Sayın Kılıçdaroğlu, dün Merve Kavakçı'nın eski kocasını partiye almanızla yer yerinden oynadı. Herkes “işte CHP bu” dedi. Sorum şu, başka büyük sürprizleriniz olacak mı?

Kılıçdaroğlu: Eski çekişmeleri bir kenara bırakıyoruz, Kavakçı'nın kocasıyla eşbaşkan İmamoğlu, Sakine Cansız'ın kankisi Kaftancıoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Eren Erdem, derken, Kavakçı'nın eski kocası, inci gerdanlığı tamamlıyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu, yanlış anladınız, Kavakçı'nın eski kocasının transferi üzerine küçük düşürücü partinizi yıpratıcı eleştiriler var efendim?

Kılıçdaroğlu: Ne gibi?

Diyorlar ki efendim, Kılıçdaroğlu bu partiye daha ne kadar pislik yapabilir!

Kılıçdaroğlu: Ne pisliği Allah aşkına, daha yeni başlıyoruz, Ukrayna'da 17 kadına tecavüz edip öldüren bir seri katil var, partimize transferi için ön görüşmelere başladık, sabaha kalmaz mutlu haberi borsaya bildireceğiz?

Başka transferler?

Kılıçdaroğlu: Tanzanya'da yedi maymuna tecavüz eden bir adam var, görüşmelere başladık, transferi çok yakın, Afrika açılımı hiç şüphesiz büyük ilgi çekecektir...

Efendim, Cumhuriyet yazarı Emre Kongar'ın Kavakçı'nın eski kocasının transferiyle aşka geldi, işte bu deyip ekranlarda uçuyor, tutamıyoruz, ona da sorduk efendim..

Kılıçdaroğlu: Ne sordunuz?

Efendim Kongar'a da sorduk, partiye daha başka nasıl pislik bulaştırabiliriz.

Kılıçdaroğlu:Ne dedi?

Efendim, Kavakçı'nın elçi olduğu Kuala Lumpur'a gizlice adamlarımızı gönderip, çaktırmadan Kavakçı'nın gaita dışkı örneklerini alalım...

Kılıçdaroğlu: Dışkı? Gaita?

Bok efendim, bok. Bokunu alıp getirelim efendim, Kongar Bey, Tarım Toplumu'nda gübre olarak kullanıldığını söyledi. Dışkıyı partiye eker bol bol insan hakları, demokrasi, açılımlar özgürlükler yetiştiririz efendim.

Kılıçdaroğlu: İşte ben sorumluluk almış aydın buna derim, dışkı örnekleri limana getirildiğinde bir karşılama töreni de yaparız...

Harikasınız efendim, ancak bu boku kimseye haber vermeden gizlice getirelim, şimdi Yılmaz Özdil, Uğur Dündarlar, Sözcü, Cumhuriyet yazarları duyarsa, bok kapış kapış gider, mübarek dışkıyı ellerine yüzlerine sürerler partimize kalmaz efendim.

Kılıçdaroğlu: Bence Kavakçı gaitası getiren kutlu gemimiz Türkiye'nin problemli kıta sahanlarını bir bir dolaşsın, önce Kıbrıs, sonra Doğu Akdeniz sonra Karadeniz'i şöyle tavaf ede ede bir gezsin...

Efendim, Kuala Lumpur, oralarda Güney Denizi'nde de Çin'le Amerika arasında ihtilaflar varmış, boku getirirken önce oraları da bir tavaf ediversek, dünya barışı için...

Kılıçdaroğlu: Bence gemiye altı ok bayrağı çekelim, boku koyduğum kavanozun bir yanına iki fil bir yanına iki aslan da koyalım. Sonra, Artrik, kuzey denizinden bir dünya turu yapalım, Baltık Denizi'nden inip Atlantik sorunlarını da çözüp...

Atlantik de denizler sakin sorun morun yok efendim, direk gelsin..

Kılıçdaroğlu: Olur mu, Kraliçe ile torunu gelini HarryMeghan arasında ırkçılık kavgası çıkmış, Kavakçı boku asıl onlara lazım, her türlü ayrımcılığa ırkçılığa iyi gelir, şöyle İngiliz sahillerine süre süre gelsin gemimiz..

