Kahramanmaraş'ın kurtuluşunun 102.yılında Kurtuluş Savaşı kahramanları unutulmadı. ‘Maraş bize mezar olmadan düşman gülzar olmaz’ diyen Maraşlılar, 22 gün 22 gece süren direnişin ardından Fransızları kovmayı başardı.

General Kerret, 21 Ocak 1920 Çarşamba günü Pazarcık ve Türkoğlu taraflarında yaşanan çatışmaları konuşma bahanesiyle Maraş’ın mülki amirlerini ve ileri gelenlerini karargâhına çağırdı.  Toplantıya gelenlere ağır hakaretler ve tehditler savurduktan sonra bir Mutasarrıf Vekili Cevdet Bey, Jandarma Komutanı İsmail Hakkı Bey ve Belediye Reisi Bekir Sıtkı Bey gibi birçok kişi alı koyup bazılarını da serbest bıraktı.

Halk ve çeteler General Kerret’in toplantıya çağırdığı kişilerden bazılarını esir alıp bazılarını serbest bırakmasının ardından silahlarına sarıldılar. Maraş Kuvayı Milliye birliklerinin reisi Arslan Bey, durumu haber alınca hemen bir beyanname yayınlayarak halkı Fransızlara karşı koymaya çağırdı. Emrindeki çetelere de savaşın başladığını ilan etti. Böylece 22 gün 22 gece sürecek İstiklal mücadelesi başladı.

22 gün 22 gece süren Maraş İstiklal Mücadelesinde Evliya Efendi’nin ve çetesinin cesareti ve kahramanlığı dillerde destan oldu. Taşhan’ın alınışı sırasında Evliya Efendi şehit düştü. Evliya Efendi gibi Mıllış Nuri, Çuhadar Ali, Medineoğlu Abdullah Çavuş, Berber Ali, Göllülü Yusuf Çavuş ve Dr. Mustafa gibi yüzlerce Maraşlı namus bildikleri vatanları için şehit oldular. Şeyh Ali Sezai Efendi, Vezir Fahı, Karamanlı Fahısı, Kılıç Ali, Paşa Yakup Hamdi Bey, Efsuslu Köşoğlu Süleyman Bey, Andırınlı İbrahim Ağa, Yüzbaşı Kamil Bey, Pişkinzade Ali Rıza Bey, Aşıklıoğlu Hüseyin ve Abdal Halil Ağa gibi yüzlerce, binlerce kahraman vatan evladı, namus saydıkları vatanları için canla başla mücadele ettiler.

“Maraş Bize Mezar Olmadan Düşman Gülzar Olmaz!” diye Maraşlılar, düşmana teslim olmak yerine kendi evlerini yakarak yurtlarını düşmana dar ettiler. Açlık ve soğuğa rağmen teslim olmayan Maraş halkı, “Ya İstiklal Ya Ölüm!” parolasıyla başlattığı kurtuluş mücadelesini 11 Şubat 1920 tarihinde gerçekleştirdi.

Fransız İşgal Kuvvetleri Komutanı General Kerret, elindeki tüm teknik imkâna ve silaha rağmen Türkleri yenemeyeceğini anladı.  11 Şubat gecesi, sahte bir saldırı planı hazırladıktan sonra çekilme kararı aldı. Gece çekiliş sırasında ses çıkarmaması için atların ayaklarına keçe bağlanılması emrini veren General Kerret, soğuğa, açlığa rağmen elindeki kıt kanat imkanlarla savaşan Maraşlılara karşı yenilgiyi kabul etti. 11 Şubat saat 3 buçuk sıralarında askerlerinin bir bölümünü şehirde bırakan General Kerret yanına aldığı 2 bin kişilik Ermeni grubuyla birlikte şehirden çıktı. Fransız askerlerinin Kışlayı ateşe verdikleri haberini alan Arslan Bey, Maraş’ın düşman işgalinden kurtulduğunu anladı. 11 Şubat 1920 sabahında Maraş’ta Türk milleti büyük bir zafer kazandı. Fransızlar, Agop Hırlakyan gibi birçok Ermeni ileri gelenine bile haber vermeden şehri terk edip gittiler. Arslan Bey’in emri ile geride kalan Fransız askerlerine ve Ermenilere iyi davranıldı, hiçbir surette kötü davranılmasına müsaade edilmedi.

Maraş halkının 20 derecede yaklaşık 1 metre yüksekliğindeki karda, tipide açlık ve yokluğa rağmen devrin en iyi silah ve cephanesiyle donanmış Fransız kuvvetlerine karşı kazandığı büyük zafer, mazlum milletlere örnek oldu. Anadolu’da başlatılan Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk zaferi olan Maraş’taki kahramanlık destanı, diğer şehirlere de örnek oldu. Maraşlılar, şehirlerini düşman işgalinden kurtardıktan sonra Antep’in kurtuluşu için yardıma koştular. Antep’in kurtuluşundan sonra Osmaniye’ye yardım ettiler. Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya Meydan Savaşı’nda Maraşlı askerler canla başla vatanları için savaştılar.

