Rusya ile Ukrayna arasında giderek yükselen tansiyon Karadeniz’de suların ısınmasına neden oldu.

Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı Güney Askeri Bölgesi misyonu tarafından yapılan açıklamada, Rusya'nın Hazar bölgesindeki filosunun buradaki tatbikatlarını tamamladıktan sonra Karadeniz’e sevk edildiği ifade edildi.

Açıklamada, "Kontrollü kış eğitim döneminin bir parçası olarak Güney Askeri Bölgesi’ne ait 10’dan fazla çıkarma botu ve gemisi, Hazar’dan Karadeniz’e sevk edildi" denildi.

Hazar’da eğitimleri tamamlanan askerlerin Karadeniz’e gönderildiği ve burada tatbikatlara katılacağı belirtilerek "Kontrollü geçiş planına göre bot ve gemi mürettebatı Karadeniz Filosu ile işbirliği içerisinde deniz tatbikatlarına katılacak" ifadeleri kullanıldı.

KIRIM AÇIKLARINDA TATBİKAT YAPILDI

Güney Askeri Bölgesi Basın Servisi'nin Hazar’dan Karadeniz’e filo sevkıyatını duyurmasından sonra Kırım kıyılarının korunmasına yönelik bin 500 silahlı askeri botlarla tatbikat yapıldığı bildirildi.

Tatbikatta radyasyon, kimyasal ve biyolojik saldırılara ve aynı zamanda hava savunma sistemleri ve elektronik harp sistemleri muharebe ekipleri tarafından olası saldırılara karşı koruma sağlandığı belirtildi.

ABD GEMİ GÖNDERMEYİ PLANLIYOR

Diğer yandan Amerikan yayın kuruluşu CNN'e konuşan ABD Savunma Bakanlığı'ndan (Pentagon) üst düzey bir yetkili, Ukrayna'ya destek için önümüzdeki haftalarda Karadeniz'e savaş gemileri göndermeyi düşündüklerini söyledi.

Adı açıklanmayan Pentagon yetkilisi, Rusya'nın Ukrayna'nın doğu sınırında askeri varlığını artırmasını dikkatle izlediklerini belirtti.

Pentagon yetkilisi, Amerikan Donanması'nın Karadeniz'de düzenli olarak faaliyet gösterdiğini ancak savaş gemilerinin konuşlandırılmasının Rusya'ya "ABD'nin gelişmeleri dikkatle izlediği" mesajı vereceğini kaydetti.

Karadeniz üzerinde uluslararası hava sahasında keşif uçuşlarını sürdürdüklerini ve Rusya'nın Kırım'daki askeri faaliyetlerini takip ettiklerini söyleyen yetkili, "Sayıları artan Rus güçleri askeri bir harekata başlayacakları izlenimi vermiyor ancak koşullar değişirse, biz de yanıt vermek için hazır olacağız" dedi.

MOSKOVA'DAN UYARI

Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova, Kiev ve Batılı ülkelerin Ukrayna'da gerilimi tırmandırmaya yönelik eylemleri hakkında yazılı bir açıklama yaptı.

Kiev'in Donbass'taki temas hattına yeni güçler ve askerler sevk etmeye, ateşkes rejimini ihlal etmeye devam ettiğini, buna paralel olarak NATO ülkelerinin Ukrayna ve Karadeniz'deki varlığını artırdığını kaydeden Zaharova, NATO ülkelerinin Ukrayna Ordusu'na mali ve lojistik destek vermeyi, ölümcül silahlar tedarik etmeyi, Batılı eğitmenlerin Ukraynalı askerlere eğitim vermeyi sürdürdüğünün altını çizdi.

Zaharova, "Tüm bunlar, bölgede güvenliğin sağlanmasına, Donbass'taki çatışmalara çözüm bulunmasına katkı sunmadığı gibi Rus tarafını ciddi şekilde endişelendiriyor. Ukrayna ve NATO ülkelerini histeri boyutuna ulaşan Rusofobik propaganda kampanyasına, askeri hazırlıklara ve Donbass'ta gerilimi tırmandırmaya son vermeye, Donbass'ta istikrarı bozacak eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE DAHA ÖNCE İZİN VERMEMİŞTİ

Türkiye, 2008 yılındaki Osetya krizi sırasında Gürcistan'a yardım için gönderilen 2 ABD hastane gemisinin boğazlardan geçişine izin vermemişti. Pentagon’un Gürcistan’a "insani yardım" adıyla göndermek istediği "USNS Comfort" ve "USNS Mercy" adlı hastane gemileri, Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçmek isterken Türkiye'nin vetosuna takılmıştı. O dönem konuşan bir ABD Dışişleri yetkilisi, "Türkler yardımcı olmadı. Ağır ve tepkisiz davranıyorlar" ifadelerini kullanmıştı. ABD basınında yer alan haberlerde ise Türkiye’nin boğazlardan geçişe izin vermemesi, TBMM’nin 1 Mart 2003 Tezkeresi'ni reddetmesine benzetilmişti.

