ve bunun geri dönüşü olmayacak. Biz bu madene tepki gösterirken devlete karşı gelmiyoruz, aksine vatanımızı savunuyoruz. Biz kesinlikle köyümüzde ve çevresinde maden istemiyoruz.

Gözaydın Köy Muhtarı Hüseyin Gökmen: Köyümüzün yanındaki maden bölgeyi tamamen tahrip etmiş durumda. 2017’deki ÇED raporundan sonraki tahribat büyük. Bunun önlemini hiçbir şekilde alamıyoruz.

SİYANÜR AÇIK HAVUZDA

Açık olan siyanür havuzu, ortalama 10 futbol sahası büyüklüğünde. Çevre halkı, bu havuzdan zararlı maddelerin buharlaşma yoluyla asit yağmuru şeklinde kendilerine geri döndüğünü belirtiyor. Havuzun ve fabrikanın akarsu havzasına çok yakının olması nedeniyle Fırat Nehri’nin geçtiği tüm bölgede geri dönüşü çok zor bir çevre ve insan sağlığı sorunlarını da tetikleyeceği iddia ediliyor. Köylüler, ağaçlarında toplu kuruma, arı ölümleri ve kuş popülasyonunda azalma olduğunu belirtiyorlar.

'DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN SPORCU GELİYOR'

Kemaliye Çevre Platformu’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kemaliye, Türkiye’nin en önemli eskrim doğa sporları merkezidir. Her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce sporcu buraya gelip bu eşsiz ve temiz doğası olan coğrafyada dünyanın önemli spor aktiviteleri gerçekleştirilmektedir. Birçok su kaynağının ortasında kurulu olan Kemaliye taşıma toprakla oluşturulmuş seki bağlara, bahçelere hayat veren coşkun dereleriyle bilinir. 10 yılı aşkın süredir TÜBİTAK ve Hacettepe Üniversitesi ile binlerce bilimsel makale vardır. Bugün burada genişletilerek Kemaliye’ye, Kemaliye’nin akarsu kaynaklarını besleyen gözelerine, yaylalarına uzanması hedeflenen altın madenin açık ocak siteminin neden olacağı devasa çukurlarda kullanılacak kimyasallar ile bu bölgede geri dönüşü olmayan çok büyük tahribatlara yol açacaktır. Başta bu çok uluslu firmanın menşei Kuzey Amerika ülkeleri olmak üzere altın madenleri için gittikleri her yere felaketti götürdükleri bilinmektedir. Arkalarında üzerinde ot dahi bitmeyen devasa ölü çukurlar bırakmışlardır. Bilinmelidir ki Kemaliye kendini bu hoyratça girişime kurban etmeyecektir.”


Aydınlık