Profesör Doktor Süleyman Pampal, "Türkiye'de deprem riski en yüksek yerler neresi?" sorusuna çok çarpıcı yanıtlar verdi.

İstanbul ve Ankara'yı deprem konusunda açık açık uyardı.

"Ankara deprem tehlikesi yüksek alanımız" diyen Pampal, "Ankara aslında dört bir tarafından deprem yaratma potansiyeli olan faylarla çevrelenmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

"ASIL TEHLİKE BİNALAR"

Pampal, "İstanbul'daki asıl tehlike binalar, 50 bini hasara uğrayacak" açıklamasını yaptı.

Uzun zamandır bu faylarda yüksek ölçekli bir deprem yaşanmadığına dikkati çeken Pampal, "Büyük bir deprem kapıda. Yani kuzeyindeki kuzey Anadolu fayına 80100 kilometre hemen güneyinden Niğde'den Bor'dan başlayıp Aksaray Şereflikoçhisar üzerinden Haymana ve Ankara'ya kadar gelen Tuz Gölü fayı uzun yıllardır enerji biriktiriyor. 7 ve üzeri deprem üretme kapasitesi var. Hemen batısında Eskişehir fay zonu var. Ankara'ya 70 km. Yani 50 km'ye kadar Kırıkkale fayı var" ifadelerini kullandı.

"İSTANBUL DEPREMİ BANA GÖRE GELİYOR"

Peki, deprem riski sadece Ankara'da mı? Aslında tüm Türkiye faylarla çevrili.

Pampal, "İstanbul depreminin bana göre artık tetiklenmeye filan ihtiyacı yok. 250 yıllık tekrarlanma süresini doldurdu. 1866 depremini yaratan orta Marmara fayı kırılmak üzere. İstanbul depremi geliyor yani" dedi.

Süleyman Pampal sözlerini şöyle devam ettirdi:

KÜÇÜK DEPREMLER BÜYÜK DEPREMLERİN UYARICISI MI?

"Batı Anadolu Bölgesi kıpkırmızı... Yani Ege graben sistemi diyoruz. İzmir fayı… Büyük Menderes Küçük Menderes grabenlerini oluşturan faylar Gediz grabebini oluşturan faylar kıpır kıpır sürekli denizin içinde dışında 45 büyüklüğünde depremler oluyor. Burada da ayladır 45 büyüklüğünde depremler oluyordu en son 4.6 deprem olmuştu. Kuzenim aradı dedi ki; 'Küçük depremler büyük depremlerin enerjisini azaltıyor galiba' dedi. Dedim ki; aman öyle bir yanlışa düşme. Bu sizi uyarıyor. Tali fay kırılıyor bölgenin çatırdadığını, hareket ettiğini gösterdiği için büyük depremin geleceğini haber veriyor. Küçük depremler büyük depremlerin uyarıcısı mı? Evet. Kütür kütür kırılıyor aletlerde onları kaydediyor."

İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara, Ege... Ama İstanbul bambaşka bir sorunla daha karşı karşıya.

Profesör Doktor Süleyman Pampal, "İstanbul'un yapı stoku çok çok kötü. O deniz kumu, çakılı o kadar kötü ki o tuz çimentonun tutucu özelliğini anormal etkiliyor. Ayrıca deniz kumu çakılı yuvarlak olur o yüzden çimento onu bağlayamaz denizden çıkarılan kimyasallı toprak onlar. Çimentonun özeliklerini bozan şeyler! Beton kalitesinin çok düşük olduğunu, korozyonun olduğunu görüyoruz. Büyük yapı stoku ve yaklaşık 50 bin binanın hasara uğrayacağı düşünülüyor" yorumlarında bulundu.

TSUNAMİ RİSKİ

Pampal şunları ifade etti:

"Kuzey Anadolu fay hattı ile Doğu Anadolu fay hattının kesişiminde bulunan ve 100 yıl içinde 20 depremle sarsılan Erzincan ve Bingöl bölgesinde de risk yüksek. Su fayı kırılabilir KarlıovaErzincan arasında bir deprem veya MalatyaElazığOvacık fayı kırılabilir bir deprem yaratabilir. Bingöl'ün kuzeyi güneyinde sismik boşluk var onlardan biri dolabilir. Hatay'ın çevresinde tehlike yükseldi yani bu iki depremin kırıldığı bölgelerin sınırında tehlike ve riskler daha çok arttı"

Üstelik depremle karşılaşılması an meselesi olan bazı yerlerde büyük tsunami riski var.

KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ

Pampal, "Kıbrıs'ta 8'den büyük depremler var. Tarihsel depremler bu hattadır. Bir deprem olursa Kıbrıs, Akdeniz Bölgesi, Hatay üstelik tsunami tehlikesi var. Deniz içinde levha sınırında çok büyük deprem ve tsunami demek aynı zamanda ve tarihsel dönemde çok sayıda bu tür olaylar var." dedi.

Çok bilinen bir yanlış ise "Japonya'da daha büyük depremler oluyor ama bizdeki kadar bina yıkılmıyor." tezi.

Bu cümleyi çürüten Süleyman Pampal, karada yaşanan depremlerle okyanuslarda yaşanan depremlerin kıyaslanmasının yanlış olduğunu söyledi.

Pampal şunları kaydetti:

"(Kahramanmaraş) Bu deprem müthiş bir yıkıma yol açtı. Bir kere büyüklüğü çok fazla yüzeye yakın. 710 km veriliyor ki, Marmara depremi 1517 km derindeydi. Deprem ne kadar yüzeye yakın yerde kırılmaya başlar ve sığ olursa o kadar yıkıcı etkide olur o çevrede. Yani Marmara depreminin 2 katı süre ve 10 katı daha büyük ivme. 2 katı neredeyse ve doğal olarak yapıların hepsi alüvyon zeminin üstüne yani bu depremi 3'le çarpın. 45 tane 67 arasındaki artçılar. Yapılar da ne yapacağını şaşırıyor. 7,6 da çok büyük deprem. İnsanlar biraz da elma ile armudu karıştırıyor. 'Japonya'da 8 büyüklüğünde oluyor. Bu kadar hasar olmuyor' diyorlar. Japonya'daki depremin derinliği 700800 km bizdekiler AlpHimalaya deprem kuşağının en tehlikeli bölgesi... Çok sığ o yüzden dar alanda çok büyük etki yapar."