....

Sayın İmamoğlu, siz de dün Türkiye'yi ayağa kaldırdınız, kadınlar gününü tecavüz edilen öldürülen kadınlara değil şehit anneleri ve Diyarbakır HDP önünde evlatlarını PKK'nın kaçırdığı annelere değil, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan'a adamanız çok eleştirildi, efendim..

İmamoğlu: Ben olaya bütüncül bakıyorum!

Bütüncü derken, Hegel gibi mi?

İmamoğlu: Ben insanlığın kardeşliği peşindeyim, evet, Diyarbakır'a havadan erken uyarı uçakları ısmarladım, bir daha Gara'ya inemeyecekler..

Efendim, duymuş olmalısınız, partiye törenle Kuala Lumpur'dan Kavakçı gaitası getiriyorlar...

İmamoğlu: Ben de Pervin Buldan hanımdan rica ettim. Gara Dağı'ndan PKK bokları getiriyoruz, bu müjdeyi de ilk size vereyim. Gara Dağı'ndakiler şöyle top top keçi gibi daha bir zeytin kıvamında oluyormuş..

Harikasınız efendim, sakın Sözcü, Cumhuriyet duymasın, yüzlerini gözlerine sürer elimizde PKK boku kalmaz.. Efendim, PKK bokunun Türk siyasetinin büyük uyuşturucusu olduğu ve muhalif liderlerinin alayının Davutoğlu, Babacan, Akşener, CHP, hepsi bu uyuşturucuyu kullanıyorlarmış tiryakisiymişler, diyorlar.

İmamoğlu: Şimdi sen, boş boş konuşuyorsunuz, sen, o Gara dağının arazilerini tepeden dolandın mı? Ben dolandım. Ekonomik refahımız, toplumsal eşitliğimiz, hepsini orada gördüm. Gara'dan PKK boklarını getirelim, inanın ekonomide dünya gücü oluveririz, İstanbul'da beklenen 7 şiddetindeki depremi hallediriz.

Hayırlısıyla inşallah, bari acele etsek, ne zaman getirebilirsiniz efendim?

İmamoğlu: Ben değil NATO getirecek, PKK bokunu kavanozlarla getirdik mi İngiliz bankalar Arap bankalar ülkemize akacak.. PKK bokunu Borsa'nın önüne koyduk mu, Borsa yıkılacak...

Efendim, Kılıçdaroğlu Kavakçı'nın boklarını dünya da görsün bu mutluluğu yaşasın diye bir şeref turu dünya turu atıyor, siz de PKK boklarınız için bir dünya turu düşünür müsünüz?

İmamoğlu: Hayır, bu milli meselemiz, ben Papa'yla ve İstanbul'daki hahamlarla görüştüm, bunlar ince meseleler, bokları kilisede vaftiz edip kutsayacağız ve sonra Anayasa'nın ilk dört maddesini sürüp milletçe şifa bulacağız...

Efendim, dün de gazeteci Levent Gültekin çok fena dövülmüş, merhem diye üff üfff biraz sürmüşler, yaraları hemen geçmiş..

İmamoğlu: O ne ki ülkenin dünyanın yaraları geçecek, yüzyılın asrın yaraları geçecek. Hatta ben 'Bitcoin' parası gibi siyasilere PKK bokları depolamayı öneriyorum.

Efendim, Koronoya, pandemiye de iyi gelir mi?

İmamoğlu: Kargaşa paniğe gerek yok, ben olaya insanlık ve demokrasi adına bütüncül bakıyorum, bir PKK boku yiyip Türkiyemizi kurtaracağız, Cumhuriyet'imizi kurtaracağız.. Aptalca silahlara dünyanın paralarını veriyorsunuz, hayır, aşı diye merhem diye, yiyin PKK boku, bitirin işi.

Efendim, siyaset dışında da kullanabilir miyiz, elbise boyası, baharat, parfüm, mesela ilaç ne bileyim mücevher diye?

