G20 Zirvesi için Japonya’ya giden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Mukagawa Kadın Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada “Japonya’daki 80 kadın üniversitesini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız” demiş, Ankara’daki 8.Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni’nde ise konuyu tekrar gündeme getirerek YÖK Başkanı’na “Çalışmanı buna göre yap” talimatı vermiştir. Cumhurbaşkanı, Japonya’daki kadın üniversitelerini “Sadece kızlardan oluşan üniversite. Kreşten alınıp ilkortaliseüniversite olmak üzere farklı bir yapı oluşturmuş durumdalar.” şeklinde tarif etmiştir.

Kadın Üniversiteleri, 1900’lü yılların başlarında Japonya’da karma üniversite teklifinin kabul görmemesi nedeniyle, kadınların da yükseköğrenim alabilmesi için kurulmuş, sonrasında ise karma yükseköğretim kurumları açılmıştır. Ayrıca bu kuruluşlar, daha çok geleneksel olarak kadınlara atfedilen konularda eğitim verdiği görülmektedir. Üstelik Japonya'nın kadına verdiği değer ortadadır, toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamalarında en altlardadır.

Ülkemiz Japonya değildir. Türkiye'de Kadın Üniversitelerine ihtiyaç yoktur. Kadın ve erkek birlikte okuyabilmekte, çalışabilmekte, yaşayabilmektedir. Cumhuriyet Devrimi ile aydınlanmış Türkiye, cumhuriyetin ilanından hemen sonra Tevhidi Tedrisat kanunu ile karma eğitimi uygulamaya sokmuştur. 1973 yılında çıkarılan Temel Eğitim Kanunu kapsamında Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri halen yürürlüktedir. Bu 14 ilkeden biri “Karma Eğitim”dir. Kız Liseleri, erkek liseleri ülkemizde de hizmet vermiştir. Karma eğitime geçerken bu liseler toplumu geliştiren bir ara formül olarak değerlendirilmelidir. Tek cinsiyetli eğitimin sosyalleşmeye, karşı cinsiyeti tanımaya, yaşamıyla ilgili doğru ve gerçekçi kararlar vermeye engel olduğu bilimsel bir gerçektir. Toplumu kadın ve erkek diye ikiye bölmenin, kadınları da "Kadın Üniversitesine giden ve gitmeyen kadın" olarak parçalamanın tehlikeli sonuçları olacaktır.

ABD'de de kadın üniversitelerine rağbet giderek azalmaktadır. Dünyanın en başarılı üniversiteleri arasında ise Kadın Üniversitelerinin adı geçmemektedir. Teşvik edilmesi gereken, kadınların ayrı üniversitelere değil, en iyi üniversitelere gitmesidir. Çöken bir sistemi Türkiye'de uygulamak, tarihi geriye sarmak demektir.

Kadınların ayrı ortamlarda eğitim görmesine en az kadınlar kadar erkekler de karşı çıkmalıdır. Çünkü bu anlayış, bütün erkeklerin kadınlar için tehlikeli olduğunu varsayar.

Anayasanın eşitlik ilkesine ve Türk eğitim sisteminin temel ilkelerine açıkça aykırı olan Kadın Üniversitelerini istemiyoruz.

Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak başlattığımız bu kampanyaya bir imzayla siz de destek olun.