MONTRÖ BU HAKKI TANIYOR

Yabancı savaş gemilerinin Türk boğazlarında ve Karadeniz'de bulunma kısıtlamalarını Montrö Boğazlar Sözleşmesi düzenliyor. Sözleşme'nin 1018 maddeleri arasında kısıtlamalara ilişkin sınırlar belirlenmiş. Örneğin 14. maddede; "Boğazlar'da transit geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek (tavan) toplam tonajı 15 bin tonu aşmayacaktır" deniliyor. Fakat bu, yabancı savaş gemilerinin daima bu tonajlara uyarak Karadeniz'e girebileceğini göstermiyor. Çünkü Sözleşme'nin 21. maddesinde "Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye'nin, işbu Sözleşme'nin 20. maddesi hükümlerini uygulamaya hakkı olacaktır" denilmiş. 20. madde ise şöyle: "Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir."

Dolayısıyla Türkiye kendisini "pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa", dilediğini yapabilir.

ABD'NİN KARADENİZ'DEKİ FAALİYETLERİ

ABD'nin jeopolitik hırslarından en çok etkilenen bölgelerden biri Karadeniz. 11 Eylül sonrası terörle mücadele konseptinde değişikliğe giden ABD, önce Akdeniz'de başlatılan "Etkin Çaba Harekatı"nı Karadeniz'e genişletmeye çalıştı, ardından 2004 yılında Romanya ve Bulgaristan'ı NATO'ya alarak, bölgedeki gerginliğin fitilini ateşledi. 2008'deki Osetya krizi ve Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakı, bölgede değişen dengelerin ve yükselen gerginliğin en somut göstergesi oldu. ABD'nin Gürcistan ve Ukrayna'daki hamlelerine karşı Rusların net cevaplar vermesi, NATO'nun vites yükseltmesini de tetikledi. 2018 Şubatında toplanan NATO Savunma Bakanları, İttifak’ın Karadeniz’deki askeri varlığını güçlendirmeye yönelik yeni bir tedbir paketi hazırladı. 1112 Temmuz'daki Brüksel Zirvesi'nde de, NATO'nun Karadeniz’deki askeri varlığını artırması kararı alındı. Bu kapsamda devriye ve tatbikat sayısı yükseltildi. Sea Breeze ve Sea Shield gibi isimlerle düzenlenen tatbikatlara katılım sayıları artırıldı. Soğuk Savaş sonrası ilk kez bir İngiliz muhribi, HMS Diamond, Karadeniz’e girdi. Romanya’ya 5 bin kişilik bir NATO gücü ile gözetleme uçaklarının yerleştirilmesi kararlaştırıldı. Bulgaristan, Novo Selo’da ABD’ye yeni bir üs tahsis ederken, ABD Donanması’na ait güdümlü füze destroyerleri ile casus uçaklar da Karadeniz üzerindeki faaliyetlerini yoğunlaştırdı.

Fakat tüm bunlardan daha kışkırtıcı olan adım, 2016 yılında, ABD'nin ilk kez kendi toprakları dışında bir balistik füze sistemini (BMD) Romanya'nın güneybatısındaki Devesul'a yerleştirmesiyle atıldı. Bu sistem, ABD Donanması'nın Aegis sınıfı hava savunma kruvazörleri ile Arleigh Burke sınıfı muhriplerindeki SM2 ve SM3 serisi SAM (hava savunma) füzelerini barındırıyor. Bu füzelerle artık hedeflenenler sadece atmosfer içindeki uçak, güdümlü mermi, cruise (seyir) füzesi ve balistik füzeler değil. Bu sistemle kıtalararası balistik füzeler (ICBM ve SLBM) de atmosfer dışında imha edilebiliyor. İran ve Rusya kaynaklı füzeleri imha için Devesul'a kurulan sistem, Rusya'nın jeopolitik kuşatılmışlığını da ileri safhaya taşımış oluyor. Ne yazık ki Malatya Kürecik’te bulunan AN/TPY2, X Bant arama ve takip radarı da bu sistemle bağlantılı.