İmamoğlu: Ne diyorum ben, ben meseleye bütüncül bakıyorum, bütün arazilerde bütün sofralarda her öğün şifa niyetine kullanabilirsiniz, hatta PKK bokunu köprü geçişlerinde ve akbil niyetine belediye otobüslerine basıp ücretsiz her yere bedavaya...

Bu büyük müjde efendim, sayın İmamoğlu lütfen bir müjdeli haber daha verin. Elimizde yeterince PKK boku var değil mi?

İmamoğlu: Kolay değil sakin olun, PKK'lı HDP'li .ötü yalaya yalaya oluyor bu işler. Tam ben memleket için demokrasi için geleceğimiz için .öt yalıyorum hemen ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Böyle yaparsanız, enerji akışı, sermaye akışı, yakıt akışı, barış ve özgürlük akışı sağlayamayız. Devletimiz her gün PKK'lı vurursa eeee bokları nasıl tedarik edeceğiz? Buradan dostlarımıza müttefiklerimize sesleniyorum, yeni vizyonumuz için PKK bokları kapasitemizi yükseltmeliyiz.. Pompalama ve dağıtma tesisleri, petrol ve gaz şirketleri, hepinize sesleniyorum, düşmanlığı bırakın, yalayın, sonra oyları tahsil edin.

Harikasınız efendimm, hatırlayın efendim, bir zamanlar da Fetö'nün mübarek donunu kokluyorlar diye şimdi sizin genel müdürlerinizle dalga geçmiştiler... Efendim, şimdi aklıma geldi, Fetö'nün donuyla PKK'nın boklarını aynı camekan içinde mi sergilesek!

İmamoğlu: Ben yalnız değilim kararları tek başıma almıyorum, partiden arkadaşlara da soracağız, önce metan gazı ölçümleri yaptıracağız. Allah inandırsın insan bir kokusunu almasın... Önceleri ben de kendime nasıl oluyor da bir don bok kokusuna koskoca insanlar secde edip ağlayarak bağlanıyor diyordum, öyle değilmiş. Siyaseten yok olurum korkusu olunca bal gibi yalıyorsun. Siyaseten bir daha beni desteklemezler bana oy vermezler diye düşününce yüzüne gözüne ailene evine yatağına her yere yalım yalım sürtünüyor sürüyorsun.. Bakın mübareği süre süre iktidarın tek alternatif oluverdim..

Ancak efendim, hepsini kullanıp bitirmeseniz, hayırlısıyla, bir parça da gelecek nesillere ayıralım, yarınların Cumhuriyet Türkiyesi donsuz boksuz kalmasın. Onlar da şifa niyetine bir gıdım olsun bulabilsinler.. Efendim, şimdi aklıma geldi, bu cemaat ve etnik dışkılara kolonisömürge bokları deniyormuş.. Siyasilerin ağzına mezhepdi cemaatti şeyhdi etnik bölünmeydi bir verdin mi, sahipler, top tüfek atmadan ülkeyi istediği gibi yönetiyormuş..

İmamoğlu: Efendim bu hastalıklı faşist ağızları bırakın, korkmaya gerek yok, siz de depolayın siz de şişelere doldurun ve ağzını tıpalayın, ve bayramlarda, sevgililer gününde, kadınlar gününde, milli ve dini günlerde, mevlid şekeri gibi kolonya gibi bol bol tüketin, rahat olun, kompleks yapmayın, simleriniz dökülmez, yiyeceğiniz bir bok, ama sonunda demokrasiniz açılır, siyasetiniz açılır, önünüz açılır, banka hesaplarınız, oylarınız açılır!

İmamoğlu: Sebastiaaannnn! (Murat Ongun).. Oğlum, kadınlar gününü Pervin Buldan'a adayıp ortalığı karıştırmışız, tez elden Soner Yalçın'a söyle hemen yazı yazsın.

Sebastian: Başüstüne efendim, genel olarak PKK yazısı mı yazsın, yoksa Pervin Buldan'ı özel olarak mı aklasın.

İmamoğlu: Sebastian, sen Soner'e haberi uçur, o işini iyi bilir, sarraftır kendisi, boktan boncuk bulmada üstüne yoktur, o ne boklarda ne mücevherler keşfetmiştir!


veryansıntv