HSK Birinci Dairesi, eski korgeneral 'in darbe girişimi davasında aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldıran, beraatine ve tahliyesine karar veren  20. Ceza Dairesi heyeti hakkında resen inceleme başlattı ve sonrasında 'cü İyidil'i koruyan Hulusi Gül, Çorum'a tayin edilmekte yetinildi. Gül'ün isminin  gecesi ’da darbenin başarılı olması durumunda kurulacak “Sıkıyönetim Komutanlıkları”na atanacak ve darbe sonrası kurulacak askeri mahkemeleri yönetecek isimlerin listesinde yer aldığı ortaya çıktı. 2015 yılında Genelkurmay ’e gelen bir epostada da bir akrabasının Gül hakkında "FETÖ'cüdür" uyarısı yaptığı biliniyor. İyidil'i serbest bırakan ve hakkında birçok FETÖ dosyası bulunan Gül, hala görevde!.

HSK Birinci Dairesi, eski korgeneral 'in darbe girişimi davasında aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldıran, beraatine ve tahliyesine karar veren  20. Ceza Dairesi heyeti hakkında resen inceleme başlatmış, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi Başkanı Gül Çorum'a, Daire üyeleri Tural Eskişehir'e, Karakoç ve Akdere Konya'ya tayin edilmişti.

'cü Metin İyidil'i adeta koruyan ve kaçmasına yardım edecek bir karara imza atan hakim Hulusi Gül'ün sadece tayin edilmekte yetinilmesi tepkilere yol açtı. Öyle ki Gül'ün hakkında birçok FETÖ dosyası mevcut..

HSK'YA FETÖ'DEN ŞİKAYET EDİLDİ!
Tepkilere neden olan kararın altında imzası bulunan Gül hakkında, daha önce HSK'ya şikayet dilekçesi sunulduğu öğrenildi. Eski askeri savcı  tarafından sunulan şikayet dilekçesinde Gül'ün FETÖ'cü olduğu savunuldu. Çelik, askeri savcı olarak görev yaptığı 2008 yılında FETÖ soruşturması başlattığını, bunun üzerine örgütün kendisini hedef aldığı ve mesnetsiz iddialarla hakkında davalar açıldığı belirtti.

RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK
O dönem sivil yargıya gönderilen tüm davalardan beraat ettiğini ancak "Resmi evrakta sahteciliğe azmettirme" suçundan açılan davanın sivil bir suç olmasına rağmen Askeri Yargıtay'da kaldığını ve FETÖ'cü üyelerin görev yaptığı daire tarafından yargılandığı aktaran Çelik, "Bu heyetten kurtulmak için tek şansım dosyanın sivil yargıya gitmesiydi. Bu nedenle kumpastan kurtulmak amacıyla emeklilik hakkımı kazanmamış olmama rağmen istifa ettim. Ancak görevsizlik kararı yerine yargılamaya devam edilerek mahkumiyet kararı verildi" dedi.

GÜL DE O HEYETTEYDİ
Kararın daha sonra Askeri Yargıtay Daireler Kuruluna geldiğini ve bu Kurula da Hulusi Gül ile Aslan Duru'nun atandığını söyleyen Çelik, "Mahkumiyet oy çokluğu ile onandı. Bu karara karşı başvurum üzerine Anayasa Mahkemesince oy birliğiyle hak ihlali kararı verildi. Yargıtay'da yeniden yapılan yargılama neticesinde beraat ettim" dedi.

FETÖ KUMPASININ ANA AKTÖRLERİ ARASINDA
Çelik, HSK'ya sunduğu şikayet dilekçesinde şu ifadeleri kullandı: "O tarihte her şey çok açık ve saflar netti. Hulusi Gül o zaman binbaşıydı ve tereddütsüz FETÖ grubundaydı. Tanık olarak verdiği ifadesinde de anlaşılacağı üzerine tüm hayatını FETÖ'cülerle geçirmiştir. Bu itibarla bana yapılan inkar edilmez ve saklanamaz FETÖ kumpasının ana aktörleri olan Hulusi Gül, Özcan Ersayın, Aslan Duru ve İlker Uçlu'nun FETÖ üyeliği ve bana karşı işledikleri memuriyet görevini kötüye kullanma ve sair suçlardan yargılanmaları için haklarında soruşturma kararı verilmesini saygılarımla arz ve talep ediyorum."

ADI SIKIYÖNETİM LİSTELERİNDE
 gecesi 'da darbenin başarılı olması durumunda kurulacak "Sıkıyönetim Komutanlıkları"na atanacak ve darbe sonrası kurulacak askeri mahkemeleri yönetecek isimlerin listesi bulundu. Independent Türkçe'nin haberine göre, güvenlik güçleri açısından darbe girişimini akamete uğratan "en önemli ilk delil" olarak kabul edilen bu listelerde bu gün yargıdaki tartışmaların odak noktası haline gelen Hulusi Gül'ün de ismi vardı.

AKRABASINDAN "GÜL FETÖ'CÜ" EPOSTASI
Oda TV, 2015 yılında Genelkurmay 'e bir eposta geldiğini yazdı. Bu epostada Hulusi Gül'ün akrabası olduğunu iddia ettiği "gerçek veya sahte" bir isim, Gül'ün FETÖ üyesi olduğunu iddia ettiğini yazdı.

İddiaya göre epostada "Yargıtay'a seçilmesinde de hep abilerinin yardımı ve etkisi oldu. Yargıtay'a seçildikten sonra ise kendisine kolay kolay zarar verilemeyeceğini düşünerek, daha rahat yaşamaya başladı. Çocuklarının ikisini de kreşten itibaren Ankara Sincan'daki paralel koleje gönderdi. Bu konuları kendisiyle birkaç defa görüşmeme rağmen hala çocuklarını almamıştır" deniliyordu.

.