'İstanbul Barosu Başkanı Durakoğlu'na bu mesajları silah zoruyla mı attırdılar?'

Babacan'ın serveti, Lütfi Türkkan'ın serveti, Buğra Kavuncu'nun serveti, CHP'nin en önündeki ononbeş ismin serveti, Yılmaz Özdil gibi ismi öne sürülen muhalif yazarların servetleri ve ünlü spiker Fatih Portakal'ın dünyalığını yapmış olması ve muhalefet diye önümüze koyulan Halk TV'nin İngiliz patronunun serveti ve dünyaca ne olduğunu bilinen Fox TV, nicesi?

Sayıları zihninizde çoğaltıp tamamlayın, soru şu, ülkenin aç yoksul işsiz ekonomik sorunlarıyla çaresizleşip sesi kesilen milyonlarca insanın siyasi kavgasını bu hali vakti pek yerinde bu muhalif yazarlar, spikerler, yayınevleri, siyasiler mi (vs.) verecek?

Burada bir sosyolojik bozukluk yok mu?

Yazının ikinci bölümünde, ancak, bu hesapları pek şişkin bu muhalif kahramanların(?) yanıbaşında sıradan insanlar gibi temiz dürüst gıli gılina ancak yaşayabilen yüzlerce tertemiz vatansever yazarın da olduğunu... Ancak bu temiz vatanseverlerin, dekoratif süs çiçeği bu öne çıkartılan isimlere meşruiyet kazandırmaktan öte gidemediğini vs. anlatıvermiştim.

Politika yapıcı olarak, kanaat önderi olarak, en temel siyasi kararların uygulayıcıları ve topluma kabul ettirilmesi konusunda öne çıkartılan yazar ve spikerlerin neden hep 'zengin' bir güruhtan oluşturulmasında bir tuhaflık olup olmadığını yazıverdim.

Yani ordu komutanlarıyla piyadeler farklı hayatlar yaşıyor, komutanların tuzu maşallah pek kuru.

Ancak etraflarını dolduran alt kadrolar sizlerbizler gibi ekonomik olarak sınırda yaşayan insanlar.

Ve ama büyük politik kararları, diyelim CHP'nin ittifak için özerklik sözü vermesini öne çıkartılan bu zengin komutanlarla kitlelere kabul ettirildiğini dilimiz döndüğünce söylemeye çalıştık.

İktidarmuhalefet bir toplam alırsak, siyasi kavga veren iktidarıyla muhalefetiyle öne çıkartılan isimlerin alayı 'servet' sahibi. Neden?

Servet sahipleri birileriyle çıkarları konusunda daha kolay mı anlaşıp işbirliğine girebiliyor?

Ve ülkenin toprak bütünlüğünden taviz verilmesinde dış güçler bu servet sahipleriyle daha kolay mı anlaşıyor? Yoksa hepsinin bir yetersizliği bir açığı olması kafa kola alınmalarında rahatlık mı sağlıyor?

Velhasıl, bu iktidarmuhalefet yapılanması içinde politik karar alıcı olarak neden 'vatansever' 'cumhuriyetçi' isimlere hiç rastlanmıyor, bir tesadüf mü?

Oysa tarih ve sosyoloji bize, açlık çekmiş, dara düşmüş, hakkı yenmiş, parasız pulsuz kalmış, ümmüğü sıkılmış, dışlanmış, kovulmuş, su bile verilmemiş, kendisi gibi yoksul insanlarla kurulu sivil kurumlar içinde hesabını vere vere yetişmiş, öğretmen, mühendis, vs. insanların yolsuzluğa batmış iktidarlara karşı daha sahici amansız çok sert bir siyasi savaş verdiğiniverebileceğini göstermiştir.

