Av. İzzet Uludağ yazdı
Özellikle son yüzyılda, emperyalizm çağında ne kadın için ne çocuk için ne de insanlık için en küçük bir yarar sağlanamamıştır.
Özellikle son yıllarda emperyalist Batı'da, özne olmaktan çıkartılarak bir nesne, bir meta durumuna indirgenen kadın ve çocuklar, cinsel obje olmanın ağır sonuçlarına ve yıkıcı faturalarına maruz kalmışlar, bunun sonucunda EMPERYALİST BATI'da sistemle birlikte insanlık da çökmeye başlamıştır.
Uyuşturucu ve seks ticareti, bu çöküşün aracı ve tek mutluluk kaynağı haline getirilmiştir.
NETFLİKS ve diğer platformlar, filmler, diziler, bu insanoğlunu tanınmaz bir noktaya iten çöküşün araçları olarak kullanılmaktadır.
İstanbul sözleşmesi, işte bu çöken Batı'dan mazlumların ülkelerine, toplumları dağıtmak üzere sözüm ona kadın haklarını (!) savunur görünerek, zehiri şekere bulayarak gönderilmektedir.
Onlar çökerken Doğu'nun mazlum milletlerinin de çökmesi için bu bombayı toplumlarımızın ortasına bırakılmıştır.
Bağımsızlık mücadelesi, bu çöküşe de son verecektir.
Kadın ve çocuğu, hakkı olan yere, Atatürk'ün 100 yıl önce başlattığı, epey de yol aldığımız onurlu yerine taşıyacaktır.
İstanbul Sözleşmesi'nin kadın cinayetlerini önleyebilecek sihirli bir gücü yoktur.
Katolik kilisesi rahiplerinin yüzlerce çocuğa uyguladıkları tecavüzleri ve EMPERYALİST Batı'da bütün toplumlarda yaşanan çürümüşlüğü ve işlenen sayısız kadın cinayetlerini önleyemediği gibi!
Biz 6284 Sayılı Kanun ve bu kanun çerçevesinde çıkartılacak uygulamalar vb halkçı, kamucu, sosyal, kültürel ve ekonomik önlemlerle kadın cinayetlerini mümkün olduğunca engellemeye çalışacağız.
Şunu da çok iyi biliyoruz ki;
Kadın cinayetlerinin kökü, ancak bağımsız, kamucu, halkçı, devletçi ve özgür bir ülkede tamamen ortadan kaldırılacaktır.