TBMM, 1925 yılında Maraş Belediyesi’ne gönderdiği bir yazı ile kurtuluş mücadelesine katılanların isimlerini istedi. Maraş Belediye reisi ve Maraşlı ileri gelenler yaptıkları toplantıda, “Maraş’ın kurtuluşunda tüm Maraşlılar savaşmıştır! Maraş’ın her ferdi kahramandır!” cevabını verilmesi kararı alındı. Bunun üzerine TBMM, 5 Nisan 1925 tarihinde Maraş şehrine İstiklal Madalyası verdi.

Maraş’ın Kahramanlık destanı unutulmadı ve daha sonra yine Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 7 Şubat 1973 tarihinde Maraş’a “Kahraman” unvanı verildi.

MARAŞ KAHRAMANI ARSLAN BEY

Arslan Toğuzata, TBMM 1. Dönemi için yapılan milletvekilliği seçimlerinde Maraş milletvekili seçilen Mehmet Hacıhaliloğlu’nun istifası üzerine milletvekili seçilmiş, fakat Maraş ve Antep bölgesindeki millî savunmaya katılması ve millî kuvvetlerin komutanlığını yapması dolayısı ile Meclis’te önemli bir faaliyet gösterememiş polis kökenli bir milletvekilidir.

Arslan Toğuz, 1886’da Kahramanmaraş ili Göksun ilçesi Fındıkköyü’nde doğmuştur. 18581859 yıllarında Çerkesya’dan göç etmiş Toğuzata aşiretinin Maraş bölgesine yerleştirilen bir boyuna mensuptur. Babası Jandarma Çavuşu Çerkes Hasanbeyzade Abdullah Efendi’dir. İlk ve orta öğrenimini Elbistan'da tamamladıktan sonra, 1898 yılında yine Elbistan’da medrese tahsilinde bulunmuş ve Arapça öğrenmiştir. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra 1908’de Halep’e giderek polislik mesleğine girmiştir. Bir süre Polis Okulunda görev yaptı. Kısa sürede gösterdiği başarı üzerine komiser muavinliğine, iki sene sonra da başkomiserliğe terfi ettirilmiştir.

I. Dünya Savaşı sırasında Trablusşam Polis Başkomiseri ve sahil casusu mücadelesi vazifesinde iken, 1918 Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlı Devleti’nin yöreden çekilmesi üzerine Maraş’a dönmüştür. Maraş’ta Fransız işgaline karşı Müdafaai Hukuk teşkilatını kurarak millî kuvvetlerin komutanlığını üstlenmiştir. Maraş Müdafaai Hukuk Teşkilatı Kayabaşı ve Şekerli heyetlerinin birleşmesi ile merkez heyeti teşkilatını oluşturmuş ve sonra yapılan seçimle heyette Arslan Bey Reisliğe, Refet Hoca II. Başkanlığa, Faik Bey Katipliğe, Hacı Nuri de Veznedarlığa getirilmiştir. Arslan Bey Maraş’ta Türk halkına önderlik yaparak işgal kuvvetlerinin ağır bir yenilgiye uğramasını ve kaçmasını sağlamıştır. Maraş’ın kurtuluşundan sonra Arslan Bey milletvekili seçilmesine rağmen Ankara’ya gitmeyerek, Antep ve İslahiye cephelerinde teftişlerde bulunmuştur. Meclisteki Maraş milletvekillerine askerî konularda bilgi vermiştir. Maraş Heyeti Merkeziyesi adına Mustafa Kemal’e çekilen telgrafla Arslan Bey’in izinli sayılması istenmiş, bu talebin kabulüyle Adana Cephesinde de görev yapmıştır.

TBMM’nin I. Döneminde Maraş milletvekili seçilen Mehmet Hacıhaliloğlu’nun istifası üzerine boşalan Maraş milletvekilliğine 17 Mayıs 1920’de Arslan Bey seçilerek 4 Haziran 1920’de TBMM’ye katılmıştır. Ancak, Maraş mutasarrıflığı ve Adana Cephesi Komutanlığının gördüğü lüzum üzerine TBMM’nin kararıyla 14 ay izinli sayılarak, tekrar Güney Cephesi’ne gönderilmiştir. Cephedeki görevinin bitmesi üzerine Kasım ayı sonunda Meclis’e gelerek görevine başladı. Meclisin son toplantı yılında PTT Komisyon çalışmalarında bulundu.

I. Dönem’de milletvekilliği sona erince, yeni yapılan seçimlerde aday olmadı. Adana’da ticaretle uğraştı. Daha sonra Göksun ilçesinin Büyükçamurlu köyünün Meryemçil Yaylası’nda çiftçilikle uğraştı. Orayı sattıktan sonra da Göksun ilçesinde halen ismi ile anılan Arslan Bey Çiftliği’nde uzun bir süre yaşadı. 1946 yılında Maraş’a yerleşti. Pazarcık’ta çiftçilik yaparken 7 Haziran 1963’te vefat etti.

Arslan Bey, Millî Mücadele’de gösterdiği başarılardan dolayı KırmızıYeşil Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Arslan Bey’in üç çocuğu bulunmaktaydı.