(Yeniçeri ocağına alınan gençlerin ilk gün önlerine yemek konulur, 'gençlerden kim yemeğe kurt gibi saldırıyorsa, yemeğe kurt gibi saldıran savaşta da atak saldırgan olur' denir ve askere alınır. Kurt gibi aç, kurt gibi saldırgan kurt gibi tek başına insanlar düşman ordularını paramparça eder. Tam tersi, karnı doymuş insanlar daha ehli keyif daha sakin dahi uzlaşmacı olurlar.)

Kimin kanı dökülüyorsa, kim açlık çekiyorsa, iktidarın zulmüne kim uğruyorsa muhalefetin karar alma mekanizmalarında da bu insanların olması şarttır, ama değil?

Okuyucularımızdan gelen yeni sorular üzerine bu şaşırtıcı ve çok çarpık eşyanın ve siyasetin varlığına yapısına çok ters bu muhalif düzenlenme karşısında yeni sorular soralım.

An itibariyle ülkemizde sahne alan sağlısolluİslamcı siyasi ve sivil yapıların alayının ittifakla en nefret ettikleri baş düşmanlarıasıl düşmanları kimlerdir?

Mesela İyi Parti'nin kimlerin tasfiye ettiği kimleri kadrolarında tuttuğuna dair uzunca bir örnek ister misiniz? Vatanseverlerin cumhuriyetçilerin tepe yönetimden dışlandığı açıktır, örnek mi istiyorsunuz? Peki Babacan'ın partisi en çok hangi kesimden nefret ediyor, yine vatansever ve cumhuriyetçiler! Peki Davutoğlu en çok kimden nefret ediyor, yine vatansever ve cumhuriyetçiler? Peki Fetö en çok hangi kesimden nefret ediyor, vatansever ve cumhuriyetçiler! Peki Menzilciler en çok hangi kesimden nefret ediyor, vatansever ve cumhuriyetçiler. Liberaller bu topraklarda en çok kimden nefret ediyor, vatansever ve cumhuriyetçiler? Peki PKK en çok hangi kesimden nefret ediyor, vatansever ve cumhuriyetçiler! Peki başta AKP ve altındaki irili ufaklı cemaatler ve İslamcı yapılar bu topraklarda en çok kimden nefret ediyor, vatansever ve cumhuriyetçilerden.

Yeni CHP'de, 'buradan Atatürkçüleri temizleyeceğiz' lafını kulaklarımla duymamım üzerinden çok geçmeden ve sonra olup bitenlere de sizler şahitsiniz, ekranlarında ön kadrolarında kimler var? 'Askeriye içinde burada son Atatürkçü de tasfiye edilene kadar mücadele edeceğiz' diyen Menzilci ağızlara çokca şahit olduk hiç biri sır değil.

Ey okuyucu, uzaktan, taşradan bakınca, Atatürkçü, vatansever, cumhuriyetçilerin süs dekorasyon olarak kullanılması kafanızı karıştırıyor olabilir, bu 'muhalif yapılar'ın içine girdikçe yeni şekillerini isim isim önümüze koydukça bu yapılar için en büyük tehlikenin vatansever ve cumhuriyetçiler olduğunu siz de görürsünüz görüyorsunuz.

Ülke dışına çıkın, 1. Dünya Harbi'nden bu güne. Bugün dahi koloni bakanlığı gibi çalışıp raporlar hazırlayan yabancı düşünce kuruluşları, fonları, hangi büyük ülkeden olursa olsun ülkemize siyasi ayarlar yapan Amerika, İngiltere, Fransa'nın bu topraklarda en çok dışlamaya, siyaset dışına itmeye çalıştığı baş düşmanları yine vatansever ve cumhuriyetçilerdir, eksik yanlış bir şey var mı, bir itirazınız varsa, söyleyin, koloni bakanlığı gibi çalışan bu düşünce kuruluşları ve fonlarının yakın tarihte bu yapıların hepsini aynı amaç etrafında defalarca yanyana getirdiği bir gerçek.

İsmailağa'dan Menzil'e liberallere Fetö'ye Furkan cemaatinden PKK'ya Babacan'a Davutoğlu'na ve Yeni CHP'sine vs. falan gazetesi falan kanalına kadar ortak ittifakla baş düşmanlarının vatansever ve cumhuriyetçiler olduğu gerçeği bir sır değildir. Bu siyasi yapıların merkezi yapıları ve sözleri görüşleri, Youtube kanalları, dergileri, ideolojileri, politikaları apaçık ortadadır.

Sözü Belarus'a getirerek daha net söyleyeyim, bir tarafta diktatör diğer tarafta muhalefet. Soroscu ve Batılı tezgahlar arasına sıkışmış Belarus halkı. Şüpheniz olmasın Belarus'ta da bizim gibi sadece ülkesi için çırpınan kitleler çoğunlukta, ancak, orada da başka bir ülkede de iyi takip edin, vatanseverler siyaset sahnesinin dışına çoktan itilmiş. Düşünce kuruluşları yabancı fonlar kimileri öne çıkartıp kimileri elemek için kırk uzun yıldır alt yapı çalışmalarını çoktan yapmış kendi şirin muhaliflerini çoktan öne çıkartmışlar.

Batı, para babaları, düşünce kuruluşları, Batı'nın kuklası Fetö, PKK gibi, kuruluşu temeli tezgah kolpa Menzil gibi İslamcı yapılarla holdinglerle liberallerle yeni CHP'nin ortak noktası, ne acayip değil mi, vatansever ve cumhuriyet düşmanlığıdır.

Aksini iddia eden var mı, çıksın meydana hesaplaşalım, isim isim parti parti cemaat cemaat ortaya koyup kapılaşalım.

PKK'yla yeni CHP'yi Menzil'le Fetö'yü Babacan'la Abdullah Gül'le, İyi Parti'yle falan gazeteyle filan muhalif kanalla filan öne çıkmış kahraman muhaliflerinin alayı neden büyük politik kararlar alınma evresinde vatansever ve cumhuriyetçi düşmanı. Kimi sinsi yapıyor kimi açık. Kimi gizli tasfiye ediyor kimi meydan okuyarak, ama sonuç, hepsi ülke toprağını kumar masasına pazarlık masasına yatırabilecek kıvama ittifaka pekala geçmişte geldiler yine geliyorlar.

Kimi göstere göstere yapıyor kimi Atatürk ismini kuşları balıkları ürkütmemek için şimdilik kürekleri aheste çekerek yapıyor, ama sonuç?

Bu topraklarda ittifakla en büyük düşman? Vatansever ve cumhuriyetçiler!

Batının arzuladığı kıvam: HacivatKaragöz oyunu, Batının zevkle sahnelediği kukla oyunu, sadece ülkemizde değil bütün sömürge ve etki alanlarında halkı bu iki ucu boklu değnek kırk katır mı kırk satır mı baş başa bırakmak.

Ve tereyağdan kıl çeker gibi yapıverirler, sizce de hem PKK'nın hem Menzil'in hem de yeni CHP'nin ve hem de İyi Parti'nin ortaklaşa ittifakla anlaştıkları en büyük tek düşmanlarının vatansever ve cumhuriyetçiler olması ne anlama geliyor?

Vatanseverler bu çağda size ekmek yok!

Milli devletten, kamu politikalarından konuşanlar size zırnık imkan sahne siyaset şansı hiç yok.

Ve bu apaçık ülke gerçeğini her bir yazar siyasetçi bildiği halde neden konuşmuyor?

Çünkü fonlanan desteklenen kafa kola alınan holding, yayınevi, servet sahibi yazarlar ve spikerlerle bütün yollar kesilmiş, bütün sivil kurumlar işgal edilmiş. Kim aykırı karşı bir şeyi hangi kanalda hangi gazetede dile getirebilir?

Tek tek isimlerini ekrandan vermek kaydıyla bahsi geçen bu yapıların vatansever ve cumhuriyetçi düşmanlığında ittifak halinde olduğunu ispat zor bir mesele değil. Mesela bir küçük tüyo verelim. PKK'ya özerlik sözünde bu yukarıdaki yapıların hepsi daha önce de şimdi de 'anlaşma' halindedir.

Yani bir güç, özerkliğe yanaşmayan yanaşmayacak yanaşma ihtimali hiç olmayan vatansever ve cumhuriyetçileri kırk uzun yıldır siyaset sahnesinin dışında tutmak için epeyce uğraştı.

Yeni muhalifler yeni kanallar yeni kahramanlar buldu, hatta vatanseverleri adı pek meşhur Atatürkçü dernekler ve kadın derneklerini kendi siyasetlerine razı etti, ya da bu dernekleri manipüle edip karıştırıp omurgalarını kırdı ve hepsinin rızasını alıp yeni tezgahlara kullanışlı hale getirdi.

Koloni Bakanlığı gibi çalışan Batı'nın düşünce kuruluşlarısiyasi organlarının özellikle küreselleşmeyle birlikte ilk hedeflerinin sadece ülkemizde değil sömürgelerietkileri olduğu bütün coğrafyalarda ilk büyük yoketme hedeflerinin vatansever ve cumhuriyetçiler olduğu açıktır. Bu yüzden düyanın bir çok sömürge ülkesinde milli hareketlerin bir daha doğrulup başını kaldırma imkanları dahi kalmamıştır, örnekleri çoktur. Milli ve yerli omurgaya, yani milli ve yerli tavizsiz eyvahlahsız aydınlarını çürütmek etkisizleştirmek siyasetten düşürmek için bütün coğrafyalarda harekete geçtikleri ve sonunda iktidarı ve muhalefeti pazarlıklarına yanaşacak şekilde dizayn edip başardıkları aşikardır.

Aklınız yatmadı mı, bir de kendiniz test edin.

Halk TV ve Fox TV'nin zengin patron ve spikerleri, Fetö'nün libarellerin ve Menzil'in ve İslamcıların zengin yazar ve patronlarını, yeniden dizayn edilen güya milliymiş yapıları, bir şekilde siyaseten uzlaştırıp biraraya getiren hangi güçse, vatanseverlerin siyaset sahnesinde ipini çeken de aynı güç'tür.

Bugün hangi bayramı kutluyoruz, güya, 30 Ağustos Zafer Bayramını, ne olmuştu, niçin kutluyorduk bu bayramı.

Rüyalara hayallere masallara süslü laflara dekorasyon malzemesi sözde milli görünen yazarlara siyasetçilere kanmayın, gerçeğe dönün.

Kimseden emir almadan kimsenin adamı olmadan kimseye yanaşmayan hangi kanalınız hangi partiniz hangi sivil kurumunuz var, söyleyin. Tek tek yeni yapıları ve söylemleriyle isimleriyle biz de ortaya dökelim anlatmayı hatırlatmayı sürdürelim.

Harbi olun, başımıza ne gelecekse geldi artık, kemikleriniz kırılmış omurganız dağılmış, daha hangi korkular içindesiniz, korkudan ıslık çalmayın, ağız burun bükmeyin, lafı dolaştırmayın.

Ülkeniz kuklalar oyununda kaybolmuş.

Milli değerleriniz milli tarihiniz milli servetleriniz milli madenleriniz dağlarınız meclisiniz yaylalarınız hep bu kukla oyunuyla hokus pokus elinizden alındı.

Gelin İyi Parti'nin programını yeni CHP'nin yeni programını Babacan'ın Davutoğlu'nun Fetö'nün Menzil'in deklare ettikleri niyet ve programlarını deşe deşe satır satır bir daha okuyalım, mesela, ülke toprağını pazarlık etmeyen kim kaldı?

Fonlananlar desteklenenler öne çıkartılanlar şöhret edilenler servet sahibi yapılanlar vs. neden hep yoksulluk acı çekmemiş tıynetsiz pek kullanışlı emmeye gömmeye gelir insanlardan oluşuyor?


veryansıntv