Bursa’nın en büyük tatlı su kaynaklarından biri olan ve etrafında çok sayıda tarım arazisinin olduğu İznik Gölü’nde Siyanobakteri artışı yaşanıyor. Maviyeşil algler olarak tanınan siyanobakteri tabakası göl yüzeyini kapladı. Göldeki su düzeyinin azalması, su sıcaklığının yükselmesi ve çevredeki tarım arazilerinde denetimsiz gübre tüketimi ile atıkların fosfor ve azot oranını artırması nedeniyle göl dibinde tespit edilen Alg tabakası su yüzeyine çıktı. Fotosentez ile beslenen bir plankton bitki türü olan siyanobakterinin, göl dibinde yeterli oksijen olmaması nedeniyle göl yüzeyine çıkması, gölde yaşam sürdüren canlılar amacıyla de risk oluşturuyor. Göl tabakasının siyanobakteri ile kaplanması sebebiyle, yeterli oksijeni almayan canlıların yaşamları riske giriyor. Toplu Balık ölümleri de bu tehlikeler arasında bulunuyor.
NUMUNELERİN ANALİZ SONUÇLARI ÇIKANA DEK YÜZMEK YASAK

Öte yandan göldeki siyanobakteri artışı, günlük hayatı da olumsuz etkiliyor. İl Sıhhat Müdürlüğü doğrultusunda alınan kararla, Büyükşehir Belediyesi doğrultusunda göl kenarsında tespit edilen halk plajlarına, göle girmenin geçici olarak yasaklandığını bildiren tabelalar konuldu. Gölden alınan numunelerin analiz neticeleri çıkıncaya kadar İznik Gölü’nde yüzmek yasaklandı
'İNSAN SAĞLIĞI HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR'

Alg patlamasının her sene yaşandığını fakat bu sene daha yoğun olduğunu dile getiren esnaf Bekir Uslu, “Senenin beli mevsimlerinde sıcaklığın yükselmesi ile birlikte, polenlerin suya dökülmesiyle birlikte derhal derhal her sene oluyor. Ama bu sene biraz daha çok oldu, inanıyorum ki bu önümüzdeki zamanlarda yağmurlardan sonra kenara vurmalardan sonra bunu temizlenebileceğini düşünüyorum. Göle girmenin yasaklanması çok iyi oldu. İnsan sağlığı her şeyden evvel gelir. Buradan alınan bilgiler lüzumlu yerlere ulaştı. Numunelerden alınan neticelere göre inşallah temiz çıkar. Bu gölün suyu sodalı. Kendini onaracağını düşünüyorum. Dün daha yoğundu, kenar komple köpükle kaplıydı. Çok büyük köpükler vardı kenarda. Bugün biraz daha parçalandı sanki. Önümüzdeki 34 gün içerisinde tamamıyla yok olacağını düşünüyoruz